Fenerbahçe’nin Pazar günü yapılan kongresi ne anlama geliyor bilmek istiyor muyuz?
Çok basit.
Cumartesi akşamı HaberTürk kanalında yayınlanan Aziz Yıldırım-Ali Koç tartışmasının reyting sonuçlarına bir göz atın.
Önce bazı haber sitelerinde çıkan haberleri düzelteyim.
Öyle 78 reyting diye bir şey yok.
Öyle Türkiye reyting tarihi rekoru diye bir şey de yok.
Share derseniz o da yok.
Ama çok ciddi ve önemli bir durum var.
Önce şunu bilelim. HaberTürk gibi haber kanalları genel olarak eğlence kanalları gibi ölçülmüyor.
Onlar “Others” yani “Ötekiler” diye bir alt grup içinde değerlendiriliyor.
O gece HaberTürk’deki yayın işte bu küçük alt grubun çeperlerini kırarak, Türkiye genelinde eğlence kanalları için bile önemli sayılabilecek bir sonuç aldı.
İşte o programın ölçüm sonuçları:
Reyting
Total: 3.42
AB: 6.28
ABC1: 5.21
Share
Total: 17.78
AB: 24.02
ABC1: 18.32
Tartışma programı en yüksek izlenmeyi gece 24.00 ile 00.15 arasında almış.
O 15 dakikada reyting 7.60’a, share ise 32.93’e çıkmış.
Bir haber programı için çok büyük rakamlar bunlar. Hele hele bir spor tartışması için inanılmaz rakamlar.
Bir başka sosyolojik gerçek daha.
Aziz Yıldırım-Ali Koç tartışması eğlence kanalları ölçümüne girmiyor.
Ama girseydi bütün gün en çok izlenen 2’inci program olacaktı.
O gece ve gün en yüksek reyting alan program TRT1’de yayınlanan “Gönül Dağı” dizisi olmuş.
6.76 reyting, 21.58 Share ise 21.58
Demek ki bu durumda bir futbol tartışma programı günün en çok share alan ilk 100 programında 2’inci sıraya yerleşecekti.
20 yaş üstü erkeklerde reytingi ise 6.30’a kadar çıkmış.
Şimdi geliyorum o gecenin en ilginç sonucuna.
Gece saat 24.00 ile 00.15 arasındaki 15 dakikada bu programı izleyen 20 yaş üstü kadınların reytingi 3.90.
Yani kaç kadın izledi?
Ölçümlerde 1 reyting aşağı yukarı bir milyon kişi demek.
Kabaca, kadınlar Türkiye’nin nüfusunun yüzde 50’si dersek her 1 reyting 500 bin kadına denk gelir.
Bu da o akşam Ali Koç ile Aziz Yıldırım arasındaki tartışmayı iki milyona yakın kadın izledi demektir.
Yani o futbol tartışmasını inanılmaz sayıda kadın seyirci de izlemiş.
Bu benim pazar günü oy vermek üzere Saraçoğlu Ülker stadına giderken gözlediğim olguyu da destekliyor.
Oy vermeye giden kalabalık arasında belirgin bir kadın ağırlığı vardı.
Saha içinde oy kulübelerinin başında da durum aynıydı.
Simon Cooper “Futbol sadece futbol değildir” diyordu, Fenerbahçe Cumartesi Pazar günleri bunu bütün dünyaya ispat etti.
Pazar gününü statta geçirdim.
Bu futbol kongresi değil, “Fenerbahçe olayı”ydı…
İddia ediyorum, dünyada hiçbir spor kulübü toplumda Fenerbahçe kadar sosyal, kültürel ve duygusal derinliğe sahip değildir.
O nedenle “Fenerbahçe olayı” gözlemlerime bir gece öncesinden, yani Cuma gecesi Bodrum’dan başlıyorum.
O akşam Bodrum Milta Marina’nın girişindeki büyük reklam ekranına bakan bir restorandayım.
Ekrandan durmadan reklam akıyor.
Ama geçen her dört reklamdan biri Ali Koç’un “Her Şey Fenerbahçe İçin” yazılı, mavi gömleği ile elini yukarı kaldırmış görüntüsü.
Futbol kulübü reklamından çok Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi bir şey yani.
Merak edip öğrendim.
Bodrum Fenerbahçe Derneği üyeleri aralarında para toplayıp vermiş ilanı.
Bodrum’daki Türkiye’nin bir Batı ilçesinin fotoğrafıydı.
Statta oy verdikten sonra tribünde Batman’dan gelen 20’ye yakın Fenerbahçeli kongre üyesiyle sohbet ettim.
Türkiye Kürt nüfusunun çoğunlukta olduğu bir şehrimizden gelen üyelerle.
Bodrum’un heyecan ve duygusallığı onlarda da aynıydı.
Stadın Migros tarafının önünden epeydir geçmiyorum.
İlk defa dikkat ettim.
Stadın yönetim tarafındaki büyük Atatürk heykelini biliyordum.
Ama onun biraz ilerisinde yan yana kaideler üzerine konmuş dört heykeli ilk defa görüyorum.
Bir süre önce oraya üç boş kaide koymuşlardı. Şimdi oraya dört de heykel yerleştirilmiş.
Heykellerden üçü benim ve hemen hemen her Fenerbahçeli’nin gönlündeki efsane oyuncumuz.
Lefter Küçükandonyadis, Can Bartu ve Alex de Souza…
O heykellerin önünde biraz durdum.
Alex’in bütün taraftarı hüzünlendiren ayrılışını hatırladım.
Dün akşam seçimden sonra o heykelin önünden Aziz Yıldırım da geçti.
Seçimi kaybetmişti. O ayrılıyordu. Alex’in golden sonra yumruğunu yukarı kaldırarak yaptığı sevinç hareketi ise hep orada kalacaktı.
