Merkez Bankası yönetiminin enflasyon hedefinde artışla faiz indirimi için alan açtığı söyleniyor. Piyasalarda 'aralık' beklentisi var ancak Erdoğan’ın yeniden eski faiz-enflasyon tezlerini savunmaya başlaması ise indirimi tartışmalı hale getirebilir.
Merkez Bankası yılın son Enflasyon Raporu’yla hem 2024, hem de 2025 enflasyon hedeflerinde büyük artışlar yaptı. Hedefin bu kadar yükseltilmesinin Merkez Bankası yönetimine faiz indirimi için alan açtığı söyleniyor. Bu nedenle piyasalarda aralıkta faiz indirim beklentisi oluşurken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘ben ekonomistim’ diyerek yeniden eski faiz-enflasyon tezlerini savunmaya başlaması ise indirimi tartışmalı hale getirebilir.
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, yüzde 38’lik 2024 yılı enflasyon tahmininin yüzde 44’e yükseltildiğini söylerken, yüzde 14 olarak önceki raporlarda yer alan 2025 yılı tahminini ise yüzde 21’e çıkardıklarını açıkladı. Halbuki eylül başında açıklanan orta vadeli programda hükümet önümüzdeki yılın enflasyonu için yüzde 17.5’lik hedef koymuştu.
Henüz üzerinden iki ay geçmişken, OVP’deki hedeflerin Merkez Bankası tarafından yok sayılıp, yüksek oranlı revizyon yapılması piyasaları şaşırttı. Piyasalar OVP hedefinin korunup, alt ve üst hata koridoru için yüksek bir aralık belirleneceğini tahmin ediyordu. Merkez Bankası 2025 yılı enflasyon tahmininde hata oranını ise eksi-artı 5 puan belirledi. Kısacası enflasyonun 2025 yıl sonunda yüzde 16 ile 26 arasında oluşabileceğini söylemiş oldu.
Merkez Bankası’nın bu tavrı önce, “OVP’nin enflasyon hedefi hazırlanırken Merkez Bankası’yla birlikte hazırlanmıştır. Niye bu kadar yüksek revizyon yapıldı” denilerek şaşkınlıkla karşılandı. Ardından ise Fatih Karahan’ın Enflasyon Raporu toplantısında, “Faiz indirimine başladığımızda reel faiz oranını yüksek tutmaya devam edeceğiz” demesi üzerine hedefin bu kadar yükseltilmesinin ardında “faiz indirimi niyetinin yattığı” konuşulmaya başladı. Merkez Bankası’nın bu sayede aralıkta indirime başlayıp yükseltilen enflasyon hedefi nedeniyle reel faiz oranını yüksek tutabileceği o nedenle piyasaların faiz indirimi başlıyor mesajı aldığını belirtiyorlar. Bu arada FED’in toplam 75 baz puan indirime gitmesinin reel faiz hesabı açısından Merkez Bankası’na 7.5 puanlık bir avantaj sağladığı da hatırlatılıyor.
Bu arada bazı yabancı bankaların, “TL’de 3 aylık kar fırsatı” diye raporlar yayınlanmaya başlaması, dışarıdan da mesajın alındığı biçiminde yorumlandı. Faiz indirimi başlayınca, karlarını artıracak kurumların başında geldiği için, banka hisse senetleri dopingli, dün BIST endeksinde güçlü artış yaşandı.
Ancak Enflasyon Raporu toplantısı ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kırgızistan-Macaristan ziyaretlerinden dönüşünde, beraberindeki gazetecilere enflasyon ve faiz ilişkisi konusunda eski söylemini hatırlatması, piyasalar için kötü bir sürpriz oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, faizler düştükçe enflasyonun düşmeye devam edeceğini belirterek yine ‘ben ekonomistim’ dedi ve kendi bilgisinin bu yönde olduğunu, tavrının değişmediğini söyledi.
İşte bu noktada, Merkez Bankası’nın teknik olarak hazırlamaya çalıştığı faiz indirimleri konusunda, ciddi ‘siyasi etki’ şüpheleri oluşmaya başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tekrar faiz indirimlerinden söz etmesi ”Acaba Merkez Bankası istemiyor da, Cumhurbaşkanı istedi diye faiz indirimlerine mi gidilecek. Onun için mi Merkez piyasaları hazırlamaya başladı” sorularının ister istemez gündeme gelmesini beraberinde getirdi.
Bu sözlerin Ankara kulislerinde konuşulan “Berat Albayrak’ın yeniden hükümete döneceği” söylentileriyle eş zamanlı gündeme gelmesi de önümüzdeki dönem uygulanacak ekonomik politikalar konusunda ciddi endişelerin hortlamasına neden olacak gibi gözüküyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘benim eski tavrım sürüyor’ vurgusu yapması Mehmet Şimşek’in bakanlığını geçici bir dönem olarak görüp görmediği sorularını da beraberinde getiriyor.
Merkez Bankası yönetiminin aralıkta faiz indirimlerine, 2 ya da 2,5 puanla başlayıp, bir süre devam edip, arada bir durup tekrar devam etmesinin, reel faiz düzeyini koruyarak mümkün olabileceği konuşuluyor. Ancak bununla birlikte de 2025 Mart sonuna kadar kurları, ekimdeki gibi sabit tutması gerekebileceği, fazla rezerv almadan bu dengeyle hedefe yaklaşılabileceği belirtiliyor.
Ancak tüm bu teknik değerlendirmeler, siyasi veya dış etkiler nedeniyle geçersiz hale gelebilir. Şahsen programın önünde hala engel diye konuşulan “Cumhurbaşkanı Erdoğan gelen baskılara dayanamayıp eski politikalara geri dönebilir” ihtimali vardı. Bu ihtimale artık, “bu kadarlık enflasyon düşüşünü yeterli görüp, zaten hep istediği ekonomi politikalarına, damadını da yeniden göreve getirerek geri dönmek mi istiyor?” sorusu eklenmiş oldu. Buna Trump ve iç siyasi çekişme faktörlerini de eklemek gerekebilir. Kısacası 2025 yılı, başta Bakan Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası yönetimi olmak üzere, tüm toplum için zor geçecek gözüküyor.
28 Kasım 2024 - Merkez Bankası artık riskler yerine başarıları öne çıkarıyor
27 Kasım 2024 - Özel sektör hesabı yüzde 48’le yaparken enflasyon yüzde 21’e düşmez
26 Kasım 2024 - Enflasyonla mücadelede ‘kararlılık’ vurgusu yavaş yavaş unutuluyor
25 Kasım 2024 - Yüksek nakit açığı ve Merkez’in zararı enflasyon hesabını bozuyor