Sandıkta kazanılanların yargı yoluyla geri alındığı bir rejimle yönetilmeye başladık. 19 Mart Rejiminden memnun musunuz? Bakın geçmişte böyle siyasi konular hiç olmazsa Anayasa Mahkemesi’ne gidiyordu. Bugün artık seçilmişleri, partileri bitirme yetkisi mahalli savcılara, mahkemelere geçti.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa Yargı yoluyla iktidara aday bir siyasi partiye kayyum tayin ediliyor.
Böylece seçilmiş belediye başkanlarının yargı yoluyla görevlerinden alınıp yerine seçilmemiş kişilerin oturtulmasından sonra, bir parti içinde seçilmişlerin mahkeme kararı ile indirilip partinin seçilmemişlere verilmesi aşamasına geçtik.
Yani “Yargı yoluyla siyaset mühendisliğinde” çok tehlikeli ikinci aşamaya geçmiş oluyoruz.
78 yaşına kadar yaşamış bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak şunu söyleyeyim.
Bu kararı alanlar, bu karara ses çıkarmayanlar…
Ve bu kararla kayyım tayin edilip bu görevi kabul edenler…
Onlara söyleyecek tek kelimem yok…
Ama AKP’nin vicdan sahibi mensupları ve destekleyenleri…
İşte onlara söyleyecek bir iki kelimem var.
Onlardan sadece şunu rica ediyorum.
Üç dakika için 30 Temmuz 2008 gününe dönüp o günü hatırlamalarını…
O gün..
Yani 30 Temmuz 2008 günü Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi tarihi bir karar alıp Türk demokrasisini, Türk milletini büyük bir ayıptan kurtardı.
Ankara’daki hakimler AKP hakkında açılan “Kapatma kararını reddettiler.
Yani “Yargı yoluyla bir siyasi darbe” girişimine hayır dediler.
Çünkü o gün Ankara’da hakimler vardı.
Gelin hep birlikte o gün başka neler olmuştu bir de ona bakalım.
Mesela, Anayasa Mahkemesinin o tarihi kararından sonra dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan neler demişti onları bir hatırlayalım:
Başbakan Erdoğan;
(*) “ Bu kararla sadece AK Parti değil, Türkiye de “büyük bir haksızlıktan kurtuldu” demişti.
(*) “Böylece Demokrasimiz “büyük ayıpla yaşamak zorunda bırakılmadı” demişti.
(*) “Millet iradesi yargıyla karşı karşıya getirilmedi” demişti.
(*) “Demokrasimiz ve hukuk sistemimiz bu sınavdan birlikte güçlenerek çıkma fırsatı yakaladı” demişti.
Şimdi soruyorum.
Erdoğan o gün partisinin yargı yoluyla önünün kesilmesi kararı alınmadığı için bunlar söylemişti..
Ey AKP’liler, siz bugün bir mahkeme kararı ile hem de Yüksek Seçim Kurulunun onayladığı bir kongre sonucu hiç dikkate alınmadan bir siyasi partinin yargı yoluyla kapatılmaktan beter edilmesi karşısında ne hissediyorsunuz?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan o gün bir de şunları söylemişti:
(*) “Mahkemenin bu kararı millet iradesine saygı açısından olumlu olmuştur” demişti.
(*) “Milletimizin demokrasiye olan inancı bir kez daha teyit edilmiştir” demişti.
Erdoğan o gün şunları da demişti;
(*) “Siyaset sorunları çözme yeridir. Demokratik hukuk devleti içinde yolumuza devam edeceğiz” demişti.
(*) “Ayrıca, bu karar “Türkiye’nin normalleşmesine katkı sağlayacaktır” demişti.
Ey AKP’liler…
Biraz siyasi “Fair play…”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın o gün dediği gibi…
Biraz “milli iradeye saygı…”
Biraz “Demokratik hukuk devleti…”
Biraz empati…
Unutmayın bugün yargı yoluyla bitirilmeye çalışılan CHP, Erdoğan’ın siyasi yasağını kaldırmak için Anayasa değişikliğine evet diyen partidir.
O gün partiniz kapatılsaydı ne hissederdiniz…
Şimdi parti kapatılmıyor… Yargı yoluyla seçilmişlerin elinden alınıp 13 kere kaybetmişlerin eline veriliyor…
31 Mart seçiminde yüzde 35 oy alıp halkın gözünde kazananların elinden alınıp İstanbul Kongresinde kaybedenlerin eline veriliyor.
Bir 14’ncü, bir 15’nci, bir 20’nci kere daha kaybetsin diye yargı yoluyla tekrar onlara teslim ediliyor…
Bunu kabul edecek kadar gözünü ihtiras bürümüş, yaşlı ve eski bir siyaset erbabına hediye ediliyor.
Sandıkta kazanılanların yargı yoluyla geri alındığı bir rejimle yönetilmeye başladık.
Söyleyin…
19 Mart Rejiminden memnun musunuz?
Bakın geçmişte böyle siyasi konular hiç olmazsa Anayasa Mahkemesi’ne gidiyordu…
Bugün artık seçilmişleri, partileri bitirme yetkisi mahalli savcılara, mahkemelere, hakimlere kaldı…
Bunu da bir düşünün…
5 Aralık 2025 - 19 Mart Silivri’sinden ilk kitap: En gözde iki şair kim?
4 Aralık 2025 - Silivri’ye giden ‘Cumhurbaşkanlığı’ antetli sürpriz ‘Üzgünüm’ mektubu
3 Aralık 2025 - İki başkanın yan yana sevinç sahnesi ve Fener stadında bir açılış devrimi
2 Aralık 2025 - Bugünlerde gece yolda dev bir tavşana rastlarsanız bilin ki gemi su alıyor
30 Kasım 2025 - Beş işaret: Bu yılbaşı İzmir ve Ege’de ilginç bir şeyler oluyor