Bir futbolcunun alkol ve uyuşturucuyla imtihanı: Ya ölecektim ya arayacaktım

Jeff Whitley Manchester City'de oynamış bir futbolcuydu. Kariyerini gece hayatı mahvetti. Milli takımdan ayrılmak zorunda kaldı. Kurtuluşu yaptığı bir telefon konuşmasında buldu. Şimdi meslektaşlarına sesleniyor: Aramaktan çekinmeyin.

Spor 3 Kasım 2024
Jeff Whitley'in başından geçenler ilham olacak cinsten.

Jeff Whitley’in öyküsü tam anlamıyla bir umut hikayesi. 45 yaşındaki Whitley, Premier League ve Championship’te Manchester City ve Sunderland gibi birçok büyük kulüpte oynadı ve Kuzey İrlanda adına 20 uluslararası maçta forma giydi. Ancak perde arkasında yaşadığı alkol ve uyuşturucu problemleri onu iflasa sürükledi, rehabilitasyon süreçlerinin önünü açtı.

Şimdi başkalarına yardım edebilecek bir konumda olan Whitley uçurumun kenarından geri dönüş hikayesini anlatıyor. Kuzey İrlandalı adını altyapısından yetiştiği Manchester City’de duyurdu. Mavilerin A takımını yükselmek için ona kalırsa her şeyi doğru yaptı ancak saha dışı faktörler nedeniyle işler kötüye gitmeye başladı.

90’lı yılların ortasında yaşadığı süreç için Whitley, “İçinde bulunduğum bir içki ve eğlence kültürü vardı ve ben de bu ortamın içine fazlasıyla çekildim. Benden yaşça büyük olanların da bu şekilde kariyerlerini sürdürebildiklerini gördüm, onlar yapıyorsa benim için de sorun olmaz diye düşündüm” diyor. Futbol içinde ve dışında yanlış insanlarla takılmanın hem hayatını hem de kariyerini olumsuz etkilediğini şu sözlerle kabul ediyor:

“Hemen her kulüp saha dışındaki olaylar yüzünden beni gönderdi. Kendimi toparlayamamak veya bazı dışarı çıkma tekliflerine hayır diyememek gibi sorunlarım vardı. Manchester City, saha dışındaki davranışlarım yüzünden beni adeta yedi bitirdi. Bu konuda defalarca uyarıldım. Sunderland’de de aynısı oldu. Cuma gecesi dışarı çıktım ve bu benim kontratıma mâl oldu, beni gönderdiler.”

Whitley’in önleyemediği bağımlılıkları en nihayetinde milli takım kariyerinin de erken noktalanmasına yol açtı. Kuzey İrlanda’nın 2005’te Windsor Park’ta İngiltere’yi 1-0 yendiği gece ülke tarihinin en ünlü gecelerinden biri olarak bilinir. Ancak Whitley takım arkadaşı Philip Mulryne ile dışarı çıktığı için teknik direktör Lawrie Sanchez tarafından kamptan gönderilmiş ve bu tarihi zaferin içinde bulunma şansını yitirmişti.

Whitley o dönem Cardiff formasıyla üst seviyede oynamayı sürdürüyordu ancak davranışları yüzünden bir daha asla Kuzey İrlanda forması giyemeyecekti. “Bu bile içki ve eğlencenin sonu olmadı” diyor Whitley, “Sorunun ne olduğunu anlamak bir yana, bunu nasıl kontrol altında tutacağımı bilmiyordum. Sonunda içki ve uyuşturucu sorunu gerçekten kontrolden çıkmaya başladı” diye de ekliyor…

“Yıllar boyunca yaptığım tek şey başkalarının karakter özelliklerini almak ve onları benimmiş gibi yaşamak oldu.”

‘Her şey bir gecede değişmedi ama…’

Yaşananların ardından bir gün Whitley’in canına tak etti, bir şeyleri değiştirmesi gerektiğini düşündü. Yardım almak için Profesyonel Futbolcular Birliği’ni (PFA) aradı ve inanılmaz bir hızla Sporting Chance adlı klinik tarafından değerlendirmeye alınarak 26 gün boyunca sürecek tedavi ve rehabilitasyon sürecine başlatıldı. Whitley bu süreci şöyle tanımlıyor:

“Yaptığım en zor ama en iyi şeylerden biriydi. Problemin ne olduğunu ve çözümün ne olduğunu öğrenebildim. Ben bir bağımlıydım ama başka bir yaşam tarzı da vardı. Bu şekilde olan başka insanların da temiz ve ayık kafada bir hayat sürebildiğini anlayabiliyorsunuz. Her şey bir gecede değişmedi, kabul. Ama bu süreç benim hayatımı değiştirdi.”

PFA ve Sports Chance ile çalışan Whitley bu iki kurumun kendisine inkarlarını kırmak konusunda çok yardımcı olduğunu belirterek,”27 yaşındaydım ve kim olduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu. Yıllar boyunca yaptığım tek şey başkalarının karakter özelliklerini almak ve onları benimmiş gibi yaşamak oldu. Kendimi bu tip bir kişiliğe dönüştürdüm ama o karakter özelliklerinin bazıları başkalarına aitti. Bu tedavi sürecine girerek, bana ait olmayanları bırakıp, benim temel değerlerim olanları koruyabildim. Eğer PFA bana o desteği vermemiş olsaydı şu anda nerede olacağımı kim bilebilirdi ki?” diyor.

