Bilgisayar başında yıllar geçirmiş, 1.78 boyuyla öne doğru eğilmiş, kamburlaşmaya yüz tutmuş bir kadının hikâyesi bu…
Sol kolumda başlayan ağrı, ense kökümdeki batma hissi, serçe ve yüzük parmaklarıma kadar yayılan o rahatsız edici uyuşma…
Fizik tedaviler, manuel terapistler, el cerrahları, kayropraktistler…
Hepsini tek tek deneyip sonuç alamadım.
Yöntemler değil belki, ama bana uygulayan eller ne yazık ki fos çıktı.
Derken fikrine çok güvendiğim biri, Selçuk Kırıktaş’ı tavsiye etti.
Başta çok da sıcak bakmadım. Hatta dürüst olayım; gardım hayli yukarıdaydı.

Yıllarca bu işin profesyonel tarafında olmuş, onlarca masaj terapistiyle çalışmış, bedenine kolay teslim olmayan bir kadın olarak, “bir erkek ayak altıma dokunacak” fikrine de mesafeliydim.
Ama yine de onu kendi kliniğime davet ettim.
Ve hayatımda yepyeni bir süreç başladı.
Selçuk sadece ayak altıma çalıştı.
Ne boynuma dokundu, ne koluma. Ama o seansla birlikte, hem fiziksel hem ruhsal olarak çözülmeye başladım.
Sinir sıkışmam azaldı. Parmak uçlarımda haftalardır süren uyuşma yok oldu.
En önemlisi: Psikolojik yüklerim hafifledi.

Refleksoloji, ayak ve elde bulunan binlerce sinir noktasının özel tekniklerle uyarılmasıdır.
Bu uyarılar vücutta elektrokimyasal mesajlar oluşturur, nöronlar üzerinden ilgili organlara iletilir.
Düzenli uygulamalarda kan dolaşımı hızlanır, hücreler beslenir, toksin atımı kolaylaşır.
Strese bağlı semptomlarda ve duygusal blokajlarda ise şaşırtıcı bir rahatlama sağlar.
Ben o gün şunu fark ettim:
Ayak altımdan başlayan bu tedavi, aslında bana ait olan ama unuttuğum bir dengeyi geri getiriyordu.
Kayropraktik? Elbette yapıyor. Üstelik çok iyi yapıyor.

Selçuk Kırıktaş yalnızca refleksolojide değil, kayropraktik uygulamalarda da son derece yetkin.
Bugün hem anneme hem oğluma yaşadıkları sorunlar doğrultusunda düzenli olarak kayropraktik seanslar uyguluyor ve onlardan da aynı memnuniyetle geri dönüşler alıyoruz.
Artık o yalnızca benim değil, ailemin de bu şifa yolculuğundaki güvenli adresi.
Ama benim kişisel yolculuğumda en çarpıcı etkiyi refleksoloji yarattı.

Gardım yukarıdayken, teslim olmamışken, sadece bir ayak altı uygulamasıyla yaşadığım o şaşkınlık hâlâ aklımda.
Çünkü yıllardır öğrendiğim bir şey varsa, o da şu:
Bazen şifa başımızda değil, ayak altımızda durur. Yeter ki onu fark eden doğru bir el olsun.
Selçuk Kırıktaş şükranla.
12 Aralık 2025 - Yemek Pornosu: İnsanlığın Çivisinin Çıktığı Yerde Yemeğin Mikrofonla Buluşması
11 Aralık 2025 - Polyesterle Barışamadık Çünkü O Bir Kıyafet Değil, Plastik Şişenin Reenkarnasyonu
10 Aralık 2025 - Bir Gün Kontes Bir Gün Çökmüş Kadın Olmamın Mucizevi ve Mantıksız Hikayesi
9 Aralık 2025 - Benim Kültürümde Yok Ama Sepetimde Var
8 Aralık 2025 - Neden Eskisi Gibi Odaklanamıyorsun? Çünkü Beynin Sessizce Greve Gitmiş Olabilir