İki ittifak arasındaki ‘terör’ savaşı kızışıyor
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 4-8 Eylül'de düzenlenecek tüzük kurultayı öncesi partinin sembolü 'Altı Ok'un çağdaş bir şekilde yeniden yorumlanması gerektiğini söyledi.
Son sandıktan 47 yıl sonra birinci çıkarak ‘sürpriz’ yapan CHP şimdilerde tüzük kurultayına hazırlanıyor. Tartışılması beklenen başlıca maddeler üç dönemden fazla milletvekilliği, belediye başkanlığı yapanlar için ‘dönem koşulu’ olup olmayacağı ve ‘ön seçim’.
Haliyle gözler ‘değişimin’ daha taze olması nedeniyle eski ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na çevrildi.
13 yıl sürdürdüğü CHP Genel Başkanlığı görevinin sona erdiği kurultayın ardından yeni yönetime sert göndermeleriyle öne çıkan Kılıçdaroğlu kendi döneminde en çok yapılan önerinin ‘dönem kuralı’ olduğuna işaret etti. Tüzük kurultayının ardından yapılması planlanan parti programı çalışmaları için de “Yeni hazırlanacak parti programına da Altı Ok’la ilgili yeni yorumun, çağdaş yorumun konması gerekiyor” dedi. Ayrıca “Ekonomide izlenecek politikaların neler olduğu, onun temel ilkeleri parti programına konmalı” önerisi getirdi.
Sözcü yazarı Saygı Öztürk’e konuşan siyasetçi milletvekili, belediye başkanı adaylarının nasıl belirlenmesi gerektiği konusunda da şu görüşü dile getirdi:
“Partinin arşivinde tüzük konusunda yapılmış çok sayıda çalışma var. Tüzükle ilgili yaptığımız çalışmayı da belli bir noktaya getirmiştik. Partimizin seçim ve hukuk işlerinin o dönem yürüttüğü çalışmaların yanı değişiklik önerileri de gelmişti. En çok da ‘dönem kuralı’ öneriliyordu. Yine önseçim talepleri var. Parti üyeliğini ‘aktif” ve ‘pasif’ üyelik olarak ikiye ayrılmalı. Bunun da kuralları var. Ön seçime üyelik gereklerini yerine getiren aktif üyeler katılmalı. Milletvekilliği, belediye başkanlığı, il genel meclis üyeliği, belediye meclis üyeliği seçiminin aktif üyeler tarafından yapılmasıyla ilgili tüzük değişikliğini getirmiştik. Ama kurultay reddetmişti. Şimdi anladığım kadarıyla kurultaya aynı konuda delegelerin önerileri var.
Bu önerinin mutlaka kabul edilmesi yönünde görüş birliği çıkması beni sevindirdi. Ön seçimin olması bir anlamda üye ile parti arasındaki aidiyeti sağlıyor. Düzenli aidat ödemeleri, parti çalışmalarına katılmaları partiye artı getirir. Adaylar merkez yoklamasıyla değil önseçimle aktif delegelerin oylarıyla belirlenecek.
Milletvekilliği, belediye başkanlığı için ‘dönem kuralı’ getirilmesiyle ilgili öneriler var. Milletvekilliğinin iki dönemle, üç dönemle sınırlandırılmasını isteyenler var. Bu öneriler yine partinin yetkili organlarında büyük bir ihtimalle tartışılır, bundan sonra da tüzük kurultayında ele alınır.
Parti programıyla ilgili de yapılmış çalışmalar var. Onlar da partinin arşivinde. Parti programını da yenilenmesi gerekiyor. Değişen, gelişen koşullara göre parti programının da yeniden ele alınması gerekiyor. CHP’nin programından önce ‘Demokratikleşme’ dediğimiz, yani ‘Cumhuriyetin demokrasiyle taçlandırılması’ ilkesinden hareket etmeliyiz. Bugün ‘Demokrasi’ dediğimiz şey tamamen sözde kaldı.
Anayasa uygulanmıyor, yasalar uygulanmıyor. Dolayısıyla biz parti programında demokrasiye öncelik veren, demokrasinin ne olduğunu anlatan ve CHP’nin bu konuda neleri, hangi hamleleri atması gerektiğini belirleyen kurallar koymak gerekiyor. Parti programının bununla ilgili çalışmalar yapılır. Uluslararası ilişkilerle ilgili Sosyalist Enternasyonal veya Avrupa Birliği, diğer uluslararası ilişkilerle olan bağlantılara CHP’nin bakış açısı yine parti programına bir şekilde yansımak zorundadır. Çok boyut ekonomide izlenecek politikaların neler olduğu, onun temel ilkeleri parti programına konmalı.”