Fenerbahçe’yi yenilgiden Papagiannis’in 25 metreden attığı mucize üçlük kurtardı
Alman Milli Takımı'nın kaptanı İlkay Gündoğan, cumartesi akşamı oynanacak Almanya-Türkiye maçı, Arda Güler, Galatasaray'ın Bayern Münih maçı gibi birçok konuda açıklamada bulundu.
Alman Milli Takımı’nın kaptanlığını yapan ve LaLiga devi Barcelona’da forma giyen İlkay Gündoğan Anadolu Ajansı’na konuştu. İlkay kulüp kariyerinden milli takımdaki hedeflerine ve Galatasaray Bayern maçlarındaki performansına kadar birçok konuya değindi.
İlkay, 18 Kasım Cumartesi akşamı Almanya ve Türkiye arasında oynanacak karşılaşmayla ilgili “Benim için özel bir maç olacak. Türkiye’ye karşı ilk defa oynamak belki de biraz tuhaf olacak. Sonuçta memleketim, ailemin olduğu memleketimiz. Tabii ki Türkiye ile büyük bir bağım var ve hep olacak. Her sene en az bir kez gitmeye çalışırım. Tatillerimi Türkiye’de geçirmeyi çok severim” dedi. İlkay Cenk’in sakatlığını hatırlatıp kadroda Çağlar ve Hakan gibi tanıdığı futbolcular olduğunu belirtti. Gündoğan, maça profesyonel bakış açısıyla yaklaşacağını belirtirken, atmosferin güzel olacağını, mücadelenin çekişmeli geçmesini beklediğini söyledi.
İlkay maçta her iki taraftarın da desteklediği tek oyuncu olma beklentisinin olmadığını, maç esnasında herkesin duygusal olarak takımını desteklemesini beklediğini de belirtti. A Milli Takım’ın maçlarını elinden geldiğince izlemeye çalıştığını belirten İlkay “Her zaman kolay olmuyor. Genellikle aynı zamanda oynadığımız için ancak milli takım maçlarının ve Süper Lig’in özetlerine bakıyorum. Maçların özetlerini izlemeyi seviyorum. Ben ve tüm ailem Türkiye’nin Avrupa Şampiyonası’na katılmasından çok büyük mutluluk duyuyoruz. Almanya’da yaşayan milyonlarca Türk olduğu için, Türk insanları için çok güzel olacağını düşünüyorum. Bizim için de çok güzel olacak. Sık sık takip etmeye çalışıyorum, her maç olmasa da Türkiye’yi iyi görüyorum. Yeni hoca ile gerçekten müthiş başladılar. 2’de 2 yaptılar. Hırvatistan deplasmanında 1-0 kazanmak çok iyi bir skor. Türkiye’nin çok iyi bir kadrosu olduğunu düşünüyorum. Avrupa Şampiyonası’nda da önemli bir rol oynayabilirler.” ifadelerini kullandı.
İlkay tanıdığı milli oyuncularla alakalı konuşurken Cenk Tosun’la Almanya’da yetişmiş olması ve Everton’da oynadığı dönemde sık sık görüşmelerinden ötürü ilişkisinin farklı olduğunu dile getirdi. Gündoğan “Arda Güler Real Madrid’e gitti, çok yetenekli futbolcu. Hatta burada Antonio Rudiger ile bazen konuşuyoruz. O da Arda’yı çok beğeniyor, tabii fiziksel olarak eksiklikleri var. İki sakatlıkla Real Madrid dönemine çok iyi başlamadı ama çok yetenekli olduğunu düşünüyorum. Hatta Mesut Özil de aynı şeyi söylemişti. Mesut Özil’e benzeyen bir Türk futbolcu varsa ilk isim Arda Güler’dir. Onun geleceğini parlak görüyorum. Premier Lig dönemimde Çağlar ile sık sık karşı karşıya geldik. Hem futbolcu hem de karakter olarak çok sevdiğim bir kardeşim. Şimdi de Atletico Madrid’de. Çok beğendiğim bir defans oyuncusu.” diyerek sözlerine devam etti.
