Filenin Efeleri, Final Four’a Danimarka moraliyle gidiyor
Türkiye sahip olduğu genç nüfus potansiyeline rağmen devşirme sporcu modeline yönelen bir ülke. Sporun birçok dalında başarı onlarla geldi.
Kimi zaman gerilimler yaşansa da spor hala ülkeler arasında en barışçıl ve keyifli yarışma alanı. Ancak çağımızda insanlığın gözünü bürüyen kazanma hırsı spora da yansıyor, rekabeti sertleştiriyor, netice almak için yan yollara sapılıyor. Bu konuda verilecek ilk örnek doping. İkinci başlık ise biraz daha tartışmaya açık. Bugün dünyanın birçok ülkesi sporcu yetiştiremediği ya da eksik kaldığı dallarda devşirme yöntemini kullanıyor. Özellikle Afrikalılar ithal ediliyor ve onlar artık başka bir bayrak için ter döküyor. Bu statüdeki sporcuların kazandıkları madalyaların yeni ülkelerine ne denli heyecan verdiğini kestirmek güç. Türkiye de sahip olduğu genç nüfus potansiyeline rağmen bu yolu seçen ülkelerden. Yerli ve milli kavramlarına sıkça sarılanlar, işin ucunda başarı ve propaganda imkanı olunca bazı değerlerden kolaylıkla vazgeçebiliyor.
Rakamla desteklemek gerekirse Türkiye, Rio 2016 Olimpiyat Oyunları’na kendi yetiştirmediği 29 sporcu götürdü. Tabii bu noktada bu işin bize mahsus olmadığını bir kez daha hatırlatmakta yarar var. Devşirme oyuncular kimi zaman elde ettikleri başarılarla çeşitli branşlara ilgiyi artırıp ülkenin insanlarını da spora çekebiliyor. Kimi zaman da seviyeyi yükselterek takım arkadaşlarının gelişimlerine katkı sağlayabiliyor. İşin özü mevcut düzende özellikle bazı sporlarda bu işin dışında kalmak çok mümkün görünmüyor. Ancak kolaya kaçmak için sporcu devşirmekten ya da hiçbir şey katamayacak vasat isimleri ithal etmekten uzak durmak gerekiyor.
Devşirme oyuncu filomuzun son yıldızı Küba kökenli kadın voleybolcu Melisa Vargas. Voleybol ülkesi olmakla övünen Türkiye’nin bir türlü skorer üretememesi üzücü olsa da, Vargas başarısıyla kısa sürede kendini kabul ettirdi. Biz de bu vesileyle dünden bugüne en önemli devşirme sporcularımızı hatırlayalım dedik. Listeye bakınca spor tarihimizde çok önemli yerleri olduğunu kolayca fark edeceksiniz.
Naim Süleymanoğlu (Halter): Aslında onu Meriç nehrinin iki tarafındaki Bulgaristan ile Türkiye arasına sıkıştırmak haksızlık. O, bu gezegenin gururu sporculardan. Ama madem konu ithal ettiğimiz milli sporcular, Naim Süleymanoğlu’ndan da bahsetmek gerek. 1967’de Bulgaristan’ın Kırcali şehrinde dünyaya gözlerini açan Naim, 10 yaşındayken haltere başladı. 15 yaşında Dünya Gençler Şampiyonası’nda iki altın aldı.1983-1986 arasında gençlerde alınmadık madalya, kırılmadık rekor bırakmadı. Bulgaristan’da Türklere yönelik asimilasyon politikasının sertleşmesiyle ismi Naim Şalamanov olarak değiştirildi. 1986’da Melbourne’de düzenlenen Dünya Halter Şampiyonası’nda Türkiye büyükelçiliğine sığınarak iltica etti. 1988 Seul Olimpiyatları’na Türkiye adına katılabilmesi için hükümet tarafından Bulgaristan’a 1 milyon 250 bin dolar ödenerek gerekli izin alındı. Bundan sonra yıllar sürecek başarılarla dolu bir serüven başladı. Naim, 1988, 1992 ve 1996 Olimpiyatlarında altın madalya aldı, inanılması güç rekorlar kırdı. Dünya şampiyonlarında 5 kez birinci oldu. Avrupa’da da zirveye çıktı. 2000’li yılların sonunda itibaren sağlık sorunları yaşayan Naim Süleymanoğlu, 2017 senesinde 50 yaşında vefat etti. Time dergisine kapak olan, vücut ağırlığının üç katını kaldırmayı başaran bu büyük sporcunun yaşamını anlatan Cep Herkülü isimli film çekildi. Naim’in ardından Bulgaristan’dan Türkiye’ye gelen halterci Halil Mutlu da üç olimpiyat altınıyla spor tarihimizin unutulmazları arasına girdi.
