İşyeri kira artışında tavan yüzde 60
Bugün Şubat ayı enflasyonu açıklanacak. Her gelen yeni aylık enflasyon verisi, piyasadaki enflasyon beklentisini daha da artırmaya devam ediyor. Çünkü kimse “gereken artık yapılacak” diyemiyor, enflasyonla ilgili umutlarını azalıyor.
Bugün Şubat ayı enflasyon verisi açıklanacak ve yıllık enflasyon daha da yükselecek. Sadece yıllık enflasyonun artmasıyla kalmıyor, her yeni gelen aylık enflasyon verisi ileriye dönük piyasa beklentilerini de bozmaya devam ediyor.
Hani geçen yıl Mayıs seçimlerinden sonra para politikasında radikal değişiklik olmuş ve sıkı para politikası uygulanmaya başlamıştı, “nasıl oluyor da enflasyon artmaya devam ediyor” diyebilirsiniz. Buna yanıt olarak “sözde bir sıkı para politikası uygulamasıyla yetinmeye çalıştığımız için” denebilir. Adım atmakta gecikilen kararlar tek otorite tarafından alındığı için yeni politikanın gerektirdiği adımların henüz bu otorite tarafından benimsenmediği, birkaç ay sıkılaşma yapıldıktan sonra tekrar gevşetilen para politikasından söz ediyoruz. Bir başka deyişle anons edip sıkı para politikasına başladık dedik ama bir ileri-iki geri yaptık, bu politikanın bu anlayışla yürütülemeyeceği ortaya çıktı.
Aslında bu politikaya geçerken geçen yıl yapıldığı gibi başlarken yüklü kamu zamları, vergi artışları yapılıp kurlar bir miktar sıçratılabilir. Ancak bunu yaptıktan sonra artık kararlı biçimde sıkılaşmaya devam etmeniz gerekiyor. Ama biz ne yaptık; faiz artışlarını önce küçük küçük yapıp olmayacağını görünce yüklü faiz artışına girdik. Faizin yanında gereken sıkılaşma adımlarını atmadığımız için yeni faiz artış ihtiyacı doğdu. Bu sefer “seçim var” diye, “Cumhurbaşkanımız faiz artışlarına karşı, artık yapmasak” diye faiz artışı yapamadık. Bu yetmiyormuş gibi “faizde artık tepe noktaya geldik” deyip “duruyoruz” açıklaması yaptık.
Zaten tek otoritenin ekonomi anlayışı konusundaki endişeler giderilememişken, “acaba tekrar eskiye döner mi” kaygısı varken, bu kararsız tutumu takınınca güvensizlik yeniden arttı. Artık sıkı para uygulanıyor deyip yüksek faizlere bakıp gelen bir miktar yabancı sermaye de yeniden evine dönmeye başladı. Şimdi Bakan Mehmet Şimşek “seçim sonrası adımlara devam edeceğiz, Cumhurbaşkanı arkamızda” dese bile kimse güvenmiyor. Üstüne üstlük seçimlerden çıkacak sonuca göre Cumhurbaşkanı’nın eski politikalara dönüş ihtimalinin yüksek olduğu hâlâ söyleniyor. Şimşek bu kaygıları giderip güven sağlamak için neler yapacağını anlatmak yerine politikacı şapkası giyip “Şu adaya oy verin rahat edersiniz” gibi açıklamalar yapmaya başladı…
Öyle olunca da her gelen yeni aylık enflasyon verisi piyasadaki enflasyon beklentisini daha da artırmaya devam ediyor. Çünkü kimse “gereken artık yapılacak” diyemiyor, politik kaygılar yine ağır basacak, göstermelik adımlar olsa bile ciddi mücadele edilmeyecek diye enflasyonla ilgili umutlarını azaltıyor. Merkez Bankası 2024 yıl sonunda enflasyon yüzde 36 olacak diyor, hedefi değiştirmiyor ama bu hedefe ulaşmak için somut bir şey de yapmıyor. Geçen ay 2024 yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 43’e çıkmıştı, bu ay büyük ihtimalle beklentiler daha da bozulacak. Öyle ya enflasyonla mücadele sözle olmuyor, bazı gerekleri var, yerine getiremeyince enflasyonu da indiremezsiniz.
