Gıda denetimlerinde yarım milyar liralık ceza kesildi
Tarım arazilerinin boşta kalması, tarımsal üretim yapmanın ne kadar zorlaştığını ve çiftçilerin neden arazilerini boş bıraktıklarını sorgulatıyor. Çiftçilerin tarımsal üretimden yeterince kazanç sağlayamaması en büyük sebep. Haklı değiller mi?
Yeni bir düzenleme, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayımlanan “İşlenmeyen Tarım Arazilerinin Tarımsal Amaçlı Kiraya Verilmesine İlişkin Yönetmelik” ile gündeme geldi. Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren bu yönetmelik, kamuoyunda çeşitli tartışmaları da beraberinde getirdi. Öncelikle bu yönetmelik neyi kapsıyor, dünyadaki benzer uygulamalar neler ve hangi itirazlar yükseliyor, bunlara bakalım.
Bu yönetmelikle iki yıl boyunca üst üste işlenmeyen tarım arazilerinin, arazinin vasfı korunarak ve tarımsal üretimde kullanılmak kaydıyla kiralanmasını düzenliyor. Temel hedef ise işlenmeyen tarım arazilerini üretime kazandırarak, ülke genelinde tarımsal verimliliği artırmak.
Peki, hangi araziler bu kapsamda olacak?
Hazine’nin özel mülkiyetinde veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan tarım arazileri hariç olmak üzere, mülkiyeti gerçek veya tüzel kişilere ait olan ve üst üste iki yıl süreyle işlenmeyen tarım arazilerini kapsıyor. Düzenleme sizin veya ortağı olduğunuz bir tarla üzerinde iki yıl boyunca tarımsal üretim yapmasanız sizden alıp o bölgede üretim yapan kişilere belirlediği bir kiralama bedeli üzerinden ödeme yaparak boş tarlaları üretime kazandırmayı hedefliyor.
Yönetmelik kapsamında, kiraya verilecek arazilerin tespiti için il veya ilçe müdürlükleri bünyesinde bir Arazi Tespit Komisyonu oluşturulacak. Bu komisyon uydu görüntüleri, coğrafi bilgi sistemleri ve diğer kamu kurumlarından elde edilecek verilerle işlenmeyen tarım arazilerini tespit edecek. Ayrıca tespit edilen bu arazilerin ekonomik bütünlüğü göz önünde bulundurularak, sadece tarımsal üretim için elverişli olan kısımlar kiraya verilecek.
Yönetmeliğe konu tarım arazileri öncelikli olarak arazinin bulunduğu yerleşim yerinde ikamet edenlere, sivil toplum kuruluşlarına ve meslek odalarına kiraya verilmesi öngörülüyor. Kira bedeli ise komisyon tarafından belirlenen rayiç kira bedelinden düşük olamayacak. Ayrıca kira bedelinin belirlenmesi sırasında emsal teşkil eden arazilerin piyasa koşullarını ne derece temsil ettiğine dikkat edilecek.
Bu uygulamanın dünyadaki örneklerine baktığımızda
Japonya: Tarım arazilerinin kiralanması yaygın bir uygulama. Özellikle yaşlanan nüfus ve şehirleşme nedeniyle terk edilen tarım arazileri devlet tarafından tarımsal amaçlı olarak kiraya veriliyor.
Çin: Tarım arazilerinin etkin kullanılmasını teşvik etmek için işlenmeyen arazilerin kiralanması teşvik ediliyor. Devlet çiftçilerin tarımsal üretime katılmasını artırmak ve atıl durumdaki arazilerin kullanımını sağlamak amacıyla çeşitli teşvikler veriyor. Bu kiralama sistemi, tarım kooperatifleri ve özel şirketler aracılığıyla yürütülüyor.
Hindistan: İşlenmeyen tarım arazilerinin kiralanması bazı eyaletlerde uygulanıyor. Hindistan’da tarım arazilerinin kiralanması, özellikle küçük çiftçilerin tarımsal üretime katılmasını kolaylaştıran bir yöntem olarak kullanılıyor. Devlet bu arazilerin verimli bir şekilde kullanılmasını sağlamak için yerel yönetimlerle işbirliği yapıyor.
Brezilya: Büyük tarım arazileri sahiplerinin işlenmeyen arazileri kiraya vermesi teşvik ediliyor.
ABD: Özellikle kırsal kesimlerde atıl durumdaki tarım arazilerinin tarımsal üretime kazandırılması için kiralama programları bulunuyor. Bu programlar devlet destekli teşviklerle birlikte uygulanıyor ve tarımsal üretimi artırmayı hedefliyor.
Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde de tarımsal amaçlı kiralama uygulamaları mevcut. Özellikle tarımsal verimliliği artırmak ve kırsal alanları canlandırmak amacıyla işlenmeyen tarım arazileri kiraya veriliyor. AB’nin ortak tarım politikası kapsamında bu tür arazilerin kullanımını teşvik eden çeşitli programlar bulunuyor.
Şimdi gelelim tartışmaya;
Eski Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli “Atıl Tarım Arazilerinin Üretime Kazandırılması ile Arazi Bankacılığının Kurumsal Altyapı Çalıştayı”nda “Ülkemizde ise 24 milyon hektar tarım alanının yüzde 8,3’ü yani 2 milyon hektarı atıl durumdadır. Bu tarım alanlarının aynı zamanda yüzde 25’lik kısmı da sulama imkanına sahip arazilerden oluşmaktadır. Bu da yaklaşık 500 bin hektarlık araziye denk gelmektedir. 2 milyon hektar tarıma kazandırıldığı takdirde yıllık ortalama 13 milyar liralık bir gelir artışı sağlamak mümkündür” açıklamasını yapmıştı.
Şimdiki Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ise bu konuda yaptığı açıklamada, 776 bin hektar ekilemeyen tarım arazisini üretime kazandırarak yıllık 9,5 milyar lira gelir beklediklerini ifade etti.
İster atıl tarım arazisi olsun, ister ekilemeyen tarım arazi veya şimdi ki adıyla işlenmeyen tarım arazisi olsun. Bakanların hangi verisini alırsan alın. Bu kadar arazinin tarımsal üretimde yer almaması korkunç bir rakam olarak önümüze çıkıyor. Gerçekte bu kadar arazi boşta kalır mı? Çiftçilerimiz tarlasını neden boş bırakır veya neden boş bırakmak zorunda kalır. Bunları sorgulamak gerekir.
Ancak bu kadar geniş tarım arazisinin boşta kalması, tarımsal üretim yapmanın ne kadar zorlaştığını ve çiftçilerin neden arazilerini boş bıraktıklarını sorgulatıyor. Çiftçilerin tarımsal üretimden yeterince kazanç sağlayamaması, arazilerin atıl kalmasının en büyük sebeplerinden biri olarak gösteriliyor.
Haklı değiller mi? Ayrıca kiralama bedelinde her ne kadar emsal örnekleri alınsa da ülkemizde her alanda yaşanan yüksek enflasyon kiralama bedelini nasıl belirleyecek? Örneği kendimden vermek istiyorum. Oturduğum sitede ev kiraları 4 ay içinde 15 bin liradan 30 bin liraya kadar dayandı. Siz şimdi mülk sahibinin o gün verdiğiniz kiralama bedelinin 2 ay sonra yüzde 30-40 artmayacağının garantisini verebilir misiniz? Bundan dolayı komisyon kararlarına yapılacak itiraz süreci geciktirmeyecek mi? Her gecikme yeni sorunlar yaratmayacak mı? Rayiç belirleme bu yönetmelikte en büyük sorun.
Siz tarlada bunu yapabiliyorsanız insanlar yüksek kiralar altında ezilirken neden kiraya verilmeyen boş konutlarda bunu yapmıyorsunuz?
Sonuç olarak, çiftçilikten yeterli kazanç sağlanabilseydi, bu kadar büyük tarım arazisinin atıl durumda kalması gibi bir sorunla karşılaşılmazdı. Bu yönetmelik, tarımsal üretimi artırmayı hedeflese de çiftçilerin karşılaştığı asıl sorunlara ne kadar çözüm getireceği tartışmaya açık bir durum.
Not: Burada asıl hedef atıl durumdaki tarım arazilerinin üretime kazandırılması mı yoksa çiftçinin olanaksızlıklardan dolayı ekemediği tarım arazilerini büyük tarım firmalarına ucuza üretim yapmaları için imkan tanımak mı? Bu konuda benim de kişisel olarak şüphelerim var. Umarım gerçekten de amaç ülkemizdeki “atıl tarım arazilerinin” üretime kazandırılması olsun ve bu yapılırken bugün zor şartlarda üretim yapan çiftçilerimizin üretimden kopmasına engel olacak politikalar da hayata geçirilsin.
20 Aralık 2024 - Kasım 2024 TMO Raporu: Kuraklık tehlikesi kapıda mı?
18 Aralık 2024 - Suriye’nin tarımdaki kalkınmasında Türkiye’nin rolü
8 Aralık 2024 - Avrupa’dan geri dönen ürünler: Biz ne yiyoruz?
27 Kasım 2024 - Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı tercihini zenginlerden yana kullandı