Natalia Nasaridze (Okçuluk): Ülkemize gelen devşirme sporcuların öncülerinden olan Natalia Nasaridze, 1972’de Gürcistan’da dünyaya geldi. Doğduğu yerin parçası olduğu Sovyetler Birliği’nde 1990’ların başlarında yaşanan dağılma süreci ve 1992 Barcelona Olimpiyat Oyunları’na katılma arzusu onun ülkemize gelmesini sağladı. Dönemin Türkiye Okçuluk Federasyonu Başkanı Uğur Erdener’in teklifini kabul ederek 1991’de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçen Nasaridze, 4 kez olimpiyatlara katıldı. 1996 Atlanta’da 18 okta 168 puanla olimpiyat rekoru kırdı. Kadınlar takım yarışlarında dördüncülük yaşadı. Hem bireyselde hem takım kategorisinde Avrupa şampiyonu oldu. 2014’te milli takımda antrenörlük yapmaya başladı. Son dönemde okçulukta parlak günler yaşayan Türkiye’nin kadın yıldızlarından Yasemin Ecem Anagöz, onun yetişmesine katkıda bulunduğu isimlerden. Nasaridze’nin hikayesinden mi esinlenildi bilinmez ama 2003 yapımı Rus Gelin filmi, Moldovalı bir kadın okçunun Türk vatandaşlığına geçme süreci üzerine kuruluydu.
Natalia Hanikoğlu (Voleybol): Kadın Voleybol Milli Takımı, 2003 yılında Ankara’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda harika bir performansla gümüş madalyaya uzanıp ‘Filenin Sultanları’ lakabını alırken, başarının mimarlarından biri Natalia Hanikoğlu’ydu.
1975’te Moskova’da dünyaya gelen Natalia Nikolaevna Belyaeva, Rus kulüpleri ve Rusya Milli Takımı’nda oynadı. 1997’de transfer olduğu Kocaelispor aracılığıyla yolu memleketimizle kesişti. Kendisi gibi voleybolcu olan Hakan Hanikoğlu ile evlenerek 1998 yılında Türk vatandaşlığına geçti. Eczacıbaşı’na transferiyle vitrine çıktı. Kadın Voleybol Milli Takımı’nın değişmezleri arasına giren başarılı smaçör, Filenin Sultanları ile iki Dünya Şampiyonası iki Avrupa Şampiyonası macerası yaşadı. Çok sevildi, birçok gence ilham kaynağı oldu. Ülkemizde Galatasaray ve Beşiktaş formalarını da giydi.
