Sporda perşembe: TMF’nin yeni başkanı Ogün Baysan
Ukrayna-Rusya savaşı üçüncü yılına giriyor. Çatışma ortamı, olimpik dallardan futbola; basketboldan voleybola, judodan Formula 1'e kadar sporu derinden etkiledi.
24 Şubat 2022’de Rusya orduları Ukrayna topraklarına girdi. Dünyayı her alanda etkileyen bir savaş başladı. İki yıl sonunda Rusya, özellikle Avrupa’dan dışlandı. Vladimir Putin’in verdiği bu karar, politika, ekonomi ve kültür-sanatın yanı sıra spor dünyasını da etkiledi. Birçok branşta dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olan Rusya ismi artık uluslararası şampiyonalarda duyulmuyor. Savaş üçüncü yılına girerken spor dünyasında iki yılda yaşananlar ve son durum şöyle…
Savaştan sonra alınan ilk kararlardan biri Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nden geldi. Komite, Rus ve Belarus sporcuların olimpiyatlarda ülkelerine ait bayrak, amblem ve marşları kullanamayacağı kararını aldı. Ancak Rus sporcuların bireysel olarak yarışlara katılmasına izin verildi. Rusya, CAS’a giderek kararı iptal ettirmeye çalıştı. Ancak tam da savaşın ikinci yıldönümünde CAS, Rusya’ya ‘Hayır’ dedi. Bu kararla 2024 Paris Olimpiyatları’nda Rusya’nın olmayacağı ve sporcuların bireysel olarak yarışacağı kesinleşti.
Geçmişte Sovyetler Birliği, birliğin dağıldığı günden beri de Rusya, katılım gösterdiği tüm olimpiyat oyunlarında madalya sıralamasında zirveyi zorlayan bir ülke olarak öne çıkıyor. Soğuk savaş yıllarından beri spordaki başarıyı politik bir propaganda malzemesi olarak görüp, bu konuda çok önemli sporcular yetiştirmek üzerine sistemler kuran Ruslar, savaş öncesi dönemde doping skandalları, savaş sonrasında ise doğrudan ülkeye uygulanan ambargo yüzünden olimpiyat oyunlarında bayrağını dalgalandırmaktan mahrum kalıyor. 2024 Paris Olimpiyatları’na Rusya’nın katılımının engellenmesi, takım sporlarının da pek çoğunda başarı hedefleyen ülkenin bir çok madalyadan mahrum kalacağı bir süreci doğuracak. Bununla birlikte bağımsız sporcu olarak yarışmalarına izin verilecek Rus vatandaşı sporcular ise ülkelerinin bayrağını dalgalandıramayacakları oyunlarda kendi kariyerleri için kürsünün en üst basamağına çıkma mücadelesi gösterecek.
Katar ev sahipliğinde düzenlenen 2022 Dünya Kupası’ndan men edilen Rusya, 2018’de ev sahipliği yaptığı futbol dünyasının ülkeler bazından düzenlenen en prestijli organizasyonunun dışında kaldı. Resmi maç yapması engellenen Rusya, uzun süredir sadece dostluk maçlarında boy gösterebiliyor. Kendisine rakip bulma konusunda da sıkıntı çeken Ruslar, buna karşın Asya Futbol Federasyonu’na katılma fikrini de ‘Rusya Avrupa’dır diyerek reddedip UEFA’da kalma niyetini net bir şekilde gösteriyor.
Milli takımın yanı sıra kulüp takımları da UEFA tarafından ambargoya dahil edilen Rusya, savaşın başladığı iki yıllık süre içerisinde düzenlenen Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi ve Konferans ligi turnuvalarına katılımcı gönderemedi. Bunun yanı sıra Rusya’da forma giyen pek çok futbolcuya da tanınan kontrat fesih hakları transfer piyasasını karıştırmaya yetti.
Takım sahipliği konusunda da Avrupa’da birbirinden farklı ülkelerde Rus iş insanlarının yatırımları sekteye uğradı. Bu süreçte en göz önünde ve tanınan örnek olan İngiltere Premier Lig ekiplerinden Chelsea, İngiltere hükümetinin baskıları sonucu Rus milyarder Roman Abramovic’in elinden çıkarılıp ABD’li bir konsorsiyuma satıldı.
