Ekim enflasyonunun ardından başta yabancılar olmak üzere piyasa kuruluşları enflasyon tahminlerini yükseltip faiz indirim tarihini yeni yıla ötelemeye başladı. Yabancıya göre işin zor kısmına daha gelinmedi.
Ekim enflasyonunun ardından başta yabancılar olmak üzere piyasa kuruluşları enflasyon tahminlerini yükseltip faiz indirim tarihini yeni yıla ötelemeye başladı. Yabancı bankalar cari açık ve rezervlerde gelinen aşamayı övüyor ama enflasyonla mücadelede aynı şeyi söyleyemiyorlar. Bunun yanında birkaç yıl daha bu programın sıkı biçimde sürdürülmesi gerektiğini belirtip işin zor kısmına daha gelinmediğinin altını çiziyorlar.
Kendinden önceki ekonomi bakanları gibi Bakan Mehmet Şimşek de ‘işlerin yolunda gittiğini’ belirtmek için enflasyonla mücadelede en zorun geride kaldığını ‘gelecek yıl bu yıldan daha iyi olacak’ sözleriyle anlatmayı denedi. Bunu söyleyen kendinden önceki bakanların yanıldığını zaten gördük büyük ihtimalle Bakan Şimşek de ileride bunu dediğine pişman olacak gibi gözüküyor.
Ekim enflasyon rakamının yüzde 2.88 gelmesi, yıllık enflasyonun ancak yüzde 48.5’e düşmesi zaten var olan enflasyon hedefleri faiz ve asgari ücret tartışmalarının yeniden alevlenmesine neden oldu. Merkez Bankası, TÜİK’in mevsimsel etkilerden arındırılmış aylık enflasyonu yüzde 2.5 olarak açıklaması ardından bir değerlendirme yayımladı. Bu değerlendirmede özetle geçen aya kıyasla mal gruplarına bakıldığında önemli gerilemeler olduğu, kira ve hizmetlerin geriye gelmeye başladığı, yaş sebze ve meyve fiyatlarının beklenenden fazla artığını söyleyerek, nispeten olumlu bir tablo çizmeye çalıştı.
Buna karşılık yerli ve yabancı piyasa aktörleri geçen hafta ‘yüzde 43’e inebilir’ diye gördükleri 2024 yıl sonu enflasyon tahminlerini yüzde 45’e kadar çıkardılar. Hala yüzde 44’de kalacağını söyleyen kurumlar da var. Bunun yanı sıra gelecek yılki enflasyon tahminlerini yüzde 30’a kadar çıkardıkları gözleniyor. Enflasyonun 2025’de yüzde 25’e ineceğini tahmin edenlerin sayısı giderek azalırken yabancıların genelde söyledikleri oranın yüzde 27’ye çıktığı görülüyor. Hem de bu oranların gerçekleşmesi konusunda bile şartlı konuşuyorlar. Yani faiz indiriminin zamanlaması ve boyutu asgari ücrete yapılacak zam dış faktörler gibi unsurları artı risk unsuru olarak sıralayıp bu tahminlerindeki oranların üzerine çıkılabileceğinin altını çiziyorlar.
Deutsche Bank yaptığı değerlendirmede bu yılki enflasyon tahminini yüzde 44’den 45’e çıkarırken, bu yıl faiz indirim ihtimalinin kalmadığı görüşünde. ‘Ekim ayı verilerinin, hizmetteki yumuşamaya rağmen enflasyonda yeni bir yukarı yönlü sürprize işaret ettiği’ni değerlendiren banka, dezenflasyon sürecinin buna rağmen devam edeceğini söylüyor. Banka, Merkez Bankası’nın 2025 enflasyonunun OVP’deki gibi yüzde 17.5 olarak açıklayacağını tahmin ederken kendi beklentisini yüzde 25’den yüzde 25.4’e yükseltti.
HSBC’nin raporunda da ekim ayındaki veri ardından Merkez Bankası’nın bu yıl indirime gidemeyeceği belirtiliyor. Merkez Bankası’nın bu yıl için belirlediği yüzde 38 ve 2025 için belirlediği yüzde 14 hedeflerini değiştirmesini bekleyen HSBC; kendi tahminlerini ise bu yıl için yüzde 44.5, 2025 için yüzde 27.6 olarak koruduklarını açıkladı.