Nevin Nevlin (Basketbol): Kadın basketbolu devşirme sporculara en çok rastlanılan kulvarlardan. Türkiye de 2000’li yıllardan bu yana milli takım kadrosunda vatandaşlığa geçirilen isimlere yer veriyor. Bu alanda seçtiğimiz isim Nevin Nevlin. Gerçek adı Kristen Michelle Newlin. 1985 Amerika Birleşik Devletleri doğumlu. 2007’de Botaş’a transferiyle Türkiye’ye gelen, 2008’de ise Türk olup Nevin ismini alan uzun forvet, 2011 Avrupa Şampiyonası’nda Kadın Milli Takımı için ter döktü. Türkiye bu turnuvada ikinci olarak tarihinin en büyük başarısına imza attı. Nevin Nevlin, Millilerin yarı finalde Fransa’yı uzatma sonunda 68-62 yendiği karşılaşmada attığı 23 sayıyla yıldızlaştı. Ülkemizde Fenerbahçe, İstanbul Üniversitesi, Basketbol Geliştirenler, Mersin BŞB ve Elazığ İl Özel İdare formalarını terletti. 2014’te basketbol antrenörü Emre Vatansever ile evlendi. İstanbul Üniversitesi’nde oynarken bir Galatasaray maçında Nevriye Yılmaz ile yaşadığı gerilim, iddialara göre sarı-kırmızılı takımda çalışan eşinin görevi bırakmasına neden oldu. Bu bölümde Nevin Nevlin dışında değinilmesi gereken isimler var.
Quanitra Hollingsworth, 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nda çeyrek final oynayan, 2013’te Avrupa üçüncüsü olan Kadın Basketbol Milli Takımı’na büyük katkı sağladı. 2016 Rio Olimpiyat Oyunları’nda yarı finali kıl payı kaçıran Potanın Perileri’nin formasını terleten Lara Sanders da başarılı devşirme kadın basketbolculardan oldu.
Ramil Guliyev (Atletizm): 1990 yılında Bakü’de doğdu. Gençler düzeyinde Azerbaycan adına iyi derecelere imza attı. 2008 Pekin Olimpiyat Oyunları’nda Azerbaycan için yarıştı. Fenerbahçe’ye transfer olan Guliyev, 2011 yılında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçti. Azerbaycan Federasyonu izin vermediği için 2013’e dek uluslararası yarışmalara katılamadı. Bu nedenle 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nı kaçırdı. 2016 ve 2020’de Olimpiyatlarda yer aldı ancak bekleneni veremedi. En büyük başarısı 2017 yılında Berlin’de 200 metrede elde ettiği Dünya şampiyonluğuydu. Eski olimpiyat şampiyonu Michael Johnson, yarış başlamadan önce sosyal medya hesabında, “200 metrede herkesin gözü daha büyük isimlerin üzerindeyken, bu ikisini de takip et Jereem Richards ve Ramil Guliyev” mesajını paylaştı. Guliyev, efsane ismin yüzünü kara çıkarmadı. Bu mesafede bir önceki şampiyonada altın madalya alan isim Usain Bolt olmuştu. Bu nedenle Ramil’in zaferi tüm dünyada büyük ses getirdi. Başarılı sprinter, 2018 Avrupa Şampiyonası’nda da kürsünün en tepesine çıktı. Bunların yanında pek çok uluslararası yarışmada birinci oldu.
En az Guliyev kadar kıymetli devşirmemiz Yasmani Copello’yu da unutmadık elbet. Küba kökenli sporcumuzun 400 metre engellide bir dünya ikinciliği, bir olimpiyat bronzu, iki de Avrupa şampiyonluğu var. Bu isimlerin yanında çoğu Afrika orijinli bir ithal sporcu ordumuz var. Ancak başarıları öne çıkardığımız isimlerin uzağında birçoğunun.
