Tabii ki Ahmet Hakan’a hiç tavsiye etmem.
Tabii ki Ahmet Hakan’ın işine karışamam, karışmam.
Ama iddia ediyorum, o sabah Hürriyet’e o manşeti atsaydı eğer;
Hem çok konuşulurdu…
Hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan adına eski Hürriyet’in bir manşetinin rövanşını almış olurdu…
Hangi sabah mı?
Eğer İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na o eften püften, uyduruk iddianameyle iki yıl hapis cezası verilirse…
Birilerinin o sabah şu manşeti atması çok anlamlı olur…
“Muhtar bile olamaz…”
Bir: O manşet gerçeği söylemiş olur…
Çünkü İstanbul’da Erdoğan’ı ve AKP’yi üç ayrı seçimde yenmiş olan İmamoğlu seçilme hakkını kaybeder.
Yani artık muhtar bile seçilemez…
Eminim öyle bir karar çıktığı takdirde bu ülkede biraz vicdani zekası olan zeki bir gazetecinin atacağı manşet bu olmalıdır.
Çünkü böyle hukuka, vicdana, akla sığmayacak bir kararı alan yargıya ve o kararı aldıran siyasi güce yaptığı işin akılsızlığını anlatacak en mizahi manşet bu olur.
Çünkü 28 Şubat’ın yargısı Erdoğan’a bu vicdansızlığı, akılsızlığı ve adaletsizliği yaptı.
Okuduğu bir şiir için ona verilen hapis cezası nedeniyle İstanbul Belediye başkanlığı alındı, 3.5 ay hapiste yattı ve bütün seçilme haklarını kaybetti.
O gün Hürriyet’te birinci sayfadan tek sütunluk bir haber olarak “Muhtar bile olamaz” başlığı attık.
Aradan 25 yıl geçti, hala konuşuluyor.
Eğer o ceza kesinleşirse 28 Şubat rejiminin Erdoğan’a yaptığının aynısını 28 Mayıs 2023’te seçilen Erdoğan rejimi de İmamoğlu’na yapmış olacak.
Söyleyin buna ne manşet atılır…
Hukuken doğru bir manşetti.
Dönemin Yargıtay Başkanı söylemişti bize bunu…
Nitekim Erdoğan 2002 seçiminde partisinin genel başkanı olduğu halde milletvekili seçimine girip TBMM’ye seçilemedi ve başbakan olamadı.
Evet o gün attığımız manşet hukuken doğruydu…
Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan da siyasi olarak bizi eleştirme hakkına sahipti.
Bol bol da eleştirdi.
Galiba şimdi sıra İmamoğlu’na geliyor…
Amaaaa…
Ahmet Hakan’a bana uyup mizahi zekasını göstermesini hiç tavsiye etmem.
Çünkü halkın gözünde büyüyen bir siyasetçiyi böyle hukuki zorlamalarla geciktirmek mümkün, ama gideceği yere gitmesine engel olmak mümkün değil.
Böyle bir kararın çıkması halinde kimsenin şüphesi olmasın ki, o günlerde nehir kenarında oturan Erdoğan’ın önünden ne geçtiyse İmamoğlu’nun önünden de o geçecektir.
Ben o tek sütunluk başlığı attığımda Ahmet Hakan’ın bugünkü yaşlarındaydım.
Çok ceremesini çektim o başlığın…
Yani İmamoğlu bir gün Cumhurbaşkanı olduğunda onun önüne de konur atacağı bu başlık.
“Bu eski Türkiye medyası benim için muhtar bile olamaz dedi” diye durmadan kafasına çalarlar.
O dönemde Erdoğan’a verilen cezayı haksız görmüştüm, ama haberi verdim.
Kendi payıma bugün de mahkeme İmamoğlu için aynen öyle haksız bir karar verirse ertesi sabah yazacağım yazıya yine aynı başlığı koyacağım.
Ama Ahmet Hakan’a o başlığı atmasını tavsiye etmem.
Belki İmamoğlu için “İki başkanlık da gitti” diyebilir…
Yani hem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, hem de Cumhurbaşkanlığı ihtimali…
O bile riskli…
Çünkü bu akla havsalaya, vicdana, adalete sığmayacak karar o iki başkanlıktan büyük olanını, yani Cumhurbaşkanlığını er veya geç getirecektir.
Değmez Sevgili Ahmet…
Hiç risk almaya değmez.
Sadece “İmamoğlu’na iki yıl hapis” de, geç git…
Bırak “Muhtar bile olamaz” başlığını yine ben koyayım kendi yazıma…
Çünkü Türk siyaseti denen bu nehirin başında oturanların neler neler gördüğünü 77 yıllık hayatımda çok gördüm…
Erdoğan’ınkini gördüm…
İmamoğlu’nunkini de daha şimdiden görüyorum…
Bu ülkede adaletsiz ve vicdansız yollarla, kumpaslarla muhtar bile seçilmesi engellenmek istenen siyasetçiler cumhurbaşkanı oluyor…
O yüzden o sabah büyük bir keyif ve umutla atacağım o başlığı: “İmamoğlu artık muhtar bile olamaz…”
3 Aralık 2024 - Dün gece Türkiye’nin en prestijli ödülü tarihimizin en büyük başarısızlığına verildi
1 Aralık 2024 - Cumhurbaşkanı nerede konuşacak? Caminin avlusunda mı, minberde mi?
30 Kasım 2024 - Antakya’da 2000 yıl arayla ayakta kalan iki duvarın sırrı
29 Kasım 2024 - Master Chef sorusu: Bir Michelin şefinin tam teşekküllü kestane menüsü nasıldır?
28 Kasım 2024 - Rahmi Koç: İşadamıyım ama hayatım beş kuruş bile getirmeyecek üç işle geçiyor