Emirhan Delibaş’ın babası Murat Delibaş: Şok geçirdik
Galatasaray, dün (23.07) gündüz saatlerinde Fenerbahçe’nin uzun süredir kadrosuna katmak istediği Wilfried Zaha’yı transfer etti. Galatasaray’ın bu hamlesi tarihin en büyük çalımlarından biri kimilerine göre en büyüğü olarak değerlendirildi. İşte Türk futbol tarihinin en büyük transfer çalımları…
Galatasaray, Wilfried Zaha’yı transfer ederek yalnızca son şampiyon kadrosuna güç katmadı. Sarı-kırmızılılar aynı zamanda ezeli rakibi Fenerbahçe’ye psikolojik açıdan da büyük üstünlük sağladı. Zira Fenerbahçe, geçtiğimiz sezonun Kadıköy’de oynanan son karşılaşmasında Zaha’nın abisi ve aynı zamanda menajeri Herve Zaha’yı Ülker Stadyumu’nda ağırlamıştı. Sarı-lacivertliler Crystal Palace’la sözleşmesi biten oyuncuyu transfer etmek adına aylardır pazarlık halindeydi. Zaha, sürekli olarak Fenerbahçe’den süre istedi ve geleceği hakkında karar veremedi. Masada kalan son iki teklifin Fenerbahçe ve Crystal Palace’tan olduğu konuşuluyordu.
Oyuncu, Şampiyonlar Ligi’ne gidecek takımlardan yalnızca Lazio’dan teklif almıştı. Ancak bu teklif ücret beklentisini karşılamamıştı. Fakat bir hafta önce masaya Şampiyonlar Ligi oynama ihtimali olan bir takım daha oturdu. Bu takım, İstanbul’un Avrupa yakasının devi Galatasaray’dı. Sarı-kırmızılılar dün itibarıyla Zaha’yı KAP’a bildirdi. Oyuncunun uçağı akşam saatlerinde İstanbul’a indi. Bu transfer tarihin en büyük transfer çalımlarından biri olarak değerlendirildi. Biz de Türk futbol tarihine geçen en büyük transfer çalımlarını derledik.
Sene 1987. Sosyal medya denen teknoloji icadı hayata girmemiş. Tribünler yarı yarıya. Ancak rekabet taptaze. İstanbul’da dönemin semt takımları, büyükler için son derece değerli futbol madenleri. O madenlerden çıkan en değerli elmaslardan biri de Rıdvan Dilmen. Dilmen, 1987-88 sezonu başında ikili ezeli rakip Galatasaray ve Fenerbahçe’yi transferde karşı karşıya getirdi. Dilmen, dönemin Galatasaray yöneticilerinden Ergun Gürsoy’un da isteğiyle Galatasaray formasını sırtına geçirdi. Ancak ertesi gün Fenerbahçe, filmlere konu olacak şekilde oyuncuyu kaçırdı ve resmi imzayı attırdı. Bu olay sonrası ‘Şeytan’ lakaplı efsane futbolcu Fenerbahçe efsanesine dönüşeceği kariyerine adım attı.
Galatasaray, Rıdvan Dilmen çalımının rövanşını almak için çok beklemeyecekti. Elbette sosyal medya yok dedik ancak iki kulüp arasındaki çekişmenin tadı hep çok sertti. 1988-89 sezonunun 103 golle şampiyon tamamlayan Fenerbahçe’nin yıldızlarından Hasan Vezir, 1989 yazında Galatasaray’a transfer olacak, durum adeta eşitlenecekti.
Hasan Şaş, uzun yıllar formasını giymesinden ve nüvesindeki birçok isim yurtdışına giderken Galatasaray’a bağlı kalmasından ileri gelen şekilde sarı-kırmızılıların tarihinde önemli bir yere sahip. Fenerbahçe taraftarının pek de haz etmediği Şaş, 1998 yazında Ankaragücü’nden ayrılırken bir başka sarı-lacivertli takıma transfer olabilirdi. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın çekiştiği yarışta Mesut Yılmaz’ın da devreye girmesiyle transfer yarışını Galatasaray kazandı. Fenerbahçe taraftarı o dönem stadyumda “Sandıkta görüşürüz Mesut bey” pankartları açarak Yılmaz’a tepki gösterdi.