Elvan Abeylegesse (Atletizm): Hewan Abeye, Elvan Abeylegesse, veya Elvan Can 1982 Etiyopya doğumlu. 17 yaşındayken ENKA için atlet arayan Önder Özbilen tarafından keşfedilerek, Türkiye’ye getirildi. Formalite evliliğiyle Türk vatandaşlığına geçti. 2004 yılında Norveç’te düzenlenen Altın Lig yarışlarında kadınlar 5000 metrede dünya rekoru kırdı. 2007 Dünya Atletizm Şampiyonası’nda 10.000 metrede gümüş, 2008 Pekin Olimpiyat Oyunları’nda hem 5000 hem 10.000 metrede gümüş madalya kazandı. Berlin’de yapılan 13. Dünya Atletizm Şampiyonası’nda 10.000 metre yarışını sakatlığından ötürü tamamlayamayan Abeylegesse, rakibi Etiyopyalı Meselech Melkamu’nun koşu ayakkabılarını unuttuğunu fark edince kendi ayakkabılarını vermesi nedeniyle Dünya Fair Play Komitesi tarafından Dünya Fair Play Ödülü’ne layık görüldü. 2010 Avrupa Atletizm Şampiyonası 5000 metreyi Etiyopya asıllı Türk atlet Alemitu Bekele’nin ardından ikinci tamamladı 2015’te Bekele’nin biyolojik pasaport verilerindeki anormal değerler nedeniyle aldığı ceza kesinleşince diskalifiye edildi ve Elvan yarıştan 5 yıl sonra altın madalyanın sahibi oldu. Her şey harika giderken Türkiye Atletizm Federasyonu Disiplin Kurulu, geriye dönük incelemede, 2007 Dünya Şampiyonası’nda alınan numunelerinde yasaklı maddeye rastlanan milli atlet Elvan Abeylegesse’ye 2016’da 2 yıl men cezası verdi. 2017’de ise IAAF aynı nedenden ötürü 2007 Dünya Şampiyonası 10 bin metre gümüş madalyası ile 2008 Pekin’de kazandığı 5 bin metre ve 10 bin metre gümüş madalyalarını elinden aldı. İnişlerle çıkışlarla dolu öyküsü olan Elvan, halen atletizm antrenörlüğü yapıyor.
Mehmet Aurelio (Futbol): Merhum Özkan Sümer, 2001 yazında Brezilya’nın sıradan kulüplerinden Olaria’nın orta saha oyuncusu Marco Aurelio’yu Trabzonspor’a getirdiğinde kuşkusuz kimse bu ismin futbol tarihimizde özel bir yer edineceğini düşünmüyordu. Aurelio, bordo-mavili takımda kısa sürede kendini göstermeyi başardı. Ülkemizde bir sonraki durağı Fenerbahçe oldu. Sarı-lacivertli formayı giyerken 2006 yılında Türk vatandaşlığına geçti. Aynı sene Lüksemburg karşısında Mehmet Aurelio ismiyle ilk kez milli takım formasını giydi. Böylelikle tarihimizin ilk devşirme milli futbolcusu oldu. Teknik direktör Fatih Terim’in bu kararı kamuoyunda uzun süre tartışıldı. Ancak tam bir istikrar abidesi olan Aurelio, kulüp takımlarındaki başarılı performansı ay-yıldızlı ekibe de taşıyınca eleştiriler sönümlendi. Türkiye’nin yarı final ile noktalanan Euro 2008 serüveninin en önemli aktörlerinden biriydi. Tam 37 kez A Milli Takım’da oynadı. Ülkemizde Beşiktaş formasını da terleten Aurelio halen Türkiye’de yaşıyor ve teknik direktörlük yapıyor.
Ramazan Paliani (Boks): 1993 yılında Gürcistan’da doğan Ramaz Paliani, kariyeri boyunca dört farklı bayrak altında mücadele etti. Önce Sovyetler Birliği adına ringe çıkan Paliani, 1992 Olimpiyat Oyunları’nda Sovyet cumhuriyetleri sporcularının yer aldığı Birleşik Takım için mücadele etti ve bronz madalya kazandı. Daha sonra doğduğu ülke Gürcistan’ı temsil eden başarılı boksörün bir sonraki durağı transfer olduğu Fenerbahçe sayesinde Türkiye’ydi. Vatandaşlık hakkını kazandıktan sonra iki dünya bir de Avrupa Şampiyonluğu kazandı. “Razzamatazz” lakaplı sporcu 2002’de profesyonel boksa geçti. Kardeşi Selim Paliani de ülkemiz için yarıştı. Agasi Agagüloğlu, Nurhan Süleymanoğlu, Malik Beyleroğlu yurt dışından gelip Türkiye adına başarı elde eden boksörler arasında.
