Seçime günler kala kan aktı: Parti üyesini bıçakladılar, tanıtım çadırını yaktılar
HÜDA PAR Batman Belediye Başkan adayı Ramanlı, kadınların haklarını kaybedeceğine dair korkularıyla dalga geçti. Bir hikaye anlatan Ramanlı, demokrat olduklarını ve o kadınlara çarşaf rengine karışmayacaklarına dair şaka yapmak istediğini söyledi.
Genel seçimlerde Cumhur İttifakı’na desteğini açıklayan ve AK Parti listelerinden Meclis’e dört milletvekili gönderen HÜDA PAR yerel seçimlerde de adından söz ettiriyor. Hizbullah’ı terör örgütü olarak görmediğini söyleyen HÜDA PAR lideri Zekeriya Yapıcıoğlu seçim döneminde çok konuşulmuştu. Yerel seçim sürecinde de kadın haklarını hiçe sayan politikalarıyla gündeme gelen partinin atman Belediye Başkan adayı Serkan Ramanlı’nın sözleri konuşuluyor.
Batman Belediyesi Bağımsız Belediye Başkan adayı Muazzez Baktaş’ı ziyaret eden Ramanlı espri yapmaya çalışırken kadınların korkularıyla dalga geçti.
Üç yıl önce eski Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani’yi ziyaret ettiklerini aktaran Ramanlı orada yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Sayın Başkan’ın yardımcısı Fazıl Mirani geldi bize Saddam’dan bahsetti. Saddam’ın dilinden şöyle dedi “Şimdi Hafız Esad tam bir diktatördür. O diyor ki ‘ben ölürsem Beşar var o benim yerime geçecek, liderliğinizi o yapacak.’ Ama ben böyle bir şey söylemiyorum. Ben demokrat bir insanım. Ben ille de şu oğlum olsun demiyorum. Benim iki oğlum var. Hangisini kendinize seçerseniz paşa gönlünüz bilir. Ben demokratım.”
AK Parti Milletvekili Ferhat Nasırlıoğlu’nun şirketinde çalışan bir avukatla yaşadığı diyaloğu da Mirani’nin anlattıklarına bağladı:
“Şimdi bir avukat var, AK Parti Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’nun şirketinde çalışır. Konu siyasetten açıldı. Dedi ki ‘Şirketimizde çalışan bazı avukatlar var. Kadındırlar, bayandırlar, Avrupa ülkelerinde okumuşlar. Mayıs’ın 15’inde işimize gittiğimizde baktık ki yüzleri asık, ağlıyorlar. Onlara ‘neler oluyor hayırdır’ diye sorduk. ‘Vallahi başımıza gelen dağ başındaki kurdun başına gelmemiş.’ Neden dedik, ‘HÜDA-PAR meclise girdi, kazandılar, Erdoğan kazandı, onlar da meclise girdiler, artık çalışmamıza izin vermeyecekler, dışarı çıkmamıza engel olacaklar, başımızı örtmek zorunda kalacağız, bütün haklarımız kökten bitecek, kendi üzerimize ağlıyoruz’ dediler. Ben de onlara dedim ki ‘Siz neyin nesisiniz? Zekeriya Yapıcıoğlu bizim hocamızdı. Batman’da avukattı. Mesleğimizle ilgili bilmediğimiz şeyleri ondan öğreniyorduk. Öyle biri değildir. Makul bir insandır. Siz yanılıyorsunuz. Serkan ile Batman Barosunda beraber avukatlık yapmışız. Nasıl biri olduğunu biliyoruz. Korkacağınız kişiler değildirler. Siz onları yanlış biliyorsunuz.’ Dediler ki ‘Hayır, sen bizi teselli ediyorsun. Onlar senin hemşerilerin olduğu için, bizi teselli etmek için böyle söylüyorsun. Bildiklerinden şaşmadılar’ dedi.
Ben de o avukata dedim ki ‘Madem ki bizden dolayı o kadar ağlamış, o kadar korkmuşlar, onları bir gün bir araya getir. Size misafir olacağım. Onları biraz güldüreceğim.’ ‘Onları nasıl güldüreceksin?’ Ona dedim ki; bir espri yapacağım da inşallah yanlış anlamazlar. ‘Nasıl bir espri?’ Aynen Fazıl Mirani’nin dediği gibi onlara diyeceğim, ‘biz demokrat insanlarız, vallahi hangi renk çarşaf giyerseniz size karışmayız.’ Dedi ki ‘Vallahi böyle söylerse ödleri kopar.'”