17 yıl sonra bir ilk: Merkez likidite fazlalığını çekmek için TL depo alım ihalesi düzenledi
Hem Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz hem de Bakan Şimşek, sürekli olarak orta vadeli programı referans verip, bunun güçlendirileceğini söylüyorlar. Ancak güçlendirmenin nasıl olacağı konusunda somut bir işaret görülemedi.
Seçimlerin ardından 1 aya yakın süre geçti ama hâlâ ekonomik program için somut bir adım atılamadı. Kamu harcamalarında tasarruf ve vergilendirilmemiş kesimlerden vergi alınacağı söyleniyor ama piyasalardaki tedbir beklentisi çok yüksek. Bu nedenle de, zaman uzayıp belirsizlik sürünce, “Acaba dağ fare mi doğuracak” korkusunun başladığına şahit oluyoruz.
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı birkaç aydır hazırlık yapıyor. Ancak bu hazırlıklar konusunda gelen bilgiler, özellikle yapısal tedbirler konusunda önemli adımları kapsamadığı yönünde. Hem Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz hem de Bakan Mehmet Şimşek, sürekli olarak orta vadeli programı referans verip, bunun güçlendirileceğini söylüyorlar. Ancak güçlendirmenin nasıl olacağı konusunda somut bir işaret görülemedi.
Hükümet yetkililerinin sürekli OVP’ye referans vermeleri, zaten piyasaların kafasını karıştıran en önemli unsurlardan biri. OVP’nin 3 yıllık hedefleri kapsayan bir metin olduğu, içinde klasik genel düzenlemeler bulunduğu belirtilerek, OVP’nin bu dönem gereken enflasyonla mücadele programı için yeterli olamayacağı herkes tarafından biliniyor. O nedenle sadece OVP sözüyle yetinilmeye çalışılıp, bunun üzerine neredeyse hiç bir radikal önlemin konuşulmaması, tedirginlik veren unsurların başında geliyor.
Strateji ve Bütçe Başkanlığı eski Maliye bütçecileri ve DPT’cilerden oluşuyor ve hâlâ yetkin bir kadro olduğu söylenebilir. Yani yapılacaklar için teknik olarak yeterli bir kurum ama bu yetkinliğin programa yansıması için kuvvetli bir siyasi irade lazım. Buradaki uzmanların Cumhurbaşkanı ile değil Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile çalıştıklarını biliyoruz. Yılmaz, eski DPT’ci olarak bu işe çok uygun.
Ancak Cevdet Yılmaz hem Bakanlığı, hem Plan Bütçe Başkanlığı döneminden bildiğimiz kadarıyla, teknik birikimini siyasi irade ile çok birleştirmeyen, tüm tarafların arasını bulup, gereken için ısrarlı olmayan bir kişilik olarak biliniyor. İşte bu süreçte bu özelliğin sakıncalarının görüldüğü, bürokraside sıkça konuşulmaya başladı.
Özetle; yapılan çalışmaları ve gelişmeleri izleyen uzmanlar, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın gerekli yapısal tedbirler konusunda çalışırken, özellikle parti yönetici ve büyüklerinden gelen itirazlar olunca, yapılacak işler listesinin yeniden düzenlendiğine şahit olduklarını belirtiyorlar.
Halbuki açıklanacak ekonomik programdan beklenti çok yüksek. Bir yandan mali disiplin sağlayacak, öte yandan bazı temel alanlarda orta ve uzun vadeli, verimlilik artışı sağlayacak, fiyat istikrarını destekleyecek reformlar yapılması gerekiyor. Başta tarım olmak üzere, reform ihtiyacı çok acil hale gelmiş alanlarda bir reform hazırlığı olduğunu ya biz duymuyoruz, ya da bu alanlarda çok önemli hazırlık çalışmaları bulunmuyor.
Bu alanlarda yapılacak reformların yanı sıra, Türkiye’nin geleceğini belirleyecek dijital dönüşüm, ileri teknoloji amaçlı mevcut üretim yapısının değiştirilmesi, yeşil dönüşümle ilgili çok önemli adımlar atılması da gerekiyor. Bu konularda bazı hazırlıklar olduğu ama ürkek davranıldığı, yapılması gerekenler hemen hemen belli olmasına rağmen, yine etliye sütlüye karışmayan, birilerinin bu değişimden mağdur olacağı görüldüğünde frene basılan, partiden gelen, bazı kesimlerin itirazları olduğu açık baskılar üzerine düzenleme alanlarının sınırlandığı bir hazırlık çalışması yürütüldüğü konuşuluyor.
Özet olarak Cevret Yılmaz’ın teknisyen yönü biliniyor ama uygulanacak enflasyonla mücadele programı için, piyasa daha teknik bir davranış tarzı bekliyor. Yani fazlaca politik kaygı gözetmeden, ekonominin gerçek kaygılarına yanıt verecek, gerekirse sert adımların atılması gerekiyor. İşte bu nedenle de konuştuğum iş insanları ve bankacılar, daha teknik bir kişilik olarak gördükleri, Bakan Şimşek’in patronluğunda bu işin yürütülmesi gerektiği düşüncesindeler.
Şimşek’in evvelden beri hiyerarşiye önem veren, sosyal yönü çok kuvvetli olmayan, iyi bir teknisyen olduğu biliniyor. Ancak bu aşamada öyle anlaşılıyor ki; programı ilgilendiren tüm kesimlerle bizzat temas kurup, programın getiri ve götürülerini detaylarıyla anlatıp, tüm kesimleri program konusunda ikna çabası içine girmesi gerekecek.
Bundan önce de, tabii ki, programın içeriği dolu olmalı. Mayıs seçimlerinden bu yana şok tedbirler değil aşamalı tedbirlerle gittik ve bunun maliyetinin ne kadar yüksek olduğunu, şu andaki kur ve faiz seviyesinden zaten görüyoruz. Daha fazla maliyete artık tahammül yok ve bu nedenle açıklanacak güçlendirilmiş program, Cumhurbaşkanlığı dahil tüm kamu kademelerinde önemli tasarruf öngören, bunun yanında önemli reform alanlarında yapılacakların belirlendiği, küresel uyum konusunda artık harekete geçildiğini gösteren somut adımların yer aldığı, bu tedbirlerin de belirli takvimlere bağlandığı bir metin olması gerekiyor. Bürokrasinin temsil ve kırtasiye masraflarını azaltan, sadece bazı vergi istisnalarını kaldıran, kamu yatırımlarının bir bölümünün ertelenmesini içeren bir programla yetinilecekse, bunu ciddi bir enflasyonla mücadele ve ekonomik istikrar paketi olarak görmek mümkün olamaz. Bakan Şimşek, bu yapılmadığı takdirde, sadece Merkez Bankası’nın parasal tedbirleri ve bir miktar bütçe açığını azaltarak, yerli yatırımcı ve vatandaşın programa güvenini sağlayamayacağını, umarım görüyordur.
28 Kasım 2024 - Merkez Bankası artık riskler yerine başarıları öne çıkarıyor
27 Kasım 2024 - Özel sektör hesabı yüzde 48’le yaparken enflasyon yüzde 21’e düşmez
26 Kasım 2024 - Enflasyonla mücadelede ‘kararlılık’ vurgusu yavaş yavaş unutuluyor
25 Kasım 2024 - Yüksek nakit açığı ve Merkez’in zararı enflasyon hesabını bozuyor