Birçok yabancı kurum bu civarlardaki enflasyon tahminlerini açıklayıp, faiz indiriminin ise gelecek yıl başlayabileceğini belirtiyor. Bunun tek istisnası ING. Banka raporunda aralık ayında faiz indirimi beklendiği görülüyor. Enflasyonda yukarı yönlü sürprize ve birinci faiz indirimine ilişkin beklentilerin yükseldiğini hatırlatan ING kendilerinin ise ‘faiz indirimlerinin masada olacağı döneme yaklaşıldığı’ görüşünde olduklarını belirtiyor.
Yayınladığı raporun ardından Bloomberg’e konuşan Deutsche Bank Direktörleri’nden Christian Wietoska ise önümüzdeki yıl asgari ücretle ilgili olası bir sürprizin gevşeme sürecini geciktirebileceğini söylemiş. Kendi enflasyon tahminlerini bu yıl için yüzde 45, 2025 için yüzde 27 olarak belirten direktör, Merkez’in hedefleri bu yıl için yüzde 44-45, 2025 için yüzde 18’e çıkarmasını beklediğini, hırslı hedeflerin iyi olduğunu ama belirsizlik ve enflasyondaki yapışkanlığın Merkez’in tahminlerinde baskı yarattığını kaydetmiş.
Asgari ücrette yüzde 40 artış olması halinde, yüzde 30’a kıyasla 3-3,5 puan yukarı yönlü katkı sağlayacağını belirten Wietoska, yüzde 25-30 oranındaki zammı enflasyonla mücadele sürecini destekleyecek bir oran olarak gördüklerini söylemiş. Yetkili, Türkiye’de asgari ücret konusunun çok kırılgan ve zor bir konu olduğunu gördüklerini, çünkü yaşam maliyetinin çok fazla yükseldiğini belirtmiş Wietoska, yüzde 40 gibi sürpriz sayılacak bir asgari ücret artışının gevşeme sürecini, yani faiz indirimini geciktirebileceğinin altını çizmiş.
Daha geçen hafta Türkiye’nin rating puanını artıran Standard & Poors (S&P) global Kıdemli Direktörü Frank Gill ise programın olumlu giden cari açık, rezervler, artan TL’ye dönüş gibi konulara değindikten sonra “Önümüzdeki döneme bakınca en zor kısmın hala gelmediğini” kaydetmiş. Enflasyonun tek haneye inmesinin daha birkaç yıl daha alacağını sıkı para politikasının devam etmesi gerekeceğini kaydeden Gill ‘çok büyük ihtimalle reel ücretlerde düşüş olacak’ demiş.
Enflasyonun 2027’den önce tak haneye inmesini beklemediklerini kaydeden S&P yetkilisi, Merkez Bankası’nın 2025 Şubat ayından önce faiz indirimine gitmesini beklemediklerini kaydederek asgari ücret beklentilerini ‘yaklaşık yüzde 30’ olarak belirtmiş. Ekonominin bu yıl yüzde 3,1, 2025’te ise yüzde 2,3 oranında büyüyeceği tahminlerini iletmiş.
Görüldüğü gibi enflasyonla mücadele, gereken destek verilmediği için ağır aksak gidiyor ve önümüzde alınacak çok uzun ve zorlu bir yol olduğunu herkes kabul ediyor. İktidarın çıkardığı yeni siyasi kriz ise bu süreci daha zorlu kılacak. Umarım süreci yarıda kesecek kadar büyük bir kriz yaşamayız.
6 Kasım 2024 - Şimşek geride kaldı dese de: Yabancıya göre programda en zor kısım daha gelmedi
5 Kasım 2024 - Sadece para politikasıyla enflasyon bu kadar iniyor
2 Kasım 2024 - IMF bile artık asgari ücrette yüzde 30 zamma razı
31 Ekim 2024 - Ekonomide ‘en kötüsü’, kimin için geride kaldı?