‘Lame duck’ sendromu ve erken seçim ihtimali

Bir siyasetçinin “Lame duck” konumunda olması bize sadece başka siyasetçiler üzerindeki etkisinin azalacağını imlemez, aynı zamanda ekonomi ve siyasette daha radikal adımlar atma ihtimalinin çok yüksek olduğunu da söyler.

17 Haziran 2024
Bahçeli MHP grup toplantısında konuştu.

“Lame duck- Topal ördek” İngilizcede iktidarda son dönemini yaşayan siyasetçiler için kullanılan bir kavram. Wikipedia bunun siyaset açısından önemini şöyle açıklıyor: “Görevinde son dönemini yaşayan bir siyasetçinin diğer siyasetçiler üzerindeki etkisi daha azdır.”

İktidar partisinin yerel seçimlerde yaşadığı hezimet hem Cumhurbaşkanı hem Ak Parti’nin bir sonraki seçimleri kazanma ihtimalinin epey azaldığını gösterdi. Ne diyordu Wikipedia? “Görevinde son dönemini yaşayan bir siyasetçinin diğer siyasetçiler üzerindeki etkisi daha azdır.” MHP lideri Devlet Bahçeli’nin iktidar partisini hedef alan son çıkışlarının bir sebebi bu bana kalırsa. Bundan  sonra da “Lame duck” etkisinin süreceğini, koalisyon ortakları arasında kontrollü de olsa gerilimlerin eksik olmayacağını söyleyebiliriz.

“Ankara’da en çok konuşulan konu Bahçeli’nin erken seçime götüreceği.” Ankara’yı iyi tanıyan bir kaynağım önceki gün böyle diyordu. Bunun bir nedeni MHP liderinin son çıkışlarıysa bir başka nedeni Bahçeli’nin 2002’de erken seçim çağrısı yaparak Türkiye siyasetindeki büyük dönüşümün fitilini ateşlemiş olması olmalı.

Bahçeli’nin 2002’deki sürpriz erken seçim kararı o dönemi yaşayanların belleğinde hâlâ çok canlı. Bununla birlikte aynı nehirde iki kez yıkanılmaz. 2002 ile 2024 Türkiyesi arasında büyük farklar var, 2002’de MHP resmen koalisyon ortağıydı, bugün ise Ak Parti ile MHP arasında resmi bir koalisyon yok. Bu da MHP’ye hem devlette koalisyon ortağı gibi söz sahibi olma, hem muhalefet partisi gibi halkta tepki çeken politikalara sesini yükseltme, o politikaların faturasını elinin tersiyle itme olanağı sağlıyor. Bu olanağı neden bırakmak istesin?

İsmet Berkan önceki gün 10Haber’deki yazısında “Cumhur İttifakı’nı bozarsa Bahçeli değil Erdoğan bozar ancak” diyordu. Doğru, ittifakı bozmak MHP’nin çıkarlarına aykırı olacağı için Bahçeli’den bir erken seçim adımı (çok büyük olasılıkla) gelmeyecek. Ama bu, “Lame duck” sendromunun Türkiye siyasetini etkisi altına almaya başladığı gerçeğini değiştirmiyor.

Tekrar etmek pahasına, “Lame duck” sendromunun en önemli özelliği, “Görevinde son dönemini yaşayan bir siyasetçinin diğer siyasetçiler üzerindeki etkisinin azalması”ydı.

“Tabancayla oynama Mülayim, patlar”

Ekonomi yazarı olduğumu unutmuş değilim, zaten “Lame duck” sendromunun piyasalar açısından önemli olduğunu düşündüğüm için bayram günü bu konuyu açtım. Bahçeli’nin geçen haftaki çıkışları piyasa üzerinde olumsuz bir etkiye yol açmadı. Hatta tam tersine, Bahçeli’nin Ak Parti ile CHP ittifaka gitse bile MHP’nin iktidar partisini Meclis’te desteklemeye devam edeceği yönündeki sözleri o gün borsayı olumlu dahi etkiledi. Ama bu önümüzdeki dönemde MHP’den gelecek çıkışların piyasa üstünde hiçbir etkisinin olmayacağını göstermez. “Korkusuz Korkak” filminde tabancayla oynayan Kemal Sunal’a patronunun dediği gibi: “Tabancayla oynama Mülayim, patlar.”

Ayrıca bir siyasetçinin “Lame duck” konumunda olması bize sadece başka siyasetçiler üstündeki etkisinin azalacağını imlemez, ekonomi ve siyasette daha radikal adımlar atma ihtimalinin çok yüksek olduğunu da söyler.

Wikipedia “Lame duck” kavramının siyasi anlamını açıklamaya şöyle devam ediyor:

“Topal ördek bir siyasetçi gücünü yol açacağı sonuçları endişe etmeden kullanma konusunda özgürdür.”

Erdoğan’ın parti tabanından ve halktan gelen homurtulara rağmen Mehmet Şimşek liderliğinde uygulanan sıkı para politikasına destek vermesinin bir sebebi bu olabilir mi? Muhtemelen. Bu da bize sıkı para politikasına, yeni vergilere, asgari ücrete zam yapılmamasına veya düşük zamma, ekonominin durgunluğa girmesine gelecek eleştirilere tahmin edilenden daha uzun süre kulaklarını tıkayabileceğini söyler.

Bununla birlikte “Topal ördek bir siyasetçinin gücünü yol açacağı sonuçları endişe etmeden kullanma konusunda özgür olması”, sadece ekonomide değil siyasette de “cesur adımlar”a yol açacaktır.

İktidar partisinden sadece ekonomide değil, diğer dikenli konularda, mesela Gezi davasında, mesela Kürtlerle ilgili konularda 2018 (Başkanlık sistemi) öncesine dönüş yönünde cesur adımlar gelmeye başlarsa Ak Parti ile MHP arasındaki kontrollü gerginlik bir krize dönüşür mü?

Bunlar bana kalırsa önümüzdeki dönemde konuşacağımız konular. Yakında başta yabancı yatırım kuruluşları olmak üzere pek çok ekonomi aktörünün aynı ihtimalleri hesaplamaya başlayacağını tahmin ediyorum. İyi bayramlar.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.