Yılbaşından bu yana döviz rezervlerinde meydana gelen yaklaşık 30 milyar dolarlık erimenin yaklaşık 7 milyar doları geçen hafta geri geldi.
Yılbaşından bu yana döviz rezervlerinde meydana gelen yaklaşık 30 milyar dolarlık erimenin yaklaşık 7 milyar doları geçen hafta geri geldi. Yabancı girişinin yanı sıra döviz çözülmesinin başladığı, önümüzdeki dönem bu hareketin hız kazanmasının beklendiği konuşuluyor.
Marttaki döviz paniği rezervlerde önemli miktarda gerilemeye neden oldu. Merkez Bankası’nın seçim öncesinde sürpriz 5 puanlık faiz artırımı paniğin sönümlenmesini sağladı. Daha sonra döviz talebinin zayıflasa da devam ettiği görülürken seçim sonrasında ise işler tersine döndü. Geçtiğimiz hafta içerisinde pazartesi hariç her gün rezervlerin arttığı, Merkez Bankası’nın kurların fazla düşmesini de engellemek için döviz satın aldığı bir döneme girildiği görülüyor.
Bu durum kötü gidişin tersine döndüğünü gösterse de işlerin düzeldiği anlamına gelmiyor. Seçim öncesindeki durum rezervler açısından çok kötü bir tabloyu ortaya koyuyordu. Bir iktisatçının deyimiyle ”Ancak çok kötü durumdan geriye dönüşün başladığını” söyleyebiliriz. Merkez Bankası bilançosunu yakından takip eden iktisatçılar, swap hariç kamu dahil net rezervlerin mart sonunda eksi 75 milyar doların da altına indiğini perşembe günü itibariyle bu rakamın 70 milyar doların üstünde, eksi 69.8 milyar dolar olduğunu söylediler.
Geçtiğimiz yıl sonunda bu rakamın eksi 45.7 milyar dolar olduğunu hatırlatan iktisatçılar, birkaç ay içerisinde rezervlerin yeniden bu rakamlara ulaşmasının beklenebileceğini kaydettiler. Yani önümüzdeki dönem 20 milyar doların üzerinde bir rezerv artışı daha bekleniyor. Süre için ise, “Büyük ihtimal haziranda yılbaşındaki rezerv rakamına geri dönülür” yorumunu yapıyorlar.
Geçtiğimiz hafta pazartesi rezervlerinde erime sürdü, yaklaşık 200 milyon dolarlık azalış oldu. Aynı gün öğleden sonra büyük ihtimalle vadeli döviz işlemleri başladığı için kurlarda düşüş başladı. Bunun sonucu olarak 2 Nisan Salı günü rezervlerde 1.44 milyar dolarlık artış kaydedildi. Ardından 3 Nisan Çarşamba günü de 1.41 milyar dolarlık rezerv artışı kaydedilirken, 4 Nisan Perşembe günü rezervlerdeki artış 2.9 milyar dolarla önemli rakamlara ulaştı. Bu satırlar yazılırken henüz cuma günü rakamı çıkmamıştı ama 1,.5 milyar dolar civarı artış tahmin ediliyordu. Dolayısıyla nette, geçen hafta rezervlerdeki iyileşmenin 7 milyar dolar civarında gerçekleşmesi bekleniyordu.
Rezervlerin yılbaşından bu yana yaklaşık 30 milyar dolar erimesinde, hem yabancı sermaye çıkışı hem de vatandaşın döviz ve altın talebinin artması belirleyici olmuştu. Şimdi yabancı sermaye girişinin yeniden başladığı geçtiğimiz hafta hisse senedi ağırlıklı olmak üzere rakamlarda gözüktü. 2023 yıl sonu rezerv seviyesinin yakalanması için 20 milyar doların üzerinde bir artışın daha yaşanmasına ihtiyaç bulunuyor.
Bu noktada eksi 45 milyar dolara yeniden ulaşılacak swap hariç kamu dahil net rezervlerin yeterli olamayacağı ise çok açık. “Kötünün iyisi” dediğimiz de zaten bu. Rezervlerin yeniden artıya geçmesi gerekiyor ki; döviz sızıntısı piyasaların gündeminden çıkabilsin. Bu kapsamda Merkez Bankası’nın bankalarla yaptığı swapların da aşama aşama geri gelmesi bekleniyor. Geçtiğimiz hafta yine perşembe itibariyle bir ara 59.5 milyar dolara kadar çıkmış olan bankaların Merkez Bankasıyla yaptığı swapların miktarının yaklaşık 3,5 milyar dolar düşüşle 55.2 milyar dolara indiği görüldü. Önümüzdeki dönemde bu swap miktarının azalmaya devam etmesi, swap hariç rezerv miktarındaki iyileşmenin daha bariz hale gelmesi beklenebilir.
Elbette bu kötünün iyisi tabloya yeniden ulaşılması, büyük bir başarı olmayacak. Bundan sonraki süreçte asıl başarı yeni alınacak tedbirler, bütçe disiplini için atılacak somut adımlar ve sıkı para politikasının güçlendirilerek devamıyla gerçekleşebilir. Bunun yanında tarım gibi temel alanlarda ciddi reformlar yapılabilmesi, hukuk sisteminin yabancı sermaye gelişine de imkan verecek ölçüde iyileştirilmesi de, başarının ön koşulları olarak sayılabilir.
Bu konuda önümüzü görebilmek için bayram sonrası atılacak adımlara bakmak gerekecek. Ankara’da Bakanlar Kurulu değişiklikleri, Cumhurbaşkanlığı danışmanlarının değişimi gibi kadro değişikleri konuşuluyor. Cumhurbaşkanı’nın bayram tatili süresince değerlendirme yapıp, bayram sonrasında planladığı değişiklikleri yapması bekleniyor. Bu kadro değişikliğinin ekonomiye odaklı bir hareket olabileceği, bu çerçevede siyasi alanda da önemli adımlar atılabileceği konuşuluyor. Ancak bunları görmek için bayram sonrasını beklememiz gerekecek.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, IMF- Dünya Bankası yıllık ara toplantıları için ay ortasında ABD’de olacaklar. Bu çerçevede yatırımcılarla bir araya gelmeleri de bekleniyor. Bundan sonra ekonomide atılacak adımların, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayından geçtikten sonra kamuoyuna açıklanması beklentiler arasında.
Bayram sonrasında atılacak bu adımları gördükten sonra, gerçekten enflasyonla samimi mücadele edilip edilmeyeceği, ekonomik istikrarı sağlamaya dönük umutlu olup olunamayacağı konularında, biraz daha önümüzü görme imkanımız olacak.