Bugün açıklanacak olan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Şubat ayı enflasyon artışının yüzde 4’ün altında gelmesi beklenmiyor. Türk-İş’e göre yüzde 8’in üzerinde, İstanbul Ticaret Odası (İTO) verilerine göre yüzde 4’ün üzerinde çıkan sonuçların ardından bugünkü TÜİK açıklamasıyla resmi enflasyon verisini almış olacağız. İTO verilerinin de son dönemde tartışılmaya başladığı bir süreçte yüzde 4’ün altında çıkacak bir enflasyon rakamı son dönemde ehven-i şer olarak görülen “rasyonel veri” algısını yeniden bozacaktır.
Geçen yıl Şubat ayı tüketici enflasyonu rakamı yüzde 3.15 olarak açıklanmıştı. Kabaca söyleyecek olursak bu rakamın üstünde çıkacak aylık rakam yıllık tüketici fiyat enflasyonunu yükseltecek. Ocak sonu itibariyle yüzde 64.86’ya çıkan yıllık enflasyon rakamının Şubat sonu itibariyle bunun üzerine çıkacağı, yüzde 66 civarında olacağı tahmin ediliyor.
Aslına bakacak olursak son 7-8 aydır her gelen aylık veri yıllık rakamı yukarı çıkarmaya devam etti. 2023 Haziran sonunda yüzde 38.21 olan enflasyon rakamı daha sonra adım adım sürekli yükselerek 2023 yıl sonunda yüzde 64.77’ye, 2024 Ocak sonunda da yüzde 64.80’e ulaştı. Şimdi bu rakamların üç ay daha yükselmesi öngörülüyor. Çünkü aylık enflasyon 2023 Mart’ta yüzde 2.29, Nisan’da yüzde 2.39, Mayıs’ta yüzde 0.04, Haziran’da yüzde 3.9 olarak açıklanmıştı. Dolayısıyla Mayıs sonunda yüzde 70’in üzerine çıkması beklenen yıllık enflasyon işte bu baz etkisi nedeniyle oluşacak. Haziran’da yüzde 3.9’un altına inilemezse Haziran sonunda da enflasyon artışı devam edecek.
Daha sonra, yani Temmuzdan itibaren yıllık enflasyon rakamlarının inişe geçmesi de, yine baz etkisi nedeniyle kaçınılmaz. Çünkü geçen yıl Temmuz’da yüzde 9.49, Ağustos’ta yüzde 9.09 enflasyonları gürdük. Daha sonra yüzde 4.75, yüzde 3.43, yüzde 3.28 artışlarla devam etti. Yani hükümetin “enflasyon hızla düşecek” dediği dönem bu nedenle temmuz ve ağustos ayları. Geçen yıl seçimlerden sonra yapıldığı biçimde yine kur zıplaması olup bir de yüksek kamu zamları gelirse bu inişi görmek de mümkün olamaz tabii ki…
Bu anlayış seçimden sonra ciddi bir enflasyonla mücadele programı yapıp somut adımları atar mı derseniz, benim umutlarım giderek azalıyor.
28 Kasım 2024 - Merkez Bankası artık riskler yerine başarıları öne çıkarıyor
27 Kasım 2024 - Özel sektör hesabı yüzde 48’le yaparken enflasyon yüzde 21’e düşmez
26 Kasım 2024 - Enflasyonla mücadelede ‘kararlılık’ vurgusu yavaş yavaş unutuluyor
25 Kasım 2024 - Yüksek nakit açığı ve Merkez’in zararı enflasyon hesabını bozuyor