Vefakâr olmak, bir anne baba oyunu mu?
Elindeki tüm imkânları, hata ihtimali olanları bile önüne serdiğin evladın, gölgende ferah bulan kardeşlerin, büyüyüp kendi bahçelerinde yürümeye başladıklarında ilk seni dışarıya itiyorsa, bu bir oyun mu, yoksa insan doğasının yazılı olmayan kuralı mı?
Psikolojiye göre iyilik eden kişinin içinde farkında olmadan işleyen bir mekanizma vardır: alt beyinden gelen beklenti. Dil “karşılıksız yaptım” dese de beyin kayıt tutar:
“Bu unutulmaz.”
“Bir gün bana döner.”
“Sayemde yürür.”
Fakat bu kayıtlar karşılık görmediğinde öfke, kırgınlık, hatta aldatılmışlık duygusu kaçınılmaz olur. Vefasızlığın psikolojisinde ise minnet duygusu zamanla borca dönüşür. İnsan doğası, bağımsızlığını tehdit eden borçlardan kaçmaya eğilimlidir. Bu yüzden, senin elini tutarak ayağa kalkan kişi en güçlü olduğu anda seni kendi halkasının dışına itebilir. Bu her zaman nankörlük değildir; çoğu zaman zayıflığını hatırlatan aynadan kaçıştır.
Bazen bu uzaklaşma küstahlığa, hadsizliğe, hatta hakarete dönüşür. Aslında tablo, kişinin sana değil kendi geçmişteki güçsüz hâline öfkesidir. Klinik psikoloji bunu bağımsızlık savaşı olarak adlandırır. Yani düşman sen değil, onun kendi hafızasıdır.
Oyun kurucu kim? Elini uzatan mı, yoksa uzaklaşan mı? Belki de her ikisi. Çünkü iyilik yaparken alt beyin beklenti üretir; o ise gölgende yükselirken minnet yükünü taşımamak için senden uzaklaşır. Ortaya çıkan tablo, birine göre nankörlük, diğerine göre özgürlük olur.
Vefakâr olmak, insana en çok yakışan erdemdir; ama aynı zamanda en çok hayal kırıklığı yaratan sınavdır. İyiliğin beklentiye, minnetin borca dönüştüğü bu döngü, insan ilişkilerinin en kırılgan gerçeğidir. Gerçek vefakârlık başkasından değil, kendi vicdanından beslenir. Çünkü insan, başkalarına ettiği iyilikten önce kendi yüreğine vefakâr olmayı öğrenmelidir.
Peki sizce vefakâr olmak, gerçekten karşılıksız mıdır; yoksa bazen bir başkasına verdiğimiz itibarı bile geri istemeden sürdürebilmek midir?
12 Aralık 2025 - Yemek Pornosu: İnsanlığın Çivisinin Çıktığı Yerde Yemeğin Mikrofonla Buluşması
11 Aralık 2025 - Polyesterle Barışamadık Çünkü O Bir Kıyafet Değil, Plastik Şişenin Reenkarnasyonu
10 Aralık 2025 - Bir Gün Kontes Bir Gün Çökmüş Kadın Olmamın Mucizevi ve Mantıksız Hikayesi
9 Aralık 2025 - Benim Kültürümde Yok Ama Sepetimde Var
8 Aralık 2025 - Neden Eskisi Gibi Odaklanamıyorsun? Çünkü Beynin Sessizce Greve Gitmiş Olabilir