İlkay Nagelsmann’ın milli takıma büyük katkı sağladığını belirtip, Almanya’nın son turnuvalarda yaşadığı düşüşle alakalı gelen soruya “Çok zor bir soru. Cevabı olsaydı zaten belki de kendi katkımla takıma yardım edebilirdim. Sonuçta bir jenerasyon değişikliği oldu. Hele 2014 Dünya Kupası’ndan sonra Philipp Lahm ve Klose gibi çok önemli isimler milli takımı bıraktı. 2016 ve 2018’de de aynı şekilde. Her turnuva sonrasında yeni jenerasyon, yeni oyuncular, yeni teknik direktör. Joachim Löw, Hansi Flick, şimdi Julian Nagelsmann. Bu tabii bizim aleyhimize oldu. Bunlar futbolda olan şeyler. Sonuçta biz istediğimiz performansı sergileyemedik. Alman Milli Takımının tarihinde belirli bir standart ve beklentiler var. Maalesef o beklentilerin altında kaldık. Bu kendi suçumuz. Onun için inşallah önümüzdeki sene Avrupa Şampiyonası’nda bir fark ortaya koyabiliriz. Hatta yarı final, finale kadar inşallah çıkabiliriz. Hedefimiz bu.” şeklinde yanıt verdi.
İlkay hedeflerin konuşulup konuşulmadığı hakkında henüz şampiyonluk hakkında konuşmadıklarını belirtti. Deneyimli futbolcu ülkede oluşması muhtemel turnuva atmosferiyle ilgili “Almanya’daki 2006 Dünya Kupası’nı hatırlıyorum, 15-16 yaşındaydım. Çok heyecanlı geçti, dünyanın değişik ülkelerinden insanlar Almanya’ya geldi. Öyle bir atmosferde futbol oynamak, futbolu sevmek, yaşamak bambaşka bir duyguydu. Ona benzeyen bir atmosfer bekliyorum. Avrupa’nın en değişik ülkelerinden insanlar Avrupa’da buluşup, hem maç izlemek hem de futbolla eğlenecekleri bir atmosfer olacağını düşünüyorum. Ev sahipliği bizde olduğu için eğer iyi ve başarılı bir turnuva oynarsak bu atmosferin daha güzel olacağını düşünüyorum. Tabii ki hedefimiz bizi destekleyen insanları mutlu etmek. Futbolda performansınla seni sevenleri mutlu etmekten daha güzel bir duygu yok.” sözlerini söyledi.
İlkay turnuvada Fransa’yı daha sonra İngiltere’yi favori gördüğünü belirtirken Almanya hariç desteklediği takımın Türkiye olduğuna değindi. Ancak İlkay’ın isteği Türkiye’yle aynı grupta olmamak. Hayalindeki finalin Türkiye-Almanya olduğunu söyleyen orta saha “Benim için de tabii bambaşka bir durum olurdu, bayağı bir zor olurdu, daha da zor, daha da tuhaf olurdu. Almanya ve Türkiye birisi finalde olursa beni mutlu eder, ikisi de olursa o da mutlu eder.” dedi.
Almanya’da doğup Türkiye’yi seçen Kaan Ayhan’ın cumartesi günkü maç hakkında “Çok özel olacak” söylemi hakkında İlkay “Kaan’la sanırım Gelsenkirchen’de birkaç sene aynı okula gitmiştik. Tanışıyorduk. O benim, ben de onun futbolcu olduğunu biliyorduk. Sonuçta hem Alman hem Türk kültürünün arasında büyüyorsun. İkisini de sevmesini öğreniyorsun. Hem onlar hem de benim için bu maçın anlamı daha da başka.” şeklinde konuştu.
İlkay Manchester City dönemini 3 kupalı bir sezonla kapatmanın nasıl hissettirdiğini “Geçen sene düşünemediğim seviyede bir futbol oynadık. Her kupayı da çok hak ettiğimize inanıyorum. Manchester City’de geçirdiğim 7 sene bir başarıdan başka bir başarıya koştuk. Hiç beklemediğim bir şey oldu. Hiçbir zaman unutmayacağım bir dönem oldu. Manchester City dönemimi 3 kupayla kapatmak daha iyisini düşünemeyeceğim bir senaryoydu. Kaptanlık da güzel bir duygu ama sonuçta takım arkadaşların, hocan senin değerini biliyorsa kaptanlık bandı aslında gerekmiyor. Kaptan olduğum için karakterimi ya da davranışımı değiştirmedim. Hep aynı kalmak istedim. Tabii ki bu 3 büyük kupayı kaptan olarak, takım adına ilk kaldırmak bambaşka bir gururdu. Çok uzun zaman geçmedi, bazen fotoğraf ve videolar görünce hala tüylerim diken diken oluyor. Çok özel bir duyguydu.” diyerek açıkladı.
