OVP’deki 2025’de bütçe açığının, milli gelire oranının yüzde 3’e düşürülmesi hedefi için neler yapılacağı tartışma konusu. Şimşek’in iki yeni vergi paketini gündeme getireceği söyleniyor. Ayrıca Şimşek'in borsa vergisinden de vazgeçtiği konuşuluyor.
OVP’de yer alan, 2025’de bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 3’e düşürülme hedefi ve bunun için neler yapılacağı tartışma konusu. Mehmet Şimşek’in TBMM açıldıktan sonra bu hedefe ulaşılmasını sağlamak için iki yeni vergi paketini gündeme getireceği söylenirken, bununla birlikte ‘artık borsa kazançlarına vergi uygulamasından vazgeçtiği’ de konuşulmaya başladı.
Bakan Şimşek ilk vergi paketinden önce borsa kazançlarından vergiyi gündeme getirmiş, bunun üzerine tepki görmüştü. El altından yürütülen lobi çalışmaları AKP yönetimine götürüldü ve sonuç alındı. Bakan Şimşek ilk taslakta yer alan borsa kazançlarına verginin ‘daha sonra tekrar müzakere edileceğini’ söyleyip o dönem baskılar sonucu bunun gündeme getirilmeyeceğini kabul etmiş oldu.
Ankara’daki izlenimimiz 10 gün önceye kadar Şimşek’in borsa kazançlarına vergiden vazgeçmediği, TBMM’ye getireceği paketlerde bu verginin de yer alacağı şeklindeydi. Ancak son günlerde AKP kulislerinden gelen haberler, Bakan Şimşek’in borsa kazançlarına vergiden artık vazgeçtiği yolunda. Bu söylentiler doğru ise Bakan Şimşek’in vergi konusunda önemli gelir sağlayacak bu düzenleme konusunda da pes ettiği sonucu çıkabilir.
Bunca savunudan sonra bu vazgeçmenin nasıl izah edileceği konusunda ise AKP kulislerinde “Aslında gerekçeler hazır; küresel şartlar henüz belirsiz, zaten toparlanamayan hisse senedi kazançları için verginin şimdi konmasının doğru olmayacaktı” deniyor. Bununla birlikte ‘tasarrufçu için alternatif yatırım araçları olmalı’ gerekçesinin öne sürülüp bu nedenle bu vergiden vazgeçildiğinin anlatılmaya çalışılacağı da anlaşılıyor.
Bütçe açığının milli gelire oranı için OVP’de yer alan hedefler tartışılmaya devam ediyor. Bu yıl için yüzde 6.4 olarak hedeflenmesine karşılık gerçekleşmenin yüzde 4.9 olacağı belirtildi. Bunun yanında gelecek yıl ise bu açığın milli gelire oranının yüzde 3’e indirilmesi hedeflendi.
Bu yıl açığın yüzde 5’e indirilmesinin mümkün olabileceği ancak gelecek yıl için belirlenen hedefe ulaşmak için ek tedbirler gerekeceği açık. Bu yılki gerçekleşmede en önemli faktörler mevduat ve fonlara getirilen stopajlar ile ilk hedef olan yüzde 33’e karşılık enflasyonun yüzde 41.5 olması nedeniyle hesaba katılmayan ‘8.5 puanlık enflasyon vergisi’ diyebileceğimiz ek tahsilat olarak sıralanıyor. Bununla birlikte Bakan Şimşek’in yoğun denetimlerle vergi gelirini artırma çabası ve yıl sonuna doğru ödeneklerin serbest bırakılmasının önlenmesiyle hedefe ulaşmada başarılı olunacağı belirtiliyor.
Gelecek yıl yüzde 3’e düşmesi için ise ek önlemlere gerek var ve bu nedenle iki yeni vergi paketi söz konusu. Borsa kazançlarından vergi alınması önemli bir gelir kalemi olacaktı ama bundan vazgeçilirse bunun yerine yeni alanlar bulunması gerekiyor. Ankara’da istisnaların daraltılması için çalışmaların hızlandığı ‘kuruluşlara ilgi alanları içindeki işletmelerin bazı vergi istisnalarının iptal edilmesiyle nasıl sonuçlar doğabileceği konusunda görüş sorulduğu’ kulislerden sızan bilgiler arasında.
Bakan Şimşek OVP sunumunda yaptığı konuşmada, şimdiye kadar artırılan çok uluslu şirketler, mevduat stopajı gibi yeni vergilere değinerek bunlara ek ‘rantın vergilendirilmesi’ konusunda çalışmalar yaptıklarını söyledi. Rantın vergilendirilmesinden kasıt, eğer hisse senedi kazancı değilse o zaman mevduat ve fon stopajları mı artırılacak yoksa konut gibi rant alanlarından mı yeni vergi alınması planlanıyor bu detaylar şimdilik belli değil.
Cari açığın milli gelire oranının yüzde 3’e indirilmesi, 2025 için belirlenen yüzde 17.5’luk enflasyon oranına ulaşılması için gerekli bir hedef. Aslında bunlarla birlikte 2025 yılı için büyümenin yüzde 4 olarak alınması ise tümüyle bunlarla çelişen bir hedef. Son olarak bir eski ekonomi bürokratı ile konuştuğumda “Hiçbir kendisine teknisyen diyen kişi; 2025 için bu üç hedefi aynı tablo içine koyamaz” yorumunu yaptı. Yani o kadar çelişkili bulunuyor…
Belli ki Erdoğan ile Merkez Bankası ve Mehmet Şimşek’in hedefleri birbiriyle çatışacak. Sonuçta ‘o siyasi bir metin’ denilerek büyüme ve işsizlik hedefleri es geçilir diye umuluyor. Ancak siyasi iklim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kendi hedefleri için ısrarlı olmasını beraberinde getirebilir.
Bu OVP ile 2025 yılında enflasyon yüzde 20’ye inebilir ama, daha sonrası için enflasyonla mücadelede bu metnin bir şey ifade etmediği açık. Borsa kazançlarındaki vergiden vazgeçilmesi sembolik öneme sahip. Çünkü o zaman halkta ‘varlıklı kesimlerden vergi alınamayıp, fatura yine bize çıkacak’ algısı iyice pekişecek. Bu algının programın uygulanmasının önünde şimdi böyle görülmese de yakın zamanda çok büyük engel oluşturma ihtimali yüksek.
4 Ekim 2024 - Enflasyon yüzde 50’nin altına düştü ama sıkıntı büyük
3 Ekim 2024 - Bu ortamda ‘bize de tehdit var’ demek ekonomik faturayı büyütmez mi?
2 Ekim 2024 - Merkez Bankası kur artışına izin verip kendi enflasyon hedefini bozuyor
30 Eylül 2024 - Yüzde 50’nin altına düşünce ‘Enflasyonda başarılıyız’ denemez
28 Eylül 2024 - Kredi kartlarına borç yapılandırma imkanını bankalar istemiş