Dün geceden beri kafamda Bishoq Briggs’in “Champion” şarkısının nakaratı, durmadan Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu kutluyorum.
Şimdi aynı cümleyi iki defa üst üste yazacağım.
Fenerbahçe dün gece şunu yaptı:
Avrupa Basketbol şampiyonluğunu Türkiye’ye getirdi.
Bir kere daha yazıyorum.
Fenerbahçe dün gece Avrupa Basketbol şampiyonluğunu Türkiye’ye getirdi.

Şampiyonluğu getiren son sayı
Neden iki defa yazdığımı söyleyeyim.
Çünkü içimde sitem var.
Pazar akşamı Fenerbahçe-Monaco maçının başlamasına bir saat var ve ana haber bültenlerine bakıyorum.
İktidar yanlısı da muhalefet yanlısı da aynı.
Erdoğan şunu söyledi, Özel bunu dedi…
Ülkenin bir basketbol takımı şampiyonluk için sahaya çıkıyor…
Yahu haydi basketbol sizin için önemli değil.
Ama ülkenizin bir takımı Avrupa şampiyonluğu maçına çıkıyor.
Birçok belediye meydanlara dev ekranlar kuruyor..
Medya ise küçücük bir çadır bile kurmuyor.
Hiç olmazsa haberlerin başında küçücük bir başarı dileğinizi söyleyin.
Bu haberle başlayın gecenize…
Kutuplaşmanın azmanlaştırdığı iştahlar üç beş saniye beklesin gecelik rızklarını almak için.
Bol bol vereceksiniz nasılsa…
Ama hiç olmazsa şu ülkeye bir şampiyonluk maçında birlikteyiz duygusunu verin yahu…

Pazar günü artık hiç bakmadığım gazetelerin birinci sayfalarına sırf bu merakla bakıyorum.
Pul kadar bir anons…
Haber de değil, anons.
Artık kimsenin merak etmediği birinci sayfalarda maçın kaçta olduğuna, hangi kanalda verildiğine dair bir tek kelime yok.
Bütün medya A330 uçağı gazetecisi haline gelmiş sanki.
A 330’dakilerin akıllarına akredite metinlerden başka bir şey gelmiyor.
Belli ki medyamızın geri kalanının da aklına spor denince futboldan başka bir şey gelmiyor.
Galatasaray’ın Göztepe ile yaptığı ve artık hiçbir manası kalmamış maç bile Fenerbahçe’nin basketbol şampiyonluğundan daha “mühim…”
Arkadaşlar hiç düşündünüz mü; dün gece bu takım nerelerden geçip geldi bu şampiyonluğa…
Öyle Şampiyon Kulüpler eleğinden düşmüş takımlar arasındaki maçlardan gelmedi.
İspanya’nın iki devi Barcelona ve Real Madrid’in basket takımları var o ligde.
Almanya Şampiyonu Bayern Münih’in takımı var.
Artık Avrupa basket devi haline gelmiş Yunanistan’ın iki takımı var.
Bu yıl Avrupa’da basketin yükselen takımı Paris var.
Avrupa’nın küçük büyük devi Monaco var.
İşte öyle bir ligden geldi Fenerbahçe o şampiyonluğa.

Hangi takımı tutuyorsanız tutun, lütfen Fenerbahçe Ülker Arena’da bir maçı izlemeye gidin.
Avrupa’nın en iyi taraftar kitlesini göreceksiniz orada.
Yüzde 40’ı kadın ve çocuklardan oluşan şahane bir taraftar var o salonda.
Evet sitemim işte bunu görmeyenleredir.
Fenerbahçe dün gece komple bir spor kulübü olduğunu bütün dünyaya bir kere daha ispatladı.
Bu ülkeye basketbolu sevdiren takımdır Fenerbahçe.
Hem de hem kadın hem erkek basketbolunu.
Hem kadın hem erkek voleybolunu.
Yüzmeyi, atletizmi.
Futbol sahalarına modernizmi getiren takımdır.
Ve son olarak üzülerek şunu da söyleyeceğim.
Dün muazzam bir başarı vardı.
Ve ne yazık ki Kadıköy bile bu muazzam başarıyı hak ettiği coşku ve heyecanla yaşamadı.
Sekiz yaşımdan beri bu takımın taraftarıyım.
Lefter ve Can’ı kapıdan çıkıp otobüse binerken yakından görebilmek için saatlerce bekledim Alsancak Stadının kapısında.
Dün gece bir kere daha gurur duydum takımımla.

Bu heyecanı ilk Euro League şampiyonluğumuzda eski Başkanımız Aziz Yıldırım’la İstanbul’da yaşamıştım.
O akşam takımla beraber şampiyonluğu sahada kutlamıştım.
Çocukluğumdan beri yaşadığım en büyük Fenerbahçe gecesiydi benim için.
Dün akşam evde ekranın başında tek başıma aynı heyecanı yaşadım.
Teşekkürler başkan Ali Koç.
Teşekkürler koç Jasikevicius.
Teşekkürler çocuklar.
Teşekkürler büyük Fenerbahçe taraftarı…
Ve bir itirafta bulunayım…

Dün Cumhuriyet ve Oda TV internet sitelerinde Ali Koç’a baklava yediren Mustafa Varank’ı görünce tuhaf bir duyguya kapıldım.
Bugünlerde iktidarın ve yargının yaptıkları beni çok ama çok endişelendiriyor ve kızdırıyor.
Ne yalan söyleyeyim, orada, maçta onu gördüğüme de sevindim.
Belki bundan istifade Fenerbahçe taraftarının büyük bölümünün benim de dile getirdiğim bu endişelerini de dinleme imkanı olmuştur.
5 Aralık 2025 - 19 Mart Silivri’sinden ilk kitap: En gözde iki şair kim?
4 Aralık 2025 - Silivri’ye giden ‘Cumhurbaşkanlığı’ antetli sürpriz ‘Üzgünüm’ mektubu
3 Aralık 2025 - İki başkanın yan yana sevinç sahnesi ve Fener stadında bir açılış devrimi
2 Aralık 2025 - Bugünlerde gece yolda dev bir tavşana rastlarsanız bilin ki gemi su alıyor
30 Kasım 2025 - Beş işaret: Bu yılbaşı İzmir ve Ege’de ilginç bir şeyler oluyor