Geçtiğimiz yaz City’den ayrılarak İspanyol devi Barcelona’ya giden İlkay burada oynamanın hayali olduğunu belirtti. Hayalini gerçekleştiren deneyimli isim, eski teknik direktörü Pep Guardiola’yla hala görüştüğünü belirterek “İlişkimiz çok iyi. Kendisi Barcelonalı, Barcelona’da evi var. Hatta birkaç hafta önce Barcelona’da belinden ameliyat oldu. 2-3 hafta Barcelona’da kalmak zorundaydı, Manchester City’nin maçlarında bile olamadı. Ben de onu evinde ziyaret ettim, konuştuk. Barcelona’da benim veya ailemin bir ihtiyacı veya başka bir şey olursa her zaman onu arayabileceğimi söyledi. İlişkimiz devam ediyor, çok iyi. Sık sık konuşuruz. Pep beni özlediğini söylüyor, ben de onu özlüyorum tabii ki. Sonuçta ikimiz de profesyoneliz, o Manchester City’de ben de Barcelona’da devam ediyorum. Pep’le tanıştığım, 7 güzel sene geçirdiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum” dedi.
İlkay Pep’le tanıştıktan sonra futbolu tekrar yavaş yavaş öğrendiğini vurgularken aralarında geçen enteresan bir anıyı “Çok anımız var. Cumartesi bir maçımız vardı, cuma günü maçtan önceki son idmanda taktik konuştuk, video toplantısı oldu. Bize neler yapacağımızı detaylı olarak anlattı. Maç için bir taktik kurmak adına bayağı çabaladı. Cuma günü bize anlattı, idmana çıktık. İdman o kadar da kötü geçmedi ama idmandan sonra ‘Bugün yaptığınız her şeyi unutun, aklınızdan silin’ dedi. Yalnızca 1 gün önce, maça saatler kala. Bazen taktikleri sahada uygulamakta zorlanıyorsunuz ama belirli bir taktiğe karar verdikten sonra, ‘Her şeyi silin, yarın sabah başka, basit bir taktiği size gösterip cumartesi maçı oynayacağız.’ dedi. Biz de şaşırdık tabii ama ertesi gün bize gelip anlattı, maçı oynadık ve rahat bir şekilde kazandık. Pep öyle birisiydi. Bir şey hissetmediyse bırakıp başka bir şeye odaklanırdı. İlk anda tuhaf geldi ama sonra düşününce çok mantıklı geldi.” sözleriyle anlattı. İlkay son yıllarda elde ettikleri başarılarla kırmızı olan Manchester şehrini, United’dan daha başarılı bir takım haline gelerek maviye çevirdiklerinden bahsetti.
Gündoğan şimdiki hedefinin de Barcelona’yı eskiden olduğu gibi Avrupa’nın zirvesine taşımak olduğunu anlattı. Uyum sürecini ailece atlattıklarını belirten İlkay “Bizim mutluluğumuz futbola bağlı. Futbolda mutluysak tabii ki bu özel hayatımıza da yansıyor. Futbolun anlamı bizim için bambaşka şu an iyi gidiyoruz. Daha da iyi olacağımızı düşünüyorum. Gerçekten genç bir takımımız var. Çok potansiyelli, kalitesi olan bir takımız ama zamana ihtiyacımız var. Böyle genç bir kadroya lider olmak için benim, Lewandowski ve Ter Stegen’in rolünün daha da önemli olduğunu düşünüyorum. Daha iyi yerlere geleceğiz. Sonuçta daha yolumuzun başındayız. Onun üzerine genç hocamız var. Bazı şeylerde Pep’e çok benzeyen. Sonuçta aynı futbol ekolü, aynı eğitim. Onun için benzerlikler var. Ama projenin daha başlangıcındayız, uzun bir yolumuz var. Ona da en iyi şekilde hazırlanıp, Barcelona’yı yine Avrupa’nın en iyi yerlerine getirmek en önemli hedefimiz.” dedi. İlkay ayrıca Barcelona’ya Xavi için gittiğine de vurgu yaptı.
İlkay Gündoğan Galatasaray’ın Bayern Münih’le oynadığı ilk maçı izlediğini belirterek “En azından 1 puan aslında 3 puanı hak eden bir Galatasaray gördüm. Ama Avrupa’da futbol bazen tuhaf yani. Her zaman hak ettiğini alamıyorsun özellikle Şampiyonlar Ligi’nde. Şampiyonlar Ligi’nde benim tecrübem çok iyi de oynasan girdiğin pozisyonları değerlendiremezsen, rakip bir kez gelip gol atıyor ve maçı kaybedebilirsin. Şampiyonlar Ligi bambaşka bir rekabet, orada girdiğin her pozisyonu değerlendirmen gerekiyor. Onu maalesef Galatasaray ilk maçta başaramadı. Aslında 3 puanı hak etmişti ama nasip değilmiş. İnşallah en azından 2. ve 3. olabilirler, Avrupa’da devam edebilirler. Hemen hemen şansları aynı. Kopenhag ve evinde Manchester United maçları var. İkisini de alabilecek bir Galatasaray takımı görüyorum. İnşallah da alıp grubu ikinci olarak tamamlarlar.” dedi.
