Sevgili günlük…

4 Eylül 2025

27 Ağustos, Yalıkavak

Oyuncu dostumla Nihan’ın kızı Reya Birdman’den bir metni çalışıyorlar. Ben pasif dinleyici babayı oynuyorum. Reya o kadar tatlı ki, bana, “Alper Ağbi ben sana bunları söyleyemem ki, seviyorum seni ben,” dedi. Ona bunun elbette rol icabı olduğunu anlattığımızda da hemen kavradı ve çok hızlı içine girebildi rolün. 

29 Ağustos, İstanbul

Nihayet yine İstanbul. Doorstep’te oğlumla oturuyorum. Çok iyi hissediyorum kendimi. Nihan’ın sergisi, güzel deniz, harika bir ev sahibinin, Nihan’ın harika evinde geçirdiğimiz güzel akşamlar. 

Levent Özçelik geldi Doorstep’e. Yarın Toscana’ya gidiyor. Orada nefis fotoğraflar çekecek. Hadi sen de gel dedi ama o kadar çok çalışmak zorundayım ki gitmem mümkün değildi. Nasıl üzüldüm.

Öğleden sonra gönderdiği videolar ve yaptığı sosyal paylaşımlar nedeniyle daha da üzüldüm.

01 Eylül, İstanbul   

Pasajlar çok iyi bir sosyal bilimler dergisi. Uzun süre önce derginin ana editörü Talha Dereci ile bir sayıyı ‘Klinik Felsefe’ olarak belirlemiştik. Ama ben o kadar tembellik ettim ki, gelen güzel yazılar olmasına rağmen o sayıyı çıkarabilme şansımız olmadı bugüne kadar. 

Birkaç ay önce Bilkent Felsefe Günlerine bir davet aldım ve ‘Klinik Felsefe’ konusunda bir söyleşi yapma konusunda anlaştık. Bunun üzerine sevgili Talha işleri hızlandırdı ve benim söyleşimin olduğu gün dergi de orada raflarda yerini almış olacak. Çok mutlu oldum buna. Birkaç gündür dergide çıkacak makalelerle boğuşuyorum ve çok da iyi geldi bana bu uğraş. 

Psikiyatride değil ama felsefede daha fazla akademik çalışma yapmak istiyorum. Eğer kararım değişmezse elbette. Bakalım bu kararsızlığım nerelere sürükleyecek beni.

Ayrıca burada bazılarını yayınladığım ‘Bilinçdışı Mırıltıları’ da bu hafta Pinhan’a göndermeyi düşünüyorum. O kitabı artık elimde tutmak istiyorum. Şimdi o dosyayı açıp şiirlere biraz özen göstermek istiyorum.    

02 Eylül, İstanbul  

Pasajlar Dergisi Klinik Felsefe sayısı benden çıktı. Şimdi sevgili Talha’da top. Sanırım gelecek hafta basılmış olacak. Bir bilim dergisinin bir sayısının editörü olmak ilk defa yaptığım bir şey ve heyecanlandırıyor beni. Psikiyatri ve psikoterapi ne kadar önemliyse benim için felsefe de bir o kadar önemli ve bu sayının editörlüğü felsefede önümde önemli kapıları aralayacak gibi. 

Bu arada Prof. Dr. Serdar Gergeroğlu, kendisi fizyoloji ve felsefe eğitimi almış ve ‘Doğruluk mu Cesaret mi?’ başlığında İstanbul Modern’de kongre düzenliyor. Sinema, felsefe ve sinirbilim üzerinden işlenecek konular var. Bana da, göç konusunda çekilmiş bir belgeseli felsefe, sinirbilim ve psikoloji üzerinden yorumlamam için bir panel önerisinde bulundu. ‘Oyunun Birleştirici Gücü’ başlıklı bir konuşma, söyleşi yapacağız. Sevinçle kabul ettim. 

Maltepe Üniversitesi Felsefe Bölümünden hocam Prof. Dr. Betül Çotuksöken önermiş beni ve kendisinin de şiddet konusunda bir konuşması olacak.   

Bu arada ‘Bilinçdışı Mırıltılar’ editörümde ve kızım Eylül de bu hafta kapak tasarımını bitirip gönderecek. Bu da en geç Eylül sonunda şiir kitabımı ellerimde tutabileceğim anlamına geliyor. 

‘Delirmek Normaldir’ de Ekim sonu çıkarsa bu birkaç ay tahmin ettiğimden çok daha verimli geçmiş olacak. Hafifçe koltuklarım kabarmıyor değil. Birazcık gurur duydum kendimle. 

Yağmur da tenor saksafona başlamaya karar verdi. Zor bir alet ama eminim kısa zamanda çok iyi çalmaya başlayacaktır. Gurur duyuyorum onunla da. Tıpkı Eylül’le gurur duyduğum gibi. 

Yakında Berlin’le ilgili bürokratik işler de hallolmuş olacak ve hayatım rutinine kavuşacak. Gelecek kaygılarımın giderek azaldığı günler başlıyor. 

Günün süsü İlhan Berk’ten: Balkon, / alkolik çocuğu / evin.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.