Basketbolda futbola göre kulüp düzeyinde çok daha başarılı olan Rusya, savaşın başladığı an kıtanın kulüp düzeyinde en prestijli organizasyonu olan EuroLeague’in yapısını derinden etkiledi. CSKA Moskova, Zenit ve Unics Kazan’ın da mücadele ettiği EuroLeague’de 2021-22 sezonunun ortasında bu üç takım turnuvadan men edildi. Katılımcı kulüplerin oylaması sonucu o sezon Rusların oynadığı maçların yok sayılmasıyla 15 takıma düşen ligde sıralamalar da bir anda farklılaşınca sezonun kaderi değişti. Bununla birlikte yıllardır EuroLeague seviyesinde şampiyonluk adayı takımlar kuran, sekiz kez de EuroLeague kupasını müzesine götürme başarısı gösteren CSKA’nın üç yıldır Avrupa basketbolunda yer alamaması, turnuvanın rekabetçilik düzeyini aşağı çeken bir faktör olarak ön plana çıktı.
Kadın basketbolunda da ambargonun yaşandığı sezona kadar beş yıl üst üste EuroLeague Women şampiyonu çıkarmayı başaran Rusya, turnuvalardan kulüplerinin men edilmesi sonrası güç kaybetti. Bu süreçte özellikle o dönemde Ekaterinburg forması giyen ABD’li kadın basketbolcu Brittney Griner’in Rusya’da tutuklanması gündeme damga vurdu. Üzerinde uyuşturucu madde bulunduğu iddiasıyla Rus mahkemelerince dokuz yıl hapse mahkum edilen Griner, devamında Rusya ve ABD arasında süren tutuklu takası görüşmeleri sonucu özgürlüğüne kavuştu.
Avrupa voleybolunda hem kulüp takımlarıyla Şampiyonlar Ligi, hem de milli takımıyla Avrupa Şampiyonası gibi organizasyonlarda uzun yıllardır çok başarılı sonuçlar elde eden Rusya, savaş sonrası turnuvalardan men edilince yeri Türk ve İtalyan takımları tarafından dolduruldu. Türkiye’nin kadın voleybolunda yakın dönemde yakaladığı başarıda onlarca önemli yatırım ve spora bakıştaki anlayışın önemi su götürmez bir gerçek. Buna karış Rusların turnuvalarda olmadığının getirdiği etkiyi de kabul etmek kuşkusuz bu dönemi anlatırken kabul edilmesi gereken bir realite.
Rus ve Ukraynalı sporcuların oldukça başarılı sonuçlar elde ettiği tenis, savaşın yansımalarının en derin etkiler doğurduğu sporlardan biri. Kadın tenisinde Ukraynalı Elina Svitolina’nın yaptıkları sonucu yarattığı kamuoyu, savaşın etkilerini spor kamuoyu üzerinden de konuya hakim olmayan insanlara ulaştırma açısından etkili oldu. Bununla birlikte bir diğer Ukraynalı Dayana Yastremska’nın başına gelenler ise filmlere konu olacak düzeyde bir hikaye ortaya çıkardı. Rusya’nın saldırısı esnasında Odessa’da bulunan Yastremska, iki gün boyunca yeraltı otoparkında saklanmak zorunda kaldı. Ardından Tuna Nehri üzerinden ölümü göze alarak botla ülkeyi terk edip Romanya’ya sığınan Ukraynalı, hemen ardından çıktığı Lyon Açık Tenis Turnuvası’nı kazanarak sesini duyurmuştu. 2024 Avustralya Açık’ta bir peri masalı yazarak yarı finale kadar yükselip kariyerinin en büyük başarısını eden 23 yaşındaki sporcu, her fırsatta ülkesinde yaşananları hatırlatmaktan da hiç geri durmuyor.
Savunma sporlarında da çok ciddi başarı sahibi olan Rus sporcular Dünya Tekvando Federasyonu’nun çok ani reaksiyon alması sonucu savaşın başlamasından hemen sonraki süreçte tüm müsabakalardan men edildi. Bununla birlikte Rusya, judoda da çok başarılı bir ülke. Rus lideri Vladimir Putin’e onursal başkanlık görevi verecek kadar Rusya ile bağlantıları bulunan Uluslararası Judo Federasyonu, önce Putin’in üyeliğini askıya alıp ardından ülkeyi tüm organizasyonlardan men edecek sürece dahil olan kuruluşlardan biri oldu.
Formula 1’de de önce Rusya Grand Prix’sinin iptal edilmesi, ardından o dönemde Rus sponsorluklarıyla boy gösteren Haas takımından Rusya bayrağını sembolize eden araç üstü reklamların kaldırtılmasıyla başlayan süreçte FIA Rusya vatandaşı sporcuların katılımlarına herhangi bir engel koymasa da ülkelerinin bayrakları adına yarışmaları engellendi. O dönemde F1 gridinde boy gösteren Nikita Mazepin de sezonun kalanını Rus Otomobil Federasyonu adına yarışarak tamamlayabildi.