Ali Muhammed (Basketbol): Yazının formatı gereği ve ad değişikliği nedeniyle ismini başa aldık ama mevzu erkek basketbol olunca milli takıma katkı açısından bakıldığında birbirine yakın dört ithal oyuncu görüyoruz. 12 Dev Adam’ın 2001’deki Avrupa ikinciliği ve 2010’daki dünya ikinciliğinden sonra istenen sonuçlar gelmeyince yurt dışından takviye yoluna gidildi. Balkan kökenli oyuncular yukarıda saydığımız başarılarda önemli rol almıştı. Resmi ilk devşirme de Boşnak Emir Preldzic oldu. FIBA Dünya Kupası’nda Avustralya’ya attığı üçlükle iz bıraksa da bu oyuncu tam anlamıyla aranan kan olmadı. Sonrasında uzun süredir ülkemizde bulunan bir ABD’liye şans verildi. Chicago doğumlu Bobby Dixon, Karşıyaka ve Fenerbahçe ile şampiyonluklar kazanmış, çok sevilmişti. Ali Muhammed adını aldı, milli formayı sırtına geçirdi. Gerçi yeni ismiyle değil gerçek adıyla seslenilmesini istiyordu ama yine de mücadeleci oyununu Türkiye için sergilemekten hiç kaçınmadı. Yazık ki o da kurtarıcı olamadı. Sonrasında Scottie Willbekin denendi ardından yanına Shane Larkin eklendi. Birçok ülke gibi Türkiye de basketbolda devşirme kaynağından yararlanıyor. Bu arada potada küçük yaşta yurt dışından gelip altyapılarda yetiştirdiğimiz oyuncular da var. Sırbistan kökenli Mirsad Türkcan bu alanda önemli bir örnek. Bu gelenek şimdilerde Nijerya asıllı Adem Bona ve Ege Demir ile devam ediyor.
Adem Asil (Jimnastik): Jimnastik ülkemizin son dönemde en başarılı olduğu dallardan. Federasyon başkanı Suat Çelen de en takdir gören yöneticilerden. Türkiye’nin çıkışında uzaklardan gelen bir sporcunun da rolü var. Asıl adı Abdelrahman Elgamal olan Adem Asil, ilk uluslararası yarışmalarına Mısır Milli Takımı ile çıktı. 2017’de Türkiye’den davet aldı. 2020’de ise Türkiye adına yarışması için gerekli izin çıktı. Pandemi nedeniyle bir yıl sarkan 2020 Olimpiyat Oyunları’nda madalyaya çok yaklaştı. 2022 Dünya Şampiyonası’nda halkada şampiyon oldu. 2023 Avrupa Şampiyonası’nda ise hem bireysel tasnifte hem de halkada altın madalya kazandı. Adem Asil, 2023’te, Avrupa Jimnastik Federasyonu tarafından Yılın En İyi Erkek Jimnastikçisi ödülüne aday gösterildi.
Alisa Agafonova (Artistik buz pateni): Türkiye’nin izleyici olarak sevdiği ancak uygulamada pek varlık gösteremediği bir branş olan artistik buz pateninde parıltılar sunan bir isim Alisa Alexandrovna Agafonova. 1991’de Kharkiv’de doğan sporcu, ülkesi Ukrayna adına yarışmalara katıldıktan sonra 2009’da Türkiye’yi seçti. Partneri Alper Uçar ile birlikte olimpiyatlara, Dünya ve Avrupa şampiyonalarına katıldılar. İkili, 2011’de Erzurum’da düzenlenen 25. Dünya Üniversiteler Kış Oyunları’nın buz dansı kategorisinde gümüş madalya kazandı. Agafonava’ya, kendisi gibi Ukrayna kökenli olan ve 2011’de yayınlanmaya başlayan Muhteşem Yüzyıl dizisiyle yeniden gündeme gelen Hürrem Sultan’dan esinlenilerek Buzun Hürremi lakabı takıldı.