O dört heykel seçimi kaybeden kadar kazanan başkana da aynı şeyi söylüyor.
Bir de ülkenin siyasi lider ve yöneticilerine gidiyor oradan.
Ülke ve kulüpler kimsenin malı değildir, kimse onların sahibi değildir.
Başkanlar seçilirler, gelirler ve giderler…
Halkın gönlündeki efsaneler ise her gün gönül sandıklarından zaferle çıkar, o kaidenin üstünde kalır.
Stada girerken dikkatimi çeken bir başka çarpıcı görüntü daha vardı.
Yıllardır Fenerium mağazalarına girerim.
Dışarı bakan vitrinlerimiz daha çok futbolcuların numaralı formalarıyla doludur.
Bu defa başkanlık tarafındaki Fenerium’da beni çok etkileyen bir değişiklik gördüm.
Vitrinin yarıya yakını futbolcularınki dışında iki formaya daha ayrılmış.
Bir, basketbol takımının formaları.
Bu bir ölçüde normal.
Dört Euroleage Final Four’u oynamış, bir kez Avrupa Şampiyonu olmuş takımdan söz ediyoruz.
Her maçını 20 bine yakın seyirciyle oynuyor.
Ama vitrinde daha şaşırtıcı bir forma vardı.
Fenerbahçe Kadın Voleybol Takımının forması.
Bu vitrinin önündeki dört heykelden üçünün kimlere ait olduğunu yazmıştım.
Bir de dördüncü var.
Fenerbahçe Kadın Voleybol takımının kaptanı Eda Erdem…
Bilelim ki Fenerbahçe artık bir “Maço erkekler kulübü” değildir.
Kadın gücünün giderek ağırlığını hissettirdiği modern bir sosyal dayanışmanın adıdır Fenerbahçe.
(*) Türkiye’yi 22 yıldır yöneten AKP’nin kongresi 1489 delegeyle yapıldı.
(*) 31 Mart günü sandıktan Türkiye’nin birinci partisi olarak çıkan CHP’nin son kurultayında 1368 delege oy kullandı.
Pazar günü yapılan Fenerbahçe Kongresi’nde ise 27 bin kişiye yakın insan sandığa gitti.
Yani iki büyük siyasi parti kongresinin 15 katı insan oy kullandı.
Bu çapta bir kongre için seçimlerdeki kadar iyi bir organizasyon gerekiyordu ve Fenerbahçe yönetimi bunu başardı.
Bir gün önceden SMS mesajla bütün kongre üyelerine hangi sandıkta oy atacakları bildirildi.
Girişte 40’tan fazla kulübe kurulmuştu ve her birinden alfabetik soyadına göre yaka kartınızı gidip alabiliyordunuz.
Hem de en fazla üç dört dakika bekleyerek.
Aynı şekilde oy kullanma işlemi için de 40’a yakın kabul standı vardı.
Her standın arkasında üç ayrı oy kulübesi bulunuyordu.
Orada da en fazla dört dakika içinde işinizi bitirebiliyordunuz.
Oy zarfıyla birlikte yakanızdaki kartı da sandığa atıyordunuz ve bu sayımda double check imkanı sağlıyordu.
Tek sakıncası kongreye gelen insanlar yaka kartını hatıra olarak saklamak isteyebilirdi.
Ama sonuç olarak her şey tıkır tıkır işledi.
Sahanın içinde sadece geleneksel medyaya değil, küçük YouTube kanallarına da yer ayrılması ayrıca hoşuma gitti.
Yönetimi bu bakımdan da kutlarım.
(*) Stadda konuştuğum NOW Haber Başkanı Doğan Şentürk bana en iyi sonuç tahminini yaptı.
Rakam rakam analiz yaptı ve ‘Ali Koç 16 bin civarında, Aziz Bey de 10 bin civarında oy alır’ dedi.
Aynısı çıktı.
Uzun süredir stada ve tribünlere gitmemiştim.
Stadımız bayağı eskimeye başlamış. Bence yeni yönetim hiç kompleks yapmadan Aziz Bey’in hazırlattığı stadı yenileme projesini uygularsa vakit kaybedilmemiş olur.
Fenerbahçe’nin kadın nüfusu çok arttı ve tuvaletleri artık ihtiyaca cevap vermiyor. O nedenle Barcelona’nın yenilenen Nou Camp stadındaki gibi kadın tuvaleti sayısı arttırılmalı.
Kongrede Aziz Yıldırım’a oy verdim.
Ama çıkan sonuçtan hiç şikayetim yok.
Fenerbahçe tutkusunu çok iyi bildiğim, çok yetenekli insanlar listeyle girdi.
Acun Ilıcalı, Ergun Özer, Hamdi Akın arkadaşlık düzeyinde tanıdığım yetenekli insanlar.
Yönetim kadrolarının bir özelliği beni çok rahatlattı.
Her iki listenin sosyoekonomik yapısı da iyiydi.
Mesela rahmetli eski İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın oğlu Aziz Yıldırım’ın listesindeydi.
Bu da herkese özellikle de federasyon yetkililerine ve siyasetçilere şunu söylemeli:
Fenerbahçe bir zümre takımı değil Türkiye kulübüdür.
26 Aralık 2024 - Sayın Ali başkanım, yılbaşı gecesi kırmızı boxer külot giyebilir miyim?
25 Aralık 2024 - Türk halkı bu iki tuhaf kelimeyi 75 yıl sonra nasıl tersine çevirdi
24 Aralık 2024 - Başörtülü kadının kelepçelendiği gece Ankara ve Manisa’da yaşanan üç olay
21 Aralık 2024 - Bu 32 blucin efsanesinden kaçını tanıyorsunuz?