Yıllardır Amerikan başkanlarının Inauguration törenlerini izlerim.
Hiçbiri bu yılki kadar ilgimizi çekmedi.
Tabii ki bunun nedeni Başkan Trump’ın sivri kişiliğiydi.
Bu yıl bir şeyi daha öğrendik.
Meğer bu Inauguration töreninden sonra akşam Washington’da üç ayrı balo düzenlenirmiş.
Bunların birini o gece öğrendik.
Adı “Başkomutanlık Balosuydu…”
Başkomutanlık dışında iki balo daha yapılıyormuş.
Biri “Liberty” öteki “Starlight’mış..”
Starlight başkanın seçim kampanyasına en az 250 bin dolar bağış yapanların davetli olduğu baloymuş.
Liberty ise çok büyük donörlerin yani bağışçıların davetli olduğu bir balo.
Oraya girmek için 20-30 milyon dolarlar konuşuluyor..
Yani kodamanlar veya oligarklar balosu da diyebilirsiniz.
İlk açılış balosu 1809 yılında yapılmış.
Bu yılki balolara benim öğrenebildiğim iki Türk katılmış.
Murat Yetkin’in yazısından öğrendim. Birincisi iş insanı Mehmet Ali Yalçındağ’mış..
Yalçındağ hem gündüz törenine, hem de akşamki “Başkomutanlık Balosuna” davetli olarak katılmış.
Murat Yetkin’in yazısında yoktu. Yalçındağ’ı kim davet etmiş merak ettim.
İlginç bir bilgi geldi.
“First Family davetlisi” olarak gitmiş.
Yani bizzat Başkan Trump’ın ailesinin davetlisi olarak katılmış hem açılış törenine, hem de akşam daha çok üst düzey askeri kişilere verilen ve önem sırasında birinci kabul edilen galaya…
Başkan Trump pastayı bu baloda kesti ve elinde kılıç, Y.M.C.A şarkısıyla dans etti.
Mehmet Ali Yalçındağ sürpriz değildi.
Çünkü 2017’de Trump ilk seçildiğinde de davetliydi.
Ancak bu yılki tören ve galaların bence sürpriz bir ismi daha varmış.
Onu da Karar gazetesinin manşetinden öğrendim.
Gazetenin sahibi ve Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aydın da hem açılış törenine hem de akşamki Starlight balosuna davet edilmiş.
İşte bu benim için sürpriz oldu.
Çünkü Karar Erdoğan rejimine muhalif muhafazakar çevrenin gazetesi.
Ahmet Taşgetiren, Akif Beki, Taha Akyol, Mehmet Ocaktan, Mustafa Karaalioğlu, Fehmi Koru gibi, bir zamanlar Erdoğan’ın büyük destekçisiyken şimdi muhalif konuma geçen yazarlar yazıyor.
Merak edip araştırdım…
Mehmet Aydın nasıl davet edildi bu törenlere diye…
Acaba Trump’ın kampanyasına 250 bin dolardan fazla bağış mı yaptı?
Bana verilen bilgi şu.
Kampanyaya bağış yapan bir tanıdığının davetlisi olarak gitmiş.
Akşam gittiği balonun en renkli tarafı gecenin misafir sanatçısının John Voight olmasıydı.
Yani Angelina Jolie’nin babası…
Demek ki bugün daha gözde olan bir sanatçı bulamamışlar…
Gündüz hepimizin izlediği Inauguration törenine de davetliymiş.
Ancak tören son dakikada içeride bir salona alınınca davetli sayısı kısıtlanmış ve o nedenle sadece akşamki galalardan birine katılmış.
Bir başka soru.
Başkan Trump’ı görebildi mi…
Hemen söyleyeyim.
Trump bu baloların üçüne de katılmış.
Bir başka ayrıntı daha.
Bu balolar yapılmaya başlandığı yıldan beri bir geleneği var.
Erkekler “Blaçk tie”(Smokin), kadınlar tuvalet giyiyor.
Zaten fotoğraflara bakarsanız Trump gündüz yapılan törene takım elbise kravatla katıldı, ama gece elinde kılıçla pasta keserken üstünde smokin vardı.
Nedense Türk muhafazakarlarının smokine alerjisi vardır.
Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dışında dışında smokin giyene pek rastlamadım.
Mehmet Aydın da black tie yerine takım elbiseyle gitmiş baloya.
Balo gecesinden izlenimlerim şimdilik bu kadar.
Önümde bütün hayallerimi yıkan bir “aile fotoğrafı” var.
Aynı fotoğraf hepinizin önünde de duruyor, eminim siz de ibretle bakıyor, aynı şeyleri hissediyorsunuz.
ABD Başkanı Trump’ın “başkanlıktan imparatorluğa geçiş” töreninde çekilen fotoğraf.
Ön tarafında kendisini alkışlayan bir davetli topluluğu..
Bazılarının elinde kovboy şapkaları…
Bazılarının yüzünde o çok iyi bildiğim ifade…
Ta 1970 yılında seyrettiğim Easy Rider filminde hippi diye aşağıladıkları genç insanları hunharca öldüren o Amerikan taşrasının bildiğimiz tipleri.