Melek Hu (Masa tenisi): Masa tenisi Çin’in mutlak hakimiyetinde olan bir spor dalı. Bu nedenle dünyanın birçok ülkesi Çinli sporcuları devşirerek bu branşta başarı arıyor. Türkiye de bu furyaya uyan memleketlerden. Renklerimize bağladıklarımız içinde en başarılısı ise Hou Mei Ling nam-ı diğer Melek Hu. 1989 doğumlu kadın raket Türkiye’yi masa tenisinde olimpiyatlarda temsil eden ilk isim unvanını elinde bulunduruyor. Akdeniz Oyunları’nda altın alarak Türkiye adına bir ilke imza atan Hu, 2016 Avrupa Şampiyonası’nda tek kadınlarda zafere ulaşarak ülkemize bu kategoride ilk şampiyonluğu getirdi. Masa tenisindeki devşirme sporcularımız Melek Hu’dan ibaret değil. Kadınlarda Şirin He, Zhang Xiaoyu, erkeklerde Cem Zeng, Bora Vang, Peng Fei ve Ahmet Li milli takım forması giyen ithal raketler arasında.
Ramazan Şahin (Güreş): Dağıstan doğumlu güreşçinin asıl adı Ramazan İrbayhanov. 2006’da Türkiye Cumhuriyet vatandaşlığına geçti. Ülkemize gelmesini sağlayan dönemin Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in soyadını aldı. 2007 Dünya Güreş Şampiyonası’nda Türkiye’ye tek altın madalya kazandıran isim oldu. 2008 Londra Olimpiyat Oyunları’nda kürsünün en tepesinde yer aldı. Başarısı sonrası kendisini telefonla kutlamak isteyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Türkçe bilmediği için yanıt verememesi spor tarihimizin ilginç anlarından biri olarak kayıtlara geçti. Aktif sporculuğu bıraktıktan sonra milli takımda antrenörlük yaptı. 1990’da Rusya’nın İnguşetya bölgesinde doğan Koloi Mikailovich Kartoev, devşirdiğimiz bir başka güreşçi. Selim Yaşar ismiyle mindere çıktı, 2016 Rio Olimpiyat Oyunları’nda gümüş madalyayı boynuna taktı. Rus kökenli Yuliya Guramiyevna Rekvava ya da bildiğimiz ismiyle Elif Jale Yeşilırmak, Olimpiyatlarda mindere çıkan ilk Türk kadın güreşçi unvanını aldı. Devşirme güreşçiler dosyasının ilginç isimlerinden biri de Şamil Erdoğan. Rus kökenli sporcu Dünya Şampiyonası’nda üçüncü oldu ama dopingli çıktığı için bronz madalyası geri alındı.
Kayra Almira Sayit (Judo): Ketty Mathe, Kayra Almira Özdemir ve son olarak Kayra Almira Sait. Böyle bir isim evrimi geçiren kadın judocu, devşirme sporcu ordumuzun en ilginç karakterlerinden. 1988’te Karayiplerde bulunan Fransız sömürgesi Martinik’te doğdu. Fransa adına elde ettiği başarılara karşın geçirdiği sakatlık sonrası federasyon tarafından gözden çıkarıldığını hissedince ülkesi ile arasına soğukluk girdi. 2015’te Türkiye’den gelen teklife evet dedi ve Fransızların bir süre direnmesine rağmen vatandaşlığımıza geçti. Türkiye’ye Avrupa şampiyonlarında +78 kiloda iki kez altın madalya kazandırdı. 2021’de eski ülkesi Fransa’dan Lea Fontaine’i yenerek şampiyonluğa uzandıktan sonra yaptığı bozkurt işaretiyle gündeme geldi. Sayit’in, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘anlamlı ve değerli buluyorum’ diyerek övdüğü bu hareketi o dönemde Fransa’da bozkurtlara yönelik faaliyetlerin yasaklanmasına bir tepkiydi. Belli ki eski ülkesine olan kızgınlığını bir şekilde göstermek istemiş, sporcusu olduğu Ankara Büyükşehir Belediyesi Ego Spor’un ülkücü harekete yönelik yöneticilerinin telkiniyle de bu yöntemi seçmişti.
