İmamoğlu’yla görüşen Kılıçdaroğlu aynı yerde: Kendi aramızda tartışırız ama…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İstanbul’da Fetret dönemi” benzetmesine İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Sizin fetret döneminizi yıkıp, israf döneminizi ortadan kaldıran bizler, anlıyorum ki sizi büyük bir bunalıma soktuk” yanıtı verdi.
İstanbul’un tarihi değerlerinden biri olduğu halde 2000’lerin başında adeta çürümeye bırakılan Büyükada’daki Taş Mektep için dün yeniden doğuşun ilanı günüydü.
Taş Mektep’i yeniden canlandırarak açılışını yapan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, törene eşi Dilek İmamoğlu ile birlikte kaltıldı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 1 gün önce İstanbul’da Kasım 2020’de çıkan yangının ardından restorasyonu tamamlanan Vaniköy Camii’nin resmi açılışında konuşmuş ve “Bizden önce on yıllar boyunca ihmal edilen İstanbul, 1994’ten itibaren mahalli idareler boyutuyla da altın yıllarını yaşamıştı. Ancak İstanbul’un birkaç senedir yerel hizmetler noktasında tekrar bir Fetret Devri’ne girdiğine üzülerek şahit oluyoruz. Önümüzdeki 9 ay süresince hep birlikte çalışarak inşallah İstanbul’u içinde sürüklendiği bu Fetret Devri’nden hep beraber çıkartacağız” demişti.
‘Fetret’ tartışmasında söz söyleme sırası ise dün İmamoğlu’ndaydı.
İmamoğlu, “Bugün gerçekten hala bakıyorum; dört yıl olmuş, millet oy vermiş, sizi tıpış tıpış evine yollamış. Hala sindiremiyorlar ve birtakım ifadelerde bulunuyorlar. Efendim neymiş? Bizim bu dönemi, ‘fetret dönemi’ diye tanımlama cihetinde bulunuyor. Hem de ne yazık ki yeni seçilmiş Sayın Cumhurbaşkanı, bunu bir cami açılışının önünde söylüyor. Yani bir caminin önünde söylenecek, herhalde en son söz, yalan konuşmaktır. O bakımdan, bu sözün orada söylenmesini kınıyorum. Çünkü, sizin fetret döneminizi yıkıp, israf döneminizi ortadan kaldıran bizler, anlıyorum ki sizi büyük bir bunalıma soktuk” dedi.
İmamoğlu, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“O bunalım hala devam ediyor. O bunalımdan kurtulamadınız. İşte bugün, burada ortaya çıkan Taş Mektep, tam da bunun karşılığıdır. Yani geçmişten beri metruk halde bırakıp, dönüp bile bakmadığınız bu ve buna benzer İstanbul’un her köşesindeki ecdadın bize bıraktığı eserleri hak ettiği değere kavuşturmak; evet size göre ‘fetret dönemi’ olabilir, ama bize göre, tam aksine şehre hak ettiği değeri vererek, sizin hizmetinizde olan bir avuç insana hizmet etmek değil, insanlarımıza ve 16 milyon insanımıza hizmet etmenin karşılığı bir görüntüdür.”