Onlara diyeceğim hiç bir şey yok…
Zaten hepsini bir 6 Ocak günü ellerinde baltalarla Amerikan parlamentosunu basarken görmüştük.
Ama aynı fotoğrafta bir de arkada duranlar var…
İşte onlara ibretle bakıyorum.
Mesela Apple’ın CEO’su Tim Cook’u görüyorum.
Elimizdeki iPhone’ların, bileğimizdeki iWatchların, kulağımızdaki AirPod’ların, elimizdeki iPad’lerin, Mac’lerin kudretli sahibi…
Cebinden 15 değil 45 Trump çıkaracak, 3 trilyon dolarlık adam…
Amerikan zenginler kulübünde “Gay” olduğunu açıklayan ilk kudretli CEO….
Ne demişti üç beş yıl önce…
“I’m gay and I’m proud…”
“Gay’im ve gurur duyuyorum…”
Şimdi Trump iki adım önünde konuşuyor…
Korkutucu ve itici bir kibirle LGBT bireylere şöyle sesleniyor:
“Ben sadece iki cinsiyet tanırım. Erkek ve kadın…”
Tim Cook’un yüzüne, gözlerine bakıyorum…
Orada insan yok.
Bir sfenks duruyor.
İfadesiz, anlamsız, tepkisiz…
Biraz ileride Jeff Bezos’u görüyorum…
Amazon’u kuran efsane adam.
Watergate Skandalını ortaya çıkaran, Başkan Nixon’un istifasına yol açan Washington Post’un sahibi…
Trump her cümlesinde Amerika’yı Amerika yapan değerleri aynı kibirle ayaklarının altında çiğniyor.
Jeff Bezos da bir sfenks..
Washington Post’un büyük genel yayın yönetmeni Ben Bradlee’nin ağlayarak baktığını görüyorum yukarılardan.
Biraz ileride Sergey Brin…
Google’u kuran, bugüne getiren büyük vizyoner…
Google onun… Youtube onun..
Ai’da aslan payı onun.
Yapay zeka onun, ama onun insani zekası kendini “Yeni normale biat” moduna ayarlamış.
Onun yerinde de ifadesiz, donuk soğuk mermerden bir büst duruyor.
Yapay zekanın yeryüzündeki en kudretli ismi Sam Altman da orada.
TikTok’un CEO’su da…
Onun yanında META’nın patronu Mark Zuckerberg’i görüyorum.
Dile kolay…
Facebook… Instagram… Whatsapp…
Dünyanın en güçlü sosyal ağlarının sahibi…
Her gün yeryüzünde en az iki milyar insana parmaklarının ucuyla dokunabilen adam…
O da zavallı bir oligarka dönüymüş.
Mika bir sfenks gibi duruyor arka sırada.
Güç birliği yapsalar “Avenger” olacak bir Palo Alto kalabalığı idi onlar.
Hepsi biliyordu ki,
Trump dört yıl sonra yok.
Ama bu “Avengers güç birliği ” hep kalacak…
Ama hepsi yeni liderin arkasında, el pençe divan saf tutuyor…
Hazin bir Washington hatırası bu…
Palo Alto garaj çocuklarının alelade oligark sınıfına dönüşme töreni.
Sonuç…
Amerikan imparatorluğunun, Putin’inkiler kadar ezik yeni oligarklarının yeni aile fotoğrafı olmuş bu kare.
Yeni bir Adams Family…
Dün bütün gün bu aile fotoğrafına baktım.
Sonra Türkiye burjuvazisini hatırladım.
Son yıllarda her konuştuğuma Türk burjuvazisini şikayet ettim.
Türkiye’nin adım adım karanlığa gidişine gık demeyen, diyemeyen zengin Türklere demediğimi bırakmadım.
İçimden küfür bile ettim.
Ama Amerikan bütçesinin yarısına sahip bu yeni oligarkların hazin aile fotoğrafını görünce…
Hissiyatımı şimdi buradan bütün Türkiye’ye ilan ediyorum.
Ey Türkiye burjuvazisi…
Ey bu ülkenin en zenginleri…
Arkadaş hepinizden tek tek özür diliyorum…
Haksızlık etmişim size…
Bütün gençliğim boyunca bana hep “Burjuvazi ilerlemenin, liberal düşüncenin gelişmesinin ana motordur” diye öğretmişlerdi.
Öyle okumuştum.
Meğer dünyanın bütün zenginleri motor falan değil, dağılmış şanzımandan ibaretmiş…
26 Ocak 2025 - Bir mübadil bavulundan gelen kedi miyavlaması Türkiye’nin sesi oldu
24 Ocak 2025 - Trump’ın 250 bin dolarlık açılış balosunda muhalif bir Türk patron
23 Ocak 2025 - Yılmaz Özdil’in ameliyat sonrası yayınında teşekkür ettiği üç insan
22 Ocak 2025 - Eli kılıçlı başkomutanın ‘MAGA’ şarkısı gay mi, yoksa heteroseksüel mi?