2025’i kurtarmanın 90 günü…

2025, çoğumuz için hiç kolay bir yıl olmadı. Hatta pek çoğumuz için “bitsin artık” diye sayfalarını çevirdiğimiz bir yıl oldu diyebiliriz.Ekonomik durgunluk, talep daralması, jeopolitik gerginlikler, şirket içi baskılar, bireysel tükenmişlikler derken pek çok hedef kâğıt üstünde kaldı.

9 Eylül 2025
Ekonomik durgunluk, talep daralması, jeopolitik gerginlikler, şirket içi baskılar, bireysel tükenmişlikler derken pek çok hedef kâğıt üstünde kaldı. Bireysel hedeflerde de iyi bir noktada olduğumuzu söylemek zor.

Yine bir yılın son çeyreğine doğru yaklaşıyoruz.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da umutla & heyecanla başlamıştık. Elimizde defterler, ajandalar, yeni hedefler…
2025, çoğumuz için hiç kolay bir yıl olmadı. Hatta pek çoğumuz için “bitsin artık” diye sayfalarını çevirdiğimiz bir yıl oldu diyebiliriz.
Ekonomik durgunluk, talep daralması, jeopolitik gerginlikler, şirket içi baskılar, bireysel tükenmişlikler derken pek çok hedef kâğıt üstünde kaldı. Bireysel hedeflerde de iyi bir noktada olduğumuzu söylemek zor.

Hedef koymak kolay, sürdürmek zor, gerçekleştirmek ise geldiğimiz konjonktürde neredeyse imkanız.
Hem bireysel hem de kurumsal olarak düşünelim…
Bireysel olarak gerçekçi hedefler mi koyduk, yoksa sosyal medya destekli bir “ideal ben” in peşinde miydik?
Ya kurumsal olarak? Kurumların 2025 başında çizdiği satış ve pazarlama hedefleri, gerçekten veriye mi dayanıyordu; yoksa o da yönetim sunumlarında iyi görünmek için mi yazılmıştı?

Zorluk tam da burada başlıyor.
İlk 3 ay yüksek motivasyonla ilerliyoruz. Sonra…

  • Bir projede tökezliyoruz,
  • İş yükü artıyor,
  • Beklenmedik harcamalar geliyor,
  • Yönetim talepleri sürekli değişiyor,
  • Bütçe taleplere rağmen kesilmeye başlıyor,
  • Döviz kuru alıp başını gidiyor,
  • Ekip dağılabiliyor,
  • Ya da sadece yoruluyoruz.

Hedefler birer “yarım kalmışlar” koleksiyonuna dönüşmeye başlıyor.

Bireysel olarak baktığımızda da;

  • İnsanlar bireysel gelişim hedeflerini erteledi.
  • “Bu yıl benim yılım” diyenler, kendilerini korumaya aldı.
  • Eğitimler iptal oldu, seyahatler ertelendi, öz bakım lüks oldu.

Kurumsal olarak ise;

  • KPI’lar belirsizleşti, müşteri davranışları değişti, bütçeler en az 20 kere revize edildi.
  • Ajanslar sıkıştı, markalar baskı altında.
  • Kampanyalar işlemiyor, ROI hesapları sapıttı.

Özellikle Pazarlama dünyasında da bu yıl enteresan bir ruh hali hâkim:
“Hedefler tutmayacak, hasarı azaltalım bari.”

Kısaca hem bireysel hem de kurumsal olarak günlük yangını söndürme derdine düştük.

Ama enseyi karartmadan konulara bakmak, dürüstçe bir “ara bilanço” yapmamız gerekiyor.

Somut kararlar. Gerçekçi eylemler. Uygulanabilir öneriler.

Bireysel olarak hangi adımlar atılabilir…

  • Gerçeklik testi yapın:
    Kendinize sorun: “Bu hedef benim mi, yoksa başkası için mi koymuştum?”
    Eğer hâlâ sizin için anlamlıysa kalmalı. Değilse, bırakın gitsin.
  • Kendinizi Yeniden Tanımlayın

2025 sizi nasıl değiştirdi?
Ne öğrendiniz? Hangi kaslarınız gelişti?
Geleceğe dair planlarınız hâlâ geçerli mi? Belki de başka bir “siz” oluştu bu yıl.

  • Hedefleri üçe ayırın:
  1. Bu yıl mutlaka yapılması gerekenler
  2. 2026’ya devredilebilecek olanlar
  3. Artık anlamını yitirmiş olanlar
  • Küçük ama kritik bir şey seçin:
    Koca yıl boyunca yapmadığınız ama size iyi gelecek tek bir şeyi belirleyin. Ve her koşulda gerçekleştirmeye çalışın.
    Bireysel hedefiniz: Size güç geri getiren eylem olsun
    .
  • “Durma” hakkınızı kullanın:
    Daha iyi düşünmek için, yeniden başlamak için, küllerinizi toplamak için bazen hiçbir şey yapmadan bilinçli şekilde durmak da hedeftir. Kullanın.

