Alman Usulü: Kınadığımızı mı Yaşıyoruz?

8 Ağustos 2025

Yıllar yılı büyüklerimiz “Alman usulü bize gelmez, biz Türk’üz” derdi.

Hatta buna gülüp geçen bizler bile, farkında olmadan o “Alman” kalıpların tam ortasına yerleştik.

Kınadığımızı mı yaşıyoruz acaba?

Eskiden ne güzeldi…

Beş kız dışarı çıktığımızda içimizden birinin flörtü varsa, altıncı kişi hesabı öderdi.

Bu yazılı olmayan bir kural gibiydi.

Hele bir erkek, hesabı bölüşmeyi teklif ederse?

İkinci kez görüşme şansı olmazdı.

Sanki onur meselesiydi bu.

Kadınlar matinesi ya da kalabalık bir kadın grubu organizasyonlarında bir “kasa sorumlusu” olur, kişi başı hesap toplanırdı.

Ev davetleri, el yapımı kekler, börekler, üzerine kolonyalı mendil…

Bir sıcaklık, bir emek, bir paylaşma hâli vardı.

Ama artık başka bir çağda yaşıyoruz.

Kadın-erkek fark etmeksizin herkesin çalıştığı, zamanın daraldığı, enerjinin tükendiği bir çağ bu.

Kimse kimseyi evinde ağırlamak istemiyor.

Hem efor, hem maliyet; dışarıda buluşmakla neredeyse aynıya geliyor.

Buluşmalar azaldı, “görüşelim” cümlesi sadece temenni olarak kaldı.

Aile bağları da zayıfladı.

Eskiden aynı evde büyüdüğümüz kuzenler, yeğenler…

Şimdi düğün, cenaze dışında kimse kimseyi göremez oldu.

Çalışanlar işe yakın şehir merkezlerinde, emekliler ise şehirden uzak yerleşimlerde yaşıyor.

Ziyaret etmek?

Bir yol masrafı, bir eli boş gitmeme telaşı, bir yorgunluk…

Sonra bir bakmışsınız, “FaceTime’la konuştuk ya” tesellisine dönüşmüş ilişkiler.

Metropol insanı artık bireysel.

Ve çoğu zaman yalnız.

Kendi çekirdeğinde, kendi sorumlulukları içinde boğuşuyor.

Bu bireysellik; belki bir seçim değil ama bir mecburiyet artık.

Ve bir gün…

Annenizden bir haber alıyorsunuz:

“Halası vefat etti.”

Bir “Aaaa çok tatlı bir kadındı, bize küçükken hep leblebi tozu getirirdi…” deyip, annenize bir telefon açıyor ve hayatınıza kaldığınız yerden devam ediyorsunuz.

Ne daha fazlasına ihtiyaç duyuyorsunuz, ne de vakit ayırabilecek hâliniz var.

Çünkü yükler ağır.

Hayat şartları bizi değiştiriyor.

İlişkilerin, geleneklerin, sorumlulukların ağırlık ayarı yeniden yapılıyor.

Ve belki de bir yandan hafifliyoruz…

Ama içten içe bir şeyleri de kaybediyoruz.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.