Sergen Yalçın imzayı attı, Beşiktaş maddesini yalanladı
Antalyaspor Başkanı Sabri Gülel kulübün içinde bulunduğu ekonomik zorlukların nasıl atlatıldığını anlattı. Gülel aynı zamanda Nuri Şahin'e TFF'den gelen Milli Takım teklifini de açıkladı.
Son olarak Süper Lig’in 8. haftasında Galatasaray’ı konuk eden ve sahadan 2-0 mağlup ayrılan Antalyaspor’da Başkan Sabri Gülel, göreve geldikten sonra kulübün yaşadığı kötü günleri anlattı. Ekonomik olarak şartların son derece zorlayıcı olduğunu vurgulayan Gülel “Göreve başladıktan 3 gün sonra tesislerin elektriği kesildi, yumurtacı yumurta vermedi.” dedi.
Gülel sözlerine “İlk etapta yaklaşık 600 milyon liralık borçla karşı karşıya kaldık. Sonra bilinmeyen borçlar da çıktı, rakam 700 milyon liraya kadar çıktı. Döviz kurlarındaki artışla borç miktarı 900 milyon liraya kadar yükseldi. Şöyle bir gerçek de var. Bu bir ticaret. Antalyaspor Anonim Şirketi, Türk Ticaret Kanunu’na tabi. Tek farkı, gelir vergisinden muafiyeti. Onun dışında tüm süreçler Vergi Usul Kanunu’na göre yönetilmesi gerekiyor. Çok basit bir iş aslında. Bakkal dükkanındaki mantıktan farklı bir şey değil.” diyerek devam etti.
Gülel kulüp ekonomisinin söz konusu duruma gelmesinin sebebini yöneticilerin beceriksizliği olarak açıkladı ve şu sözleri söyledi: “Bu kadar zor durumlara düşmesinin nedeni, gerçekten bakkal dükkanı daha işletme yetisi olmayan yöneticiler tarafından yönetiliyor olması. Ne gelecek, ne gidecek, ne alınacak, ne verilecek, ne kadar borç var, ne kadar alacak var? Bunlara göre ortaya bir bütçe konulmuyor. Bu genel olarak Türk futbolunun derdi. Yani ehil ellerde olması lazım. Biz ağzımızla kuş tutmadık. Baktığınız zaman muhteşem şeyler de yapmadık. Sadece işimizi doğru yaptık. Bizi bu kadar iyi gösteren şey, diğerlerinin çok kötü olması.”
Gülel ayrıca Vincenzo Montella’nın göreve geldiği Milli Takım’da yardımcılık konusunda Nuri Şahin için kapılarının çalındığını da açıklayarak “Nuri Şahin’i federasyona çağırdılar, görüştüler. Bu süreçlerin tamamından haberdarım. Hocam istişare yaparak gitti. Ortak kararımız, hocamızın artık üçüncü yılında bir yardımcı hocalık görevine kabul etmemesi gerektiğiydi. Onun zaten iyi bir hoca olma yolunda çok mesafe katettiği konusunda mutabık kaldık, bu görevi kabul etmedik.” dedi.