Türkiye adına tatamiye çıkan ithal judocular Kayra Sait ile sınırlı değil. 2021 Avrupa Şampiyonası’nda altın alan Vedat Albayrak, asıl adı Vano Revazishvili olan Kazakistan’de doğmuş bir Gürcü. Roman Moustopoulos ismiyle Yunanistan adıyla yarışmışlığı da var. Sloven Mihael Zgank da Türkiye için mücadele etmekte. Bu judokaların yanında Azeri ve Gürcüler de milli takım şemsiyesi altında yer almakta.
Marsel İlhan (Tenis): Doğum adı Marsel Khamdamov olan Marsel İlhan, 2004 yılında ülkesi Özbekistan’daki ekonomik zorluklar nedeniyle ülkemize geldi. 2006’da vatandaş oldu. 1987 doğumlu İlhan, dört Grand Slam turnuvasında da ana tabloya girdi. Dünya sıralamasında 87.basamağa kadar yükseldi. Avustralya Açık’ta taraftarlarının meşale yakmasıyla gündem oldu. Büyük başarılara imza atması beklenirken düşüşe geçti ve bolca eleştiri aldı.
Viktoria Zeynep Güneş (Yüzme): Doğum adı Viktoria Solntseva olan 1998 doğumlu sporcu, 2013 Dünya Gençler Şampiyonası’nda ülkesi Ukrayna’ya biri altın olmak üzere üç madalya kazandırdı. Ukrayna’daki iç savaştan kaçarak ülkemize geldi. 2014’te Viktoria Zeynep Güneş adıyla Türkiye için yarışmaya başladı. 2015’te Singapur’daki Dünya Gençler Yüzme Şampiyonası’nda 50, 100, 200 metre kurbağalama ve 200 metre bireysel karışıkta toplam dört altın madalya kazandı. 2021 Avrupa Kısa Kulvar Yüzme Şampiyonası’nda 400 metre bireysel karışıkta altın madalyanın sahibi oldu. 2021 Dünya Yüzme Kupası’nda 200 metre kurbağalamada birinci sırayı aldı.
Adis Lagumdzija (Voleybol): Erkek Voleybol Milli Takımımız uzun yıllardır kadınların gölgesinde kaldı. Ancak son zamanlarda gözle görülür bir yükseliş var. Bunda payı olan isimlerden biri Adis Lagumdzija. 1999’da Bosna’da doğan sporcu erken yaşta memleketimize geldi ve Galatasaray’ın altyapısına girdi. 2014’te Türk oldu. Genç milli takımlarda yer aldıktan sonra A Milli Takım’a terfi etti. Avrupa Altın Ligi’nde üç şampiyonluk yaşadı. Galatasaray ve Arkas’ta oynadıktan sonra İtalya’da Volley Milano ve You Energy Volley takımlarında görev yaptı. Önümüzdeki sezon Çizme’de Lube Civitanova’da forma giyecek. Başarılı pasör çaprazının kardeşi Mirza da A Milli Takımımızda oynuyor. Filenin Efeleri’nde yer alan bir başka Bosna kökenli isim ise 2016’da vatandaşımız olan Marko Mert Matic.
Elbette ithal ettiğimiz isimler bunlarla sınırlı değil. Özellikle yüzmede Ukrayna’dan gelen birçok sporcumuz oldu. Boksta, güreşte Türki cumhuriyetlerden beslendik. 2016 Olimpiyat Oyunları’nda kano dalında Letonya kökenli Lasma Liepa, Türkiye adına mücadele etti. Bakalım gelecekte devşirmeler sporumuzda ne derece etkin olacak?
20 Ekim 2024 - Kırmızı-beyaz-siyah bir Anadolu hikayesi
13 Ekim 2024 - Lejyonerlerin tarihçesi: Dalgakıran, bombacı ve Sabri Mahir’in film gibi öyküsü
8 Ekim 2024 - Şampiyonlar Ligi müziği bu kez Galatasaray’ın kadınları için çalıyor
9 Ağustos 2024 - ‘Süper’ kolay olunmuyor! 67 yıllık harika hikayede yeni sayfa