Yugoslav Fener’i

Yugoslavya için işler yolunda gitmedi. Kristal küre düştü, bütünlük bozuldu. Balkanlarda birçok bağımsız devlet oluştu. O günleri çocukken gören adamlar bugün Fenerbahçe'yi bir arada tutmak için birlikte Kadıköy'deler.

Spor 2 Kasım 2023
Bu haber 1 yıl önce yayınlandı
Sırp Dusan Tadic, Boşnak Edin Dzeko ve Hırvat Dominik Livakovic Fenerbahçe'nin başarısı için ter döküyor.

Oğuz Can Aydın

”Büyük çanlar çaldığında, küçük çanlar duyulmaz.” der bir Yugoslav atasözü. 10 yıldır şampiyon olamamış Fenerbahçe için de çanların sesi camianın haykırışlarına karışmış durumda.

”En büyük hatalarımdan biri beş yıldır Balkanlara odaklanmamam oldu.”

Fenerbahçe başkanı Ali Koç’un birkaç hafta önce yayınlanan bir söyleşisinin en kritik kısımlarından biri bu cümle. Fenerbahçe, tarihinin en başarısız dönemlerinden birini yaşarken Balkanlara dönüş diriliş yolunda alınan belki de en mühim karar oldu.

Sonuç? 19 maç, 19 galibiyet. Kalede görülen 13 gole karşılık rakip filelere bırakılan 58 gol. Sahada ısırmadık rakip bırakmayan futbolcular, kulübede gol sevinçleri esnasında kollarını yukarı kaldırmaktan ceketinin astarı eskiyen bir teknik direktör. Daha beş ay önce yönetimi istifaya çağıran tribünlerde şimdi hep bir ağızdan tek ses: “O sene bu sene, bundan sonra her sene.”

Hem golcü hem liderler... Zirvede Icardi- Dzeko savaşıHem golcü hem liderler… Zirvede Icardi- Dzeko savaşı

10 senedir şampiyon olamayan camiada ne değişti bu sene? Buna farklı cevaplar verebilirsiniz: Hoca, takım, yönetim gibi. Hepsine kısmen doğru da diyebiliriz. Fakat bu kusursuz başlangıçla birlikte kritik olan başka bir sınav var: Yaşanacak bir puan kaybında, yönetimin alacağı hatalı bir kararda, olası bir hakem hatasında camianın vereceği reaksiyon. İşte en büyük sınav bu. Ve Fenerbahçe’nin bu sınav geçmişi çok da iç açıcı değil.

Eskisi gibi bir kırılganlık baş gösterirse kurulan bu yapı domino etkisiyle paramparça olabilir. Güçlü bir duruş olursa yapının temeline atılan ekstra çimento olur ve hasret biter. Denklem basit, uygulama bilinmez. 45 sene önce Tito da Yugoslavya için benzer bir denklem oluşturup şöyle demişti: “Ülkemiz kristal bir küredir. Ben Josip Broz Tito, bu küreyi ellerimle tutarak değil alttan nefesimle üfleyerek havada tutuyorum. Umarım nefesim tükendiğinde birisi bu görevi devralır. Yoksa kristal küre yere düşer ve tuz buz olur.”

Edin Dzeko: İrfan Can hayalet gibiydi, takımın yıldızı olduEdin Dzeko: İrfan Can hayalet gibiydi, takımın yıldızı oldu

Yugoslavya için işler yolunda gitmedi. Kristal küre düştü, bütünlük bozuldu. Balkanlarda birçok bağımsız devlet oluştu. O günleri çocukken gören adamlar bugün Fenerbahçe’yi bir arada tutmak için birlikte Kızıltoprak semalarındalar.

Aslında Yugoslav ekolü yabancı değil Fenerbahçe’ye. 60’lı yılların başında Asim Ferhatovic ile başlayan furyada Tanjga, Krasic, Lukovcan, Demir Hotiç gibi Fenerbahçe taraftarlarının hatırlamak bile istemeyeceği deneyimler olsa da olumlu örnekler çok daha fazla. Tezahüratlara konu olmuş Ivancevic, 80’lerde genç olmuşların damağında müstesna bir tat bırakan Pesic, raket gibi sol ayak tabirinin sözlükteki karşılığı Novak, Peter Schmeichel’a yer çekimini öğreten Bolic, ‘o varken bir şekilde kazanırız’ güvenini camiaya aşılayan Rap Rap Rapaiç, elimizde büyüyüp şimdilerde Serie A’yı esir alan Eljif Elmas… Bunlar bir çırpıda akla gelenler. Fenerbahçe taraftarlarına yarınlar yokmuş gibi hücum etme aşkı aşılayan, kulübede tellendirdiği sigarası, gömleğinin iç cebine yerleştirdiği ganyan kuponu ile taraftarların âşık olduğu Todor Veselinovic, namı diğer Veysel Hoca da Yugoslav kökenliydi.

Dusan Tadic’in boğaz keyfiDusan Tadic’in boğaz keyfi

Şimdiyse insanoğlunun yaşayabileceği en büyük trajediyi çocukken deneyimleyen, savaşla büyüyen Dzeko, geldiği gibi taktı kaptanlık pazubandını koluna. Takımın ona nerede ihtiyacı varsa oraya koşuyor. Real Madridli futbolcuların karşısında, hem de Santiago Bernabeu’da, sokakta küçük çocuklarla top oynayan mahalle abisine dönüşen Tadiç, Fenerbahçe’ye aynı azameti vermeye kararlı. Dünya Kupası yarı finalisti apoletiyle gelen Livakovic selefi Ivancevic gibi marşlara adını yazdırma konusunda çok beklemeyecek gibi görünüyor.

Fenerbahçe’nin başarısında tek payeyi bu isimlere çıkarmak elbette eksik olur. Szymanski, Ferdi, İrfan Can, İsmail, Fred gibi isimler de kuşkusuz bu planın parçaları. Bu parçaları birbirine bağlayan kement, gözleri çakmak çakmak yanan, ateşle yoğrulmuş Yugoslavlar. Geminin temel direkleri fırtınaya gövdesini siper edip kıyıya güvenle yanaşmak için her şeyi yapacak. Belki olacak belki batacak ama görevi için gerekirse vücudunu değil kafasını taşın altına sokacaklar. Tıpkı yıllar önce olduğu gibi.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.