İmamoğlu’ndan Erdoğan’a ‘misafir’ göndermesi
Erdoğan cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 50+1 şartının değişmesinin sistemi hızlandıracağını, partileri ittifak türü yanlış yollardan kurtaracağını söyledi. Bahçeli ise çeşitli vesilelerle 50+1'i tartışmanın gereksiz olduğunu sertçe dile getirmişti.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin zorunlu koşullarından olan cumhurbaşkanının halk oyuyla ve 50+1 oyla seçilmesine Ak Parti’nin baştan beri ikircikli baktığı biliniyordu. 2018 seçiminde ve 2019 yerel seçimlerinde AK Parti oylarının hızlı bir düşüş göstermesinin ardından bu ikircikli tutum hoşnutsuzluğa dönüşmüştü ve bu parti kulislerinde zaman zaman açıktan dillendirilmeye başlamıştı. Nitekim Ak Parti kurucusu ve Tarım ve Hayvancılık Bakanı Şanlıurfa milletvekili Faruk Çelik, MHP liderinin açıkça karşı çıkmasına rağmen 2019’da ve 2022 sonunda cumhurbaşkanı seçilmek için gerekli oy çoğunluğunun 40+1’e indirilmesi gerektiğini çeşitli vesilelerle dile getirmişti. Benzer bir öneriyi 2021’de Cemil Çiçek yapmış ve yine Bahçeli tarafından sert bir dille doğrudan eleştirilmişti. Ak Parti’nin 14 Mayıs seçimleri öncesinde gündeme getirdiği yeni anayasa önerisi ve son günlerde Yargıtay’la Anayasa Mahkemesi arasında geliştiği var sayılan kriz Ak Parti’nin bu değişiklik için artık harekete geçeceği izlenimi yaratıyordu ki, Erdoğan dün ilk kez bu konuda önemli bir adım attı: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Almanya ziyareti dönüşü uçakta yaptığı açıklamada “50+1 koşulunun değişmesinin isabetli olacağını, bunun sistemi hızlandıracağını” söyledi.
Cumhurbaşkanı, yerel seçimlerde vatandaşın önüne yüzde 50+1 kuralının kaldırılması için sandık gelip gelmeyeceğini soran gazetecilere “50+1 şartının değişmesi konusunda aynı fikirdeyim, isabetli olur. Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara da sevk etmez” dedi.
Erdoğan şöyle devam etti:
“Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Yok altılı, yok on altılı masa… Bundan sonra kim bilir daha neler çıkar? Ama oy sayısı itibarıyla ‘En fazla oyu alan aday seçilir’ dendiği zaman seçim hızlıca tamamlanır. Diğer yandan mevcut anayasamızın satır aralarında darbeci zihniyet ruhunun dolaşıyor olması bizleri en çok rahatsız eden konu. Ayrıca dünya 1980’li yıllardan bugüne çok değişti. Bu değişiklikler anayasa metnine yansıtılmaya çalışılsa da bu anayasamızın metinsel bütünlüğünü yok etti. Yeni, sivil, kapsayıcı ve çağın gereklerine tam uyumlu bir anayasayı Türkiye’ye kazandırmak ulaşmayı arzu ettiğimiz en önemli hedeflerimizden biri. Meclis’te yeni anayasa çalışmalarına birkaç defa başladık, ancak muhalefetin engellemeleri, verdiği sözleri yerine getirmemesi nedeniyle hep yarım kaldı. Biz verdiğimiz sözün arkasındayız, milletimizi hak ettiği sivil anayasaya kavuşturacağız.”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dönem dönem tartışmaya açılan 50+1 sisteminin değişmesi gerektiğini savunanlara sert çıkmıştı.
Eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek bu görüşü savunduğunda, Bahçeli 16 Kasım 2021 tarihli grup toplantısında şunları söylemişti:
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi milli bekanın güvencesi milli birlik ve dayanışmanın sırrıdır. Bu sistemin meşruiyeti yüzde 50+1’dir. Yüzde 50+1 oyla Cumhurbaşkanı seçilmesi çoğulcu demokrasinin dünyaya model olacak bir şeklidir. Cemil Çiçek’in sözlerinin tahrip gücü yüksektir. Sayın Cemil Çiçek sizin kafanızda, dilinizin altında sakladığınız bir oran var mıdır? Açıkla da bilelim, niyetini öğrenelim. Buradan nereye ulaşmaya, kimlere şirin gözükmeye çalışıyorsunuz? FETÖ’cü Fehmi Koru da aynı şeyleri söylüyor. Altı partinin güçlendirilmiş parlamenter sistem arayışı için toplantılar düzenlediği dönemde Sayın Çiçek’in beyanatı bize göre kuşku vericidir. Cumhurbaşkanı’nın yüzde 50+1 oyla seçilmesi demokrasi güvenliğini temin ve teyit edecektir. Bize göre bu tartışma gereksizdir.”
Bahçeli 23 Kasım 2021 tarihinde ise 50+1 sistemini değiştirmenin sisteme güvensizliği körükleyeceğini belirterek “Cumhurbaşkanını halkın seçtiği tüm sistemlerde geçerli oyların salt çoğunluğu ile seçilmesi temel kaidedir. Değiştirmeye kalkmak, bu konuyu tartışmaya açmak yönetim sistemine güvensizliği körükleyecektir. Bu masum bir talep değildir. Bize göre Cumhurbaşkanlığı Sistemi lehine en güçlü argümanlardan biri 50+1 oyla iktidara gelmek için partiler arası uzlaşı ve kutuplaşmanın azalmasıdır” demişti.
‘Yüzde 50+1’ geçerli oyların yüzde 50’sinden 1 oy fazlası alan adayın seçilmesi anlamına geliyor. 21 Ekim 2007’deki referandumla kabul edilen cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi yöntemiyle uygulanmaya başlandı. Bu sistemde çok sayıda parti bir aday çevresinde bir araya gelerek ittifak yapabiliyor.