‘Sadece tereddüt etmeden yardım isteyin’

Whitley rehabilitasyona girdiğinden beri ayık kafada kalmayı başardı ancak hala ‘Adsız Alkolikler’ adlı oluşumun birleşimlerine katılıp terapi almayı sürdürüyor. Kuzey İrlandalı, futbol kariyerinin sonunda işsiz kaldıktan sonra kısa bir süreliğine araba satışında çalıştı, ardından deneyimlerini başkalarına yardımcı olmak için kullanmaya yöneldi. PBA ona yardım edebilmişti ve şimdi Whitley onlar adına sağlık yöneticisi olarak çalışıyor. Premier League, Football League ve Kadınlar Süper Ligi (WSL) kulüplerine ziyaretler yaparak birliğin mevcut hizmetlerini tanıtıyor.

Whitley kendi kişisel deneyimlerinin onu karanlık bir yere sürüklediğini kabul etse de “Terapi sadece krizde olduğunuzda gitmeniz gereken bir yer değil” diyor. Sosyal medyanın oyunculara dünyanın dört bir yanından her türlü saldırıyı yönelttiği bir dönemde PFA’nın sakatlık, performans ve taciz gibi çeşitli sorunlar konusunda ihtiyaç duyanlara yardım etmeye açık olduğunu söylüyor. Whitley, oyuncuların durumları ne olursa olsun kendi deneyimlerini paylaşabilmenin diğer durumlarla bağlantı kurmasına yardımcı olduğunu şu sözlerle belirtiyor:

“Eğer kendini daha iyi anlamak istiyorsan, artık burada olmak istemediğin bir noktada olman gerekmiyor. Bazen oyuncular bana bir şeyler anlatıyor ve ben orada oturup, ‘Bu benim eskiden söylediklerimin aynısı’ diyebiliyorum. O süreci yaşadığımızı ve sonunda buraya ulaştığımızı bilmeleri onlar için iyi bir şey.”

Whitley, bazı oyuncuların telefonu açmak ya da yardım istemek konusunda hevesli olamayabileceğini de anladığını ekliyor, -“Zamanında kendi adıma da yardım istemenin ne kadar zor olduğunu biliyorum. Bu şekilde yaşamaktan bıkmıştım; yaşıyor değildim, sadece var oluyordum. Vücudunuzu alkol ve uyuşturucuyla kötüye kullandığınızda iki yoldan birine gitmeniz kaçınılmazdır. Bazı insanlar o noktada değil. Sadece tereddüt etmeden yardım isteyin, söyleyebileceğim bu.”

Whitley durum ne olursa olsun çoğu zaman bir çözüm yolu olduğunu belirterek şunları söylüyor:

“Hayatında ne olursa olsun, ne kadar kötü olduğunu düşünürsen düşün, her bir soruna aynı anda baktığında her şey daha kötü görünür. Korkunç ve bunaltıcı hissettirebilir. Doğru insanlarla iletişim kurarak, doğru çözümü bulmaya çalışmalısın. Tüm sorunların çözüldüğünde hayat devam ediyor. Ben büyük bir borç içindeydim ve iflas ettim. Birinin yolculuğundaki değişimi görmek ve şu an bulundukları yere gelmelerini görmek harika bir duygu. Şimdi, harika bir organizasyon için çalışmanın ayrıcalığını ve gururunu hissediyorum. Oyuncularımızın sadece futbol oynayan kişiler olmaktan ziyade daha büyük bir resmin parçası olduğunu hissetmelerini istiyoruz.”

“Benim durumum devamında Kuzey İrlanda adına oynayan diğer siyah oyuncuların sayısında bir fark yarattı mı? Kim bilir”

‘Şu siyahi adamı oyuna alın’

Whitley 17 yaş altı seviyesinde İngiltere’yi temsil etmişti, ancak Kuzey İrlanda adına oynamasını sağlayan ziyaret menajer Bryan Hamilton’dan geldi. Kuzey İrlanda için 20 kez forma giyip iki gol atan Whitley, Şubat 1997’de Belçika’ya karşı oyuna sonradan girdiğinde Kuzey İrlanda’yı temsil eden ilk siyahi oyuncu olarak tarihe geçti. Bu andan kısa süre önce Belfast doğumlu babası Kuzey İrlanda hayatını kaybetmişti.

Daha önce hiç Belfast’a gitmediğini söyleyen Whitley o güne dair anılarını şöyle anlatıyor:

“Sahada ısınırken kenar çizgisi boyunca koştuğumu hatırlıyorum. Ben ısınırken stadyum bir anda sessizleşti ve tribünden biri ‘Şu siyahi adamı oyuna alın’ diye bağırdı. Bu o kadar net ve yüksek bir sesti ki sanıyorum tribünde olan herkes duymuştur. Zaten devamında da oyuna girince büyük bir alkış aldım. Kuzey İrlanda’ya ayak bastığım, formayı giydiğim ve sahaya çıktığım andan itibaren herkes bana gerçekten bana büyük bir sevgi gösterildi.”

Whitley, Kuzey İrlanda’yı temsil eden birçok siyah oyuncunun öncüsü oldu ancak Manchester City gibi çok uluslu bir takımda vaktini geçirdiği için bu tarihi anın farkına o an varmadığını şu sözlerle aktarıyor:

“O an gerçekten bunu fark etmedim. Annem siyahtı, babam beyazdı ve takım arkadaşlarım farklı renklerden insanlardı. Şimdi geriye dönüp bakınca sporun birçok insanı bir araya getirdiğini ve futbolun insanların renkleri ne olursa olsun kendilerini rahat hissetmelerinde büyük rol oynadığını görüyorum. Benim durumum devamında Kuzey İrlanda adına oynayan diğer siyah oyuncuların sayısında bir fark yarattı mı? Kim bilir. Onların da kendi nedenleri olmuştur, ama bu benim için ve ailem için gurur verici bir andı.”

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.