Fatih Altaylı Youtube'daki programına gönderdiği notta MHP lideri Bahçeli'nin iki Cumhurbaşkanı yardımcısından birinin Alevi, diğerinin de Kürt olması önerisi için "Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en tehlikeli söylemi" dedi.
“Cumhurbaşkanı’nı tehdit” iddiasıyla tutuklanan gazeteci Fatih Altaylı Youtube’daki programına Silivri’den gönderdiği notta MHP lideri Devlet Bahçeli’nin iki Cumhurbaşkanı yardımcısından birinin Alevi, diğerinin de Kürt olması önerisi için ” Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en tehlikeli söylemi, Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik en açık tehdit” dedi. Bundan dolayı uykularının kaçtığını söyleyen Altaylı, “Bahçeli’nin önerileri artık Öcalan’ın en vahşi rüyalarının bile önüne geçti” ifadelerini kullandı.
Altaylı kendisini “Gül İnşaat’ın patronlarının avukatı” olarak tanıtan birinin geldiğini ve “ilginç” şeyler anlattığını da söyledi. Bu kişinin “Belediye başkanlarının iddianameleri eylül sonu, ekim başı hazır olur. Yargılamalarla beraber tahliyeler başlar” dediğini aktaran Altaylı, tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için de “iddianamenin ise yılbaşından sonra hazırlanacağı” konusunda emin konuştuğunu söyledi.
Fatih Altaylı’nın MHP lideri Bahçeli’nin gündem olan ifadeleriyle ilgili değerlendirmeler şöyle:
“Bu kez ilk defa uykularım kaçtı. Bunun tek nedeni Devlet Bahçeli, daha doğrusu Devlet Bahçeli’nin önerisi. Yani bir Alevi ve bir Kürt cumhurbaşkanı yardımcısı olsun diyerek Türkiye’yi Lübnanlaştırma, Iraklaştırma, Sudanlaştırma, Kongolaştırma projesi. Emre, çok açık söylüyorum. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en tehlikeli söylemi Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik en açık tehdittir bu. Bunun kendini milliyetçi diye tanımlayan birinden geliyor olması ise tehlikeyi daha da büyük hale getirmektedir. Bu söylemin anayasa değişikliği ya da yeni bir anayasa yapmaya soyunmuş bir ittifaktan gelmesi ise karşı karşıya olduğumuz felaketin büyüklüğünü gösteriyor.
Bunlar anayasa yapacaklar bu kafayla. Neyse ki ilk kez Mehmet Uçum’la aynı fikirdeyim. 360’ı bulurlarsa yapacakları anayasayı getirsinler halkın önüne referanduma. Bakalım geçecek mi? Halkımız da ülkeyi mahvetmeye onay verecek mi görelim. Devlet Bahçeli’nin önerileri artık Öcalan’ın en vahşi rüyalarının bile önüne geçti deyip bu mevzuyu noktalayalım ve bundan sonrasını şimdiye kadar devlet haklı diyenler düşünsün.”
Meclis’te kurulacak komisyonla ilgili de şu görüşlerini ifade etti:
Çözüm süreci ile ilgili komisyon heyecanı sürüyor ve komisyonda kim olacak? Hangi partiden kaç kişi olacak? Kararlar salt çoğunlukla mı yoksa nitelikli çoğunlukla mı alınacak diye tartışılıyor. Bunlar dünyanın en manasız tartışması. Daha adı bile konmamış bir komisyona bir isim önerim var. HSD Komisyonu. Açılımı Havanda Su Dövme Komisyonu. Çünkü ilk gün söylediğim gibi gücünü yasadan almayan bir komisyon hiçbir şey yapamaz. Bir işe yaramaz. Yapsa yapsa geyik yapar. Bu komisyon su şeyin alacağı her türlü karar ya da öneri Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde AKP, MHP ve demin çoğunlukta olduğu komisyona gidecek ve onlar karar verecek. Yetkisiz yasasız komisyonun önemi sıfır. Demek ki gereksiz. Herkes haksız yere tutuklu belediye başkanlarının ne zaman serbest kalacağına ilişkin tahminler yürütüyor.”
Altaylı, dün kendisini “Gül İnşaat’ın patronlarının avukatı” olarak tanıtan birinin geldiğini ve “ilginç” şeyler anlattığını söyledi. Bu kişinin “Belediye başkanlarının iddianameleri eylül sonu, ekim başı hazır olur. Yargılamalarla beraber tahliyeler başlar” dediğini aktaran Altaylı, tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için de “iddianamenin ise yılbaşından sonra hazırlanacağı” konusunda emin konuştuğunu söyledi;
“Dün tanımadığım bir avukat ziyaretime geldi. Söylediği kadarıyla AKP’ye yakın inşaat şirketlerinden Gül İnşaat’ın patronlarının avukatıymış. Bilmiyorum. Vekaletnamesini görmedim. Bir süre dinledim anlattıklarını. Sonra da gitmesini rica ettim. Verdiği bilgiler ilginçti. Belediye başkanlarının iddianameleri eylül sonu, ekim başı hazır olur. Yargılamalarla beraber tahliyeler başlar dedi. Başkanları tutuklayabilmek için irtikap ve örgütlü suça soktuklarını iddia etti. Ekrem İmamoğlu ile ilgili iddianamenin ise yılbaşından sonra hazırlanacağı konusunda gayet emin konuştu. Şaşırdım.”
Gazeteci Fatih Altaylı, İmralı Süreci kapsamında tutukluların serbest bırakılacağı iddiası hakkında “Yumuşama falan yok. Siyasi rehineler var. Şartlara bağlı olarak olarak teker teker salıverilebilirler. Benim durumum bunlardan bağımsız” dedi.
Altaylı Cumhuriyet’ten Can Uğur’un sorularını avukatı Ömer Teker’in aracılığı ile yanıtladı.
Altaylı İmralı Süreci ile birlikte gelen ‘yumuşama’ iddiaları ile tutuklu bazı isimlerin serbest bırakılacağı söylentisi hakkında şunları söyledi: “Yumuşama falan yok. Siyasi rehineler var. Şartlara bağlı olarak olarak teker teker salıverilebilirler. Benim durumum bunlardan bağımsız.”
Altaylı’nın Gezi’den tutuklu olan İş İnsanı Osman Kavala ile de okudukları kitapları değiş tokuş yaptığı öğrenildi. Altaylı şöyle dedi:
“Roman veya fiction (Kurmaca) okumayı epey önce bıraktım. Burada Osman Kavala ile kitap değiş tokuşu yapıyoruz avukatlarımız aracılığıyla. Şu sıralar Cengiz Han’ın hayatını okuyorum. Bir de Ivan Berend’in 20. Yüzyıl Avrupa İktisat Tarihi’ni okuyorum. Sebastian Haffner’in Hitler Üzerine Notlar ve Bir Alman’ın Hikayesi adlı kitaplarını bitirdim.”