Beşiktaş’ta geçirdiği beş sezon boyunca taraftarın en sevdiği isimlerden biri haline gelen Tümer Metin kalitesiyle büyülüyordu. Metin’in sözleşmesi 2006 yazında bitti. Sözleşme görüşmelerinde Murat Aksoy Metin’e “Bu saatten sonra seni kim alır?” deyince yıldız oyuncu Beşiktaş’la bağlarını kopardı ve Kara Kartal’ın ezeli rakibi Fenerbahçe’yle anlaştı. Bu imza büyük etki uyandırdı. Metin 2006-07 sezonunda Fenerbahçe’yle Süper Lig şampiyonluğu yaşadı ve hem Beşiktaş hem Fenerbahçe’nin 100. yıl şampiyonluklarında yer alan tek isim oldu.
Mehmet Topuz transferi, Euro ve dolar kurunun eskiden ne kadar makul seviyede olduğunun kanıtı niteliğinde. Zira Fenerbahçe oyuncu uğruna 9 milyon Euro gibi çılgınca bir rakımı gözden çıkardı. Hoş, yabancı sınırlamasının 6’yla kısıtlı olduğu gerçeği de yadsınamaz. Ancak bu fiyatı söz konusu seviyeye çeken unsurlardan biri Beşiktaş’ın da yarışta olmasıydı. Öyle ki Topuz, Beşiktaş formasını sırtına bile geçirdi. Ancak dönemin Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, oyuncuyu gece operasyonuyla Samandıra’ya getirdi. Bizzat arabasıyla oyuncuyu alan Yıldırım’ın siyah Range Rover’ı o günden beri transfer dönemlerinde unutulmaz bir ikon.
Fenerbahçe, şampiyonluğu son maçta Bursa’ya kaptırdıktan sonra Aykut Kocaman yönetiminde 2010-11 sezonu için iddialı bir kadro kurma çalışmalarına başladı. Bonservisi Chelsea’de olan Slovak kanat Miroslav Stoch transferin gözde isimlerinden biriydi. Stoch’la Galatasaray’ın da teması vardı. Hatta sarı-kırmızılılar Stoch’la transfer görüşmelerine başlandığını KAP’a bildirdi. Ancak saatler sonra Stoch’u kadrosuna katan ekip 5.5 milyon Euro karşılığında Fenerbahçe oldu. Sarı-lacivertliler transferde benzer bir tarifeyi iki yaz sonra 7.25 milyon Euro karşılığında Eskişehirspor’dan transfer ettiği Alper Potuk’ta da uygulayacaktı.
Tarihler 2011 Haziran sonunu gösterdiğinde Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi kadrosunu şekillendirmeye çalışan ve son şampiyon unvanıyla yeni sezona hazırlanan bir takımdı. Transfer çalışmaları kapsamında kulübün başkanı Aziz Yıldırım, adı Beşiktaş’la da anılan forvet Mustafa Pektemek’le ilgilendiklerini canlı yayında dile getirdi. Beşiktaş, bu açıklamaların hemen ertesi gününde Gençlerbirliği’ne 4 milyon Euro ödedi ve 1 Temmuz 2011 tarihinde Mustafa Pektemek’i renklerine bağladı.
Damien Comolli projesi Fenerbahçe’nin yakın tarihinin en büyük hayal kırıklıklarından biri. Projenin ilk adımlarından biri olması beklenen hamleyse Alanyaspor’da forma giyen başarılı Türk orta saha Emre Akbaba’ydı. Ancak Akbaba, Fenerbahçe’ye transfer olmayı tercih etmedi ve çocukluktan beri gönül verdiği Galatasaray’ın yolunu tuttu. Yetenekli isim şanssız sakatlıkların pençesinden bir türlü kurtulamadı.
Fenerbahçe ve Galatasaray’ı karşı karşıya getiren bir diğer yıldız. Vedat Muriqi, Rizespor’da geçirdiği çok başarılı sezonun ardından iki büyüğü de yarışa soktu. Galatasaray, oyuncuyla sözleşme imzalamaya yakın olan taraf olarak nitelendiriliyordu. Hatta “Rize’de bir Aslan var” sözü de literatüre girecek sözlerden biri olacaktı. Ancak günün sonunda Ali Koç yönetimi Rize’yi ikna eden taraf oldu ve Vedat 5.6 milyon Euro’ya Fenerbahçe’nin yolunu tuttu. Sarı-lacivertliler oyuncuyu yalnızca bir sezon sonra bonuslarla beraber 21 milyon Euro’ya Lazio’ya sattı.