Kurumsal olarak ise;

  • “Her şeyi yaparım”dan vazgeçin
    İçerik üretmekten medya planlamaya, PR’dan sosyal kampanyalara…
    Hepsini yapmaya çalışmak yerine, en etkili olana odaklanmak zamanı.”
    Az ama etkili işin peşinden gidin.
  • KPI değil, “KZP” koyun: Kazan-Zarar Parametresi
    KPI’lar sene başı hayaliydi. Şimdi gerçek şuna bakmak:
    Hangi projeye kaynak harcadım, geri dönüş ne oldu?
    Zararları yazın. Hataları analiz edin. Cesurca.
  • Hedefleri Yeniden Kalibre Edin

Belki bazı hedefler artık geçerli değil. Belki bazıları sizi heyecanlandırmıyor.
Güncelleyin. Gerekirse tamamen bırakın. Hedef değiştirmek yenilgiyi değil, gelişimi gösterir.

  • Yılın kalanında “reklam” değil “etki” ölçün
    Reklam bütçesi yaktınız mı? Harika. Etki neydi?
    Marka konuşuldu mu, davranış değişti mi, CRM’e ne katkı geldi?
  • Ajanslara, ekiplere dürüst olun
    Yapılamayacak hedefleri zorlamayın.

Kalan 3 ayda somut olarak neyi değiştirebileceğinize ajans ve ekibinizle birlikte fokus olun.

  • Müşteriyle göz hizasına inin
    2025 tüketicisi duygusal olarak uzak. Tüketiciye ulaşmak için bağ kurmak şart.
    Satış yapmaya değil, ilişki kurmaya odaklanın.

Yılın son çeyreği önümüzde.
Kurtarılabilir mi? Belki evet, belki hayır.
Ama kesin olan bir şey var:
Gerçekle yüzleşen, sahici kararlar alan ve sorumluluk üstlenen insanlar, takvimden bağımsız kazanır.

Feza Turunçoğlu Kimdir?

Feza Turunçoğlu, Türkiye’de marka, pazarlama ve reklam sektöründe uzun yıllarını geçirmiş deneyimli bir profesyoneldir. Marka yaratma, spor pazarlaması, marka yönetimi ve iletişim konularında derin bilgi birikimine sahiptir.
Reklam ajanslarında yönetim ekibinde çalışmış, yürütme kurullarında yer almış, ülke için önemli birçok markanın büyüme süreçlerine katkıda bulunan ekipleri yönetmiştir.
Feza Turunçoğlu’nun kariyeri boyunca edindiği deneyimler ve sektördeki bilgisi, markaların stratejik iletişimini yönetme yeteneği ve kriz dönemlerinde markaların nasıl yönetilmesi gerektiğine dair görüşleri sektörde önemli bir referans niteliği taşır.
Bu dönemde; finanstan otomotive, gıdadan içecek markalarına, kamu projelerinden kişisel bakıma Türkiye’nin en önemli ve büyük bütçeli markaları ile çalışma, stratejilerinde söz sahibi olma ve değer yaratma şansı yakalamıştır.
Daha sonra Türkiye’nin bilinirliği ülke dışına da taşan ve ülkenin en değerli markalarından biri olan Vestel’de 10 sene boyunca Vestel Pazarlama iletişimi ve Perakende Pazarlama Liderliği yaparak; pazarlama iletişimi ve sponsorlukların yanı sıra, markanın stratejisi ve bütçe yönetiminde de söz sahibi oldu.
Vestel döneminde en sevdiği işlerinden biri “Biz Voleybol Ülkesiyiz” stratejisinin oluşturulması ve hayata geçişinde üstlendiği rolü oldu. ‘Biz Voleybol Ülkesiyiz’ iletişimi ile marka, hem tüketicinin gönlünü kazanırken hem de sayısız ödül kazandı.
Türkiye’de ‘Spor Pazarlaması’ denince, akla ilk gelen isimlerden.
Feza kendisini; reklam, pazarlama ve iletişim stratejisi alanlarında 30 yıllık deneyimi ile “ marka danışmanı” olarak tanımlıyor.
Vestel sonrası, bağımsız marka danışmanı olarak farklı projelerde ‘sevdiği ve inandığı’ markalara katkı sağlamaya keyifle devam ediyor.
Ve halen en çok voleybol izlemeyi seviyor.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.