Geçmişte O Ses Türkiye programında birlikte jüri görevini üstlenmiş iki eski dost Ebru Gündeş ile Hadise’nin arası Ebru Gündeş’in o dönemde evli olduğu Reza Zarrab ile aşk yaşadıkları söylentisiyle açılmıştı.
Bu olayın yaşandığı günlerde konu bayağı konuşulmuştu. Hadise iddiaları net bir dille yalanlamış, Gündeş ise net bir açıklamada bulunmamıştı, ama dosyalarda Hadise ile Reza Zarrab’ın birlikte el ele yürürken görüldüğü fotoğrafların olduğu ve bazı ‘WhatApp’ yazışmalarının da bulunduğu söyleniyordu.
Şimdi bu geçmişte yaşamış olayın neden durup dururken gündemimize girdiğini ve benim bu konuya neden ilgim olduğunu açıklamalıyım.
Magazin basınında birden Hadise’nin Ebru Gündeş’i tanımasın diye farklı bir telefondan aradığı ve ‘Çok pişmanım’ dediği, Ebru Gündeş’in ise ‘Asla’ deyip suratına telefonu kapadığı söylentileri dolaşmaya başladı.
Benim bu konuya özel ilgimin nedeni ise itiraf etmem ki hayli tuhaf. Tam yılını hatırlamıyorum ama şimdi ayrı olduğum bankacı sevgilim ile birlikte New York’a gitmiştik. Hemen her şey planladığımız gibi gidiyordu. Sevgilim eski okulu NYU’yu ben de parkın içinden geçip biraz yürürseniz kolay varacağınız okulum Parson’s School of Design’ı ziyarete bile etmiştik. Ve birlikte öğrenci olduğumuz yıllarda yaptığımız gibi bir kaç gece de Village’daki bar ve restoranlara takıldık. Otelimize hayli geç geldiğimiz gecenin sabahında sevgilim beni sabahın köründe uyandırdı. Bugün değişik bir şey yapacağız dedikten sonra o gün Reza Zarrab’ın Türkiye’de büyük ilgiyle elenmekte olan Hakan Atilla davsında ifade ereceğini bunu ila da görmemiz gerektiğini söyledi.
Sevgim bir an önce çıkmaya can atıyor gibiydi. Neyse ki odaya güzel bir kahvaltı ve çok ihtiyaç duydum kahve de söylenmişti. Sonra bir duş da aldım hazırlandım ve mahkeme salonuna gitmek için yola çıktık.
O saatlerde şehirde özellikle Downtown’a giden trafik çok yoğun olduğundan taksi kolay bulma udumuz yoktu. Metroya atladık ve mahkeme salonuna 15 dakika yürüyüş mesafesinde olan durakta indik.
Mahkeme salonuna giriş için aşağıda fazla insan yoku ama telefonlarımızı teslim ettikten sonra salonun bulunduğu kata çıktığımızda salon girişinde büyük bir kuyruk olduğunu gördüm.
Türkiye’den gelmiş gazetecilerin yanında Amerikan gazetecileri ve hatta içerde fotoğraf çekmek yasak olduğundan resimleri çizecek artist bile gelmişti. Tabii bir de bizim gibi sadece meraktan oraya gelmiş New York’ta yaşayan Türkler de vardı.
Sonunda salona aldılar ve yer de bulduk oturmak için. Dava başlamadan ilk önce sanık Hakan Atilla sonra da artık tanık olduğu söylenen Reza Zarrab girdi salona.
İlginç bi adamdı. Artık tanık olmanın ve yeni kimlikle yakında salınacak olacağını bilmenin rahatlığı görülmüyordu davranışlarında. Hatta Hakan Atilla daha rahatmış gbi davranıyordu.
Hakimin girişiyle dava başladı, Reza Zarrab ‘a söz verilince ben hayatımda bu kadar yalanı bu kadar rahatlıkla söyleyebilen bir insana o güne kadar rastlamadığımı düşünmüştüm. Ne alaka diyeceksiniz biliyorum ama o anda bile bu adam kim bilir Ebru Gündeş’e ne yalanlar söylemiştir diye de düşündüğümü hatırlıyorum. Davada öğle arası verildiğinde biz çıktık ve Park Avenue’ye geçip biraz alışveriş yaptık.
Bu size hayli tuhaf gelebilir ama ben o günden sonra yakından görme fırsatını yakalamış olduğum Reza Zarrab ile bağlantılı olabilecek her gelişmeyi izlemeyi kendime hobim yaptım. Sevgilim bununla bayağı dalga da geçmişti, bu benim sayemde oldu derdi.
Bu son Hadise olayı da bu nedenle benim ilgimi özellikle çekti.
Vallahi size bir şey söyleyeyim mi ben Ebru Gündeş ile Hadise’nin yeni yılın ilk günlerinde barışacaklarını ve şimdi sızdırılan Hadise telefonla aradı haberi ile de bu barışmanın bir ön hazırlığının yapıldığını düşünüyorum.