İletişim 101 Defterinden Bazı Notlar

12 Aralık 2025

Her ‘imaj krizi’ bir ‘güç aktarımıdır’.

Bir yapının kendi hikâyesini tutarlı biçimde sürdürememesi, başkalarının hikâyesini genişletmesine zemin sunar.

Çıkan ‘güvensizlik dalgası’, dışarıda bir ‘güç boşluğu’ olarak görünür.

Bu boşluğun kim tarafından doldurulacağı çoğu zaman önceden öngörülmüş, planlanlanmış, bekleniyor olabilir.

“Bunlar ‘tesadüf’ değil, ‘hesaplanmış ilişkiler zinciri’ olabilir mi?” diye kaygı duymayı ‘komplocu düşünce’ olarak hasıraltı etmek kolaycılık olur.

Çünkü, ‘manipülasyonun en iyi kalkan’ olarak görülmesi yeni değil.

Bir olayın ‘kendiliğinden-miş’ gibi sunulması, onu yönlendiren aktörlerin görünmezliğini garantiler.

Bu nedenle, ‘toplu imaj kayıpları’, çoğu zaman bir ‘algı yönetimi operasyonu’ eşliğinde gerçekleşir.

Rastgele görünen sızıntılar, yayılan söylentiler, denetlenemiyor gibi görünen krizler…

Bir ‘algı mimarisinin’ parçaları olabilir! Kazananlar ise, ‘tesadüfü’ tasarlayanlar.

Bu nedenle sistemik krizler, birilerine zarar verirken, aynı anda birilerine de hizmet eder.

‘Hiçbir şey tesadüf değildir’ denir, çünkü her boşluk bir aktörün alanı.

Bir kolektifin imajının topyekûn zarar gördüğü yerde, mutlaka bir niyet, bir talep, bir çıkar vardır. “Rastlantı” diye okunan olaylar, çoğu zaman henüz anlaşılmamış stratejilerdir, denir.

“Hiçbir şey tesadüf değildir” ifadesi, paranoyak bir evrensel determinizmden ziyade, sistemlerin ardındaki düzenleyici güçleri fark etmek ısrarı.

Çünkü bir yapının yükselişi kadar çöküşü de tesadüf değil; ilişkiler, hesaplar, zayıflıklar ve fırsatlar arasında örülmüş bir dokunun sonucu.

‘Bütünsel imajı bozulmuş bir yapı’ (diyelim, bir ülke), kırılganlığını kendi ‘sıradanlaştırırsa’, o noktada ‘kriz’ artık bir ‘istisna’ değil, ‘yeni norm’ hâline gelir.

Bu normun en çok ‘faydalananları’,  ‘dağılım yeniden yapılırken payını artırmak isteyen güçler’, çalkantılardan beslenen yapılar, başka sistemlerin istikrarsızlığı üzerinden fayda üretmek peşindeki düzenler.

Bir kolektifin imajını ‘topyekûn zedelemek’,  sistemler-arası güç hesaplarında çoğu zaman ‘faydayı başkalarına transfer eden bir eylem’.

İmaj kaybı, ‘dışarıdan bakanın algısı’ ile birlikte, içerideki güç dengesinin ‘kim tarafından yeniden yazılacağını’ da belirler.

Soru, “kime zarar verildiği” değil,“kimin bu zararı sermayeye dönüştürebileceği”.

Büyük risk, kolektif zayıflığın normalleşmesi…

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.