Lüküs Hayat ve Huzurevi

30 Kasım 2025

Birinci Büyük Savaş adım adım yaklaşırken, Paris’te Belle Époque’un Can -Can dansı gibi, bizde de ‘bir dönemin yeni yaşam tarzı modası’nın bir parçası olarak, ‘operet formuna’ bürünmüş “Lüküs Hayat” bu ülkenin Batı’ya açılan kapısında bizi bekleyenleri tatlı tatlı hicvederek anlatıyordu.

Sanıyorum en uzun ömürlü ‘sahne eseri’ olarak bu oyun ülke sathında epey oynandı. 

Milletçe her yerde seyredildi.

Lüküs hayat o ne rahat… 

yan gel de keyfine bak!”

Bir habere göre, adı o nakaratlarla özdeşleşmiş bir şehir tiyatrosu oyuncusu, Zihni Göktay Maltepe’de bir huzurevine yerleşmiş. 

O operetin yazıldığı yıllarda, memleket “Fatih’ten Harbiye’ye”, bir yaşam kültüründen bir başkasına savruluyorken, kırsal bölgelerde hâlâ olduğu gibi, sayıları tek-tük huzurevleri ‘kimsesizlerin barınağı’ sayılırdı.

Kısacası henüz  yaşlanmak’ ‘yaş almak’ olarak -bana kalırsa, gene bir ‘oyun’ tarzında- anlatılmaya çalışılmadığı gibi; yaşlanan yurttaşlar için Batılı Yaşam zihniyetinde gördüğümüz kurumsal düzeni kurulmuş, sisteme bırakılmış bir hayat döngüsü de değil, bir aile-içi sorumluluğu’ydu.

O vakitler yaşlı nesil alzheimer de olmaz, en fazla bunamış sayılır, halk diliyle ‘elden hayattan düşer’, ya bir evladının yanına alınır, ya da ‘kapısını çalacak’ hayırlı yakın yolu bekleyen biri olurdu. 

Çünkü batılılaşmanın “iki kalas bir heves”ve zaman zaman müsamereleşen bir ‘görüntü’ olmayı aşmış bir ‘zihniyet’ olarak kökleşmesi, ‘’görünüşte değil yerleşmiş ‘kurumlar’la var olması kolay iş değil.

79 yaşındaki oyuncunun çocuğu var mı, bilmiyorum.

Habere göre yakın bir zamanda eşini kaybetmiş.

Artık bambaşka bir semt olan Feneryolu’daki evi de ‘kentsel dönüşüm’ nedeniyle yıkılmış.

Lüküs Hayat’ heveslerinin ardından, bugün güncel bir ‘korku’ hâlinde güncelleşen “deprem”, yalnızca içinde yaşadığımız yapılarla ilgili bir konu, bir tehdit sınırlığında görülmemeli. 

Deprem, kentsel dönüşüm kadar bir toplumsal dönüşümün sancıları hâlinde ama bu kez, Lüküs Hayat’dan sonra gerçekliğin sahnesinde. 

Modernleşme arzusunun içimizde yaşattığı bir ikilemin tortusu ve yıkıp yeniden yapmanın bitmeyen bir humması olarak izleniyor.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.