Dün akşam BBC News’ün ilk haberi Tusaş saldırısıydı.
Bütün haber boyunca fondaki görüntü TUSAŞ’ın güvenlik kameralarından yansıyan görüntülerdi.
Bütün gece boyunca hep şu sorunun cevabını aradım.
Bu görüntüleri kim sızdırdı.
Dün iki saate yakın haber sitelerinde çok net görüntüler seyrettik.
Açılarına bakıldığında bunlar güvenlik kameraları tarafından kaydedilmiş görüntülerdi.
Ancak renkleri, netliği açısından bakarsanız görüntüler sanki daha ileri bir teknolojiyle kaydedilmişti.
Üstelik edit edilmiş gibiydi.
Düşünün tarihimizde ilk defa bir terör saldırısını neredeyse “Live” yani canlı yayın olarak izledik.
Bir “Call of Duty” bilgisayar oyundan fırlamış tipler…
Modern bir ordunun elit birlikleri gibi giyinmişler.
Ellerinde silahlar.
Kapıda devletin bütün aczini, tedbirsizliğini açık açık görüyoruz.
Ellerinde kaleş, iki terörist ateş ede ede içeri giriyor.
Ve örgüt resmen silahlı propaganda yapıyor.
Devlet paralize olmuş.
İki saat boyunca bütün Türkiye, dolayısıyla bütün dünya resmen örgütün etkili bir propagandasını seyrediyor.
Allah aşkına burası bir teknoloji şirketi.
Sadece bir uçağın yer kontrolü için 5-10 milyon sayfa program yazılan bir yer.
Söyler misiniz bu en basit güvenlik kamerası nasıl bu kadar kısa sürede sızıyor.
Üstelik de edit edilmiş gibi…
Kim sızdırıyor?
O zaman aklınıza şu soru gelmez mi…
Bütün medyayı tam kontrolünde tutan bir rejim nasıl oldu da iki saat boyunca böyle bir rezalete izin verdi.
O yayın yasağı kararı niye bu kadar geç alındı.
Ama önce şu soru:
Kim ve nasıl sızdırdı bu görüntüleri…
İki ihtimal var.
BİR; içeri giren iki terörist kayıt odasından alıp anında örgüte iletti. Onlar da yaydı.
Küçük bir ihtimal.
Çünkü çatışarak girdiler, ta kayıt merkezine ulaşıp görüntüleri almaları pek mümkün görünmüyor.
İKİ: Örgüte yakın hacker’lar tarafından ana sisteme girilip alınmış.
O da pek ihtimal gibi görünmüyor.
Çünkü burası bir yüksek teknoloji binası.
Dediğim gibi sadece bir uçağın yer hareketleri için 5-10 milyon sayfa program yazılan bir yer.
Yani en üst düzeyde güvenliğin olması gereken bir yer.
Geriye bu görüntülerin devlet içinden sızdırılması ihtimali kalıyor.
Acaba çalışanlardan biri mi sızdırdı?
Bence bu da küçük bir ihtimal.
O zaman geriye kalan tek ihtimal şu.
Görüntüleri alan güvenlik birimlerinden sızdı.
Bu gibi teknik konuları yakından izleyen bir arkadaşım görüntülerin ekrandan alınmış olduğunu söyledi.
Böyle olması işin vahametini azaltmıyor.
Daha çatışma devam ederken bu görüntülere ulaşma ve bunları görme imkanı olan biri kim olabilir?
Yine güvenlik görevlilerinden başka biri geliyor mu aklınıza?
O zaman gelin asıl şu sorunun cevabını arayalım.
O kişi veye kişiler kimse…
Hangi amaçla sızdırdı bu görüntüleri…
Devlet içinde Bahçeli’nin çıkışına dur demek isteyen bir mihrak ihtimali sizin de aklınıza gelmiyor mu…
Ben adını koymak istemiyorum, çünkü korkuyorum.
Çünkü bu görüntüleri alma imkanına sahip iki kesim var.
Bir, tesisin güvenlik personeli.
İki, polis veya emniyet istihbaratı.
Öyleyse bunlardan biri niye sızdırdı?
Tekrar edelim. Ve böyle göz göre göre bir terör propagandasının sızmasına nasıl müsaade edildi, haydi sızdı, nasıl iki saate yakın canlı yayın gibi izlenmesine izin verildi.
İktidara yönelik bir görüntünün, bir videonun yayılmasını anında önleyen sistem bu olayda nasıl paralize oldu…
Bu sorunun cevabını alamazsak o zaman inanabileceğimiz tek ihtimal kalacak.
“Devletin içinden bir mihrak buna bilerek göz yumdu…”
Fehmi abi.
Sayın Fehmi Koru…
Ben bu işin içinden çıkamıyorum.
Yetiş imdadımıza…
Düş önümüze…
Sen yapmazsan, vallahi Erol Mütercimler’in eline kalacağız…