Dün öğrendim.
Türkiye’nin en büyük bankalarından Akbank’ın Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı radyoda DJ’liğe başlıyormuş.
Ağustos ayı başından itibaren Pazar akşamları Kiss FM’de bir saat müzik programı yapacakmış.
Kiss FM’in anonslarını görünce Suzan Sabancı’yı aradım, nasıl geliştiğini anlattı:
“Kiss FM’in sahibi Cüneyt Orhan üniversiteden arkadaşım. Zaman zaman arkadaş gruplarında müzik çalarım ve grupta sevilir çaldığım müzikler. Geçenlerde, çaldığın bu parçalar pazar akşamı havasına çok uyar. Neden bunları radyoda insanlarla paylaşmıyorsun, dedi.”
Proje böyle ortaya çıkmış.
250 şarkılık bir playlist hazırlamış. Böylece dört aylık bir program planlamışlar.
Suzan Sabancı iyi bir müzik dinleyicisidir.
Bazen evindeki davetlerde çaldığı parçaları dinliyorum.
Özellikle hafif caz ve bossa caz tarzında çok iyi parçalar seçiyor.
Bankacılar arasında tanıdığım ilk DJ 90’lı yıllarda Yapı Kredi Bankası’nın Genel Müdürü Burhan Karaçam’dı.
O yıllarda her yılbaşı seçtiği şarkılardan özel olarak hazırladığı 10 CD’lik bir koleksiyonu arkadaşlarına gönderirdi.
Özellikle 60 ve 70’li yıllardan tarzlara göre hazırlanmış çok başarılı karma CD’lerdi bunlar.
Yıllarca İstanbul ve Akbük’deki evlerimizde en çok çaldığımız CD’ler oldu.
Geçenlerde “Acaba Spotify’da bunları playlist haline getirmiş midir” diye baktım ama bulamadım.
Belki başka bir isimle yapmıştır.
Tanıdığım bir başka iyi playlist yapan bankacı Garanti Bankası’nın eski Genel Müdürü, şimdi Fenerbahçe Yönetim Kurulu üyesi Ergun Özen’dir.
Ama Ergun Özen’in kendine ait bir tarzı vardır.
Rock müziği iyi bilir ve çok iyi konser takipçisidir.
Suzan Sabancı’ya döneyim.
Ne tür şarkılar çalacak Kiss Fm’de merak ettim.
15 şarkılık playlistini gönderdi.
İlk 10 şarkı şöyleydi:
(*) Julio Iglesias: Se mi lasci non vaie
(*) The Sunset Sound, Holly Palmer: I want the boom boom bom
(*) The Jazz Woman: Fly me to the moon
(*) Enbe Orkestrası, Jose Feliciano: Rain
(*) Doumee, Dalida, Alain Delon: Parole parole
(*) Los Ninos: Cae la nieve
(*) Kiosk: Kiss of Fire
(*) Moreza: Besame Mucho
(*) Charles Aznavour: And I so want/Je t’attends
(*) Julio Iglesias: Me siento de apui
Merak edene, Spotify’da ‘Suzi09’ adı altında bir başka playlisti de var.
Geçen hafta en hoşuma giden haberlerden biri CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in en sevdiği 15 şarkıyı açıklamasıydı.
Böyle bir şey yapması çok hoşuma gitti.
O listeyi de dinledim.
Bir numaraya Ahmet Kaya’nın “Hep sonradan” adlı şarkısını koymuş. Listede Ahmet Kaya’dan iki şarkı var.
Benim de çok sevdiğim “Büklüm Büklüm” şarkısını 2 numaraya koymuş.
Ben Ferdi Özbeğen’in söylediği versiyonunu çok severim, o daha alaturka bir Cover’ı olan Ayta Sözeri’ninkini tercih etmiş.
Listeye bakıp Özgür Özel’in tarzı nedir çıkaramadım.
Cem Karaca var, Manuş Baba var, Cem Adrian, Sezen Aksu, Funda Arar var, Şebnem Ferah da var, Düş Sokağı Sakinleri de var.
Bana biraz kasvetli geldi.
Hele hele Mümin Sarıkaya’nın “Ben Yoruldum Hayat” şarkısını görünce biraz durdum.
Çevremde birçok insan bu şarkıyı çok sever. Ben de severim ve galiba o şarkıyı yazan ilk kişi de bendim.
Ama Türkiye’nin birinci partisi konumuna geçmiş, iktidara aday bir partinin genel başkanı akşam eve gittiğinde bir kadeh koyup “Ben Yoruldum Hayat” dinliyorsa biraz düşünürüm.
Şaka tabii.
Müzik zevkidir, tartışılmaz.
Ama Fazıl Say tartışmış.
Listeyi biraz siyasi bulmuş.
Şu açıdan siyasi… Her çevreye biraz çiçek atmış gibi demeye getiriyor.
Tabii haklı olarak listenin sonunda yer alan “Berlin Filarmoni Orkestrası” diye bir ifade var.
Berlin Filarmoni’nin her şefle çaldığı, her bestecinin, her parçasını mı seviyor ve dinliyor ben de anlamadım…
Her parçayı bir kere dinlese genel başkanlık yapmaya vakti kalmaz.
Ama Fazıl Say’ın bir cümlesini hiç anlamadım.
Liste için Özgür Özel’e “Gönlün ne isterse çal ama bil ki bu Atatürk’ün yolu değil’ diyor.
İşte bu “Atatürk’ün yolu” cümlesini anlamadım.
Gerçi Fazıl Say daha sonra Özgür Özel’le konuşup tatlıya bağladığını açıkladı, ama ‘neyin tatlıya bağlandığını da” anlamadım.
Benim Spotify’da 25’e yakın playlistim var.
Bir o kadar da benim ismimle başkaları tarafından hazırlanmış Ertuğrul Özkök playlisti konmuş.
Bu tartışma başlayınca o listelere baktım…
Vallahi Atatürk’ün yolunda mıyım değil miyim çıkaramadım.
Bana sorarsanız, kendi payıma Suzan Sabancı ve eski ABD Başkanı Obama’nın her yaz açıkladığı en sevdiği şarkılardan oluşan playlistleri tercih ederim.
“Ben yoruldum hayat” demeye hakkım olan bir yaştayım, ama hayatımın geri kalan bölümünü kasvetle değil “Allegro ma non troppo” ritmiyle yaşamak istiyorum.
Hızlı… Ama o kadar da değil…
Ama bu kişisel zevk meselesi tabii.
Herkesin sevdiği şarkı kendine güzel gelendir.
Bir şarkıyı seviyorsan seviyorsundur.
Bence “Atatürk’ün en güzel yolu” da budur.
Dinleyeceğin müziği özgürce ve keyfine göre seçmek.
4 Aralık 2024 - Yılın en güzel filminin en güzel sahnesini anlatıyorum
3 Aralık 2024 - Dün gece Türkiye’nin en prestijli ödülü tarihimizin en büyük başarısızlığına verildi
1 Aralık 2024 - Cumhurbaşkanı nerede konuşacak? Caminin avlusunda mı, minberde mi?
30 Kasım 2024 - Antakya’da 2000 yıl arayla ayakta kalan iki duvarın sırrı
29 Kasım 2024 - Master Chef sorusu: Bir Michelin şefinin tam teşekküllü kestane menüsü nasıldır?