Galatasaray’ın kadrosu hakkında değerlendirmede bulunan Gündoğan “Kerem çok iyi. Kerem’i severek izledim. Icardi tabii ki Avrupa’da kendisini ispatlamış bir oyuncu. PSG ve Milan olsun. Wilfried Zaha, Premier Lig’den çok iyi tanıdığım bir futbolcu. Premier Lig’de çok iyi sezonlar geçiren bir futbolcu. Bire bir pozisyonları olsun, şut, asist ve golleri olsun çok beğendiğim bir futbolcu. Lucas Torreira orta sahada çok fazla çalışan bir oyuncu, topla da kalitesi çok yüksek. Muslera da yıllardır Galatasaray kalesinde, çok tecrübeli bir kaleci. Takım için de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Aslında daha sayacak çok oyuncu var. Hakim Ziyech, orta sahada Sergio Oliviera var. Sacha Boey var sağda, çok fazla sayacak oyuncu var. Galatasaray’ın kadrosu gerçekten çok iyi. Hatta milli takımdaki Bayern Münihli arkadaşlar bile Galatasaray’ın kadrosunu çok beğeniyorlar, çok iyi futbol oynadıklarını söylüyorlar. Hayırlısı bakalım, inşallah Şampiyonlar Ligi’nde gruplardan çıkarlar.” yorumu yaptı.
İlkay Türkiye’deki şampiyonluk yarışıyla alakalı tahmini sorulduğunda “Şampiyonluk sorusuna cevap şu an kolay gibi gözüküyor. Ya Fenerbahçe ya Galatasaray olacak gibi gözüküyor. Belki de kadro olarak iki takımın kadrosu diğer takımlarla kıyaslarsan başka bir seviyede. Geçen sene ve bu sene Adana Demirspor da iyi başladı. İzleyemiyorum fazla ama büyük ihtimal iyi futbol oynuyorlar, tesadüfle olamaz yani. Sonuçta belirli bir süre maçlarını kazanırsan, belirli bir kaliten olması gerekiyor. Her seneki gibi Beşiktaş da var ama bu sezon ya Galatasaray ya da Fenerbahçe şampiyon olacaktır diye düşünüyorum. Çünkü kadro olarak diğer takımlara karşı avantajları olduğunu düşünüyorum.” diye yanıt verdi.
Deneyimli isim kariyerinde en unutmadığı maç sorusunuysa “En özel maçlar, ilk aklıma gelen geçen sezonun maçları. Şampiyonlar Ligi finali kariyerimde en büyük hedefti. Hele 2013’te ilk Şampiyonlar Ligi finalimi oynadıktan ve kaybettikten sonra benim için en büyük hedef bir gün Şampiyonlar Ligi kupasını almaktı. Onun da İstanbul’da nasip olması benim için bambaşka bir duyguydu. Türk halkının önünde, İstanbul’da Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırmak inanılmazdı. İstanbul’u çok seviyorum artık benim için daha da özel bir şehir oldu. İstanbul’da kupayı kaldırdığım anı asla unutmayacağım. Şampiyonlar Ligi finali, FA Cup finalinde iki golüm, onların değeri benim için çok farklı.” şeklinde yanıtladı.
Bugün sabah saatlerinde Gündoğan’la alakalı bir transfer iddiası ortaya atıldı. Buna göre Galatasaraylı yetkililer Bayern deplasmanındayken İlkay’ın menajeriyle görüştü ve söz kesti. Ancak menajer İlhan Gündoğan iddiaları “İlkay’la ilgili birkaç gündür basında yer alan haberler gerçeği yansıtmıyor. İlkay için Bayern Münih maçından önce hiçbir Galatasaraylı yönetici ile görüşmedim. Bu konuda hiçbir gelişme, görüşme ya da bize ulaşan bir şey olmadı. Bunu net bir şekilde ifade etmek istiyorum. Bu haberlerin nasıl ortaya çıktığına da ne ben ne de İlkay anlam veremiyor. İlkay, Barcelona’da mutlu ve orada başarmak istediği hedeflere odaklanmış durumda.” sözleriyle yalanladı.