Suphiye Orancı ile tanışmak isterdim

24 Nisan 2024

Bir süredir arkadaş grubumuzun gece sohbetlerinin konusu, söylenenlerin çoğuna inanmasak da takıntılı bir şekilde takip ettiğimiz Suphiye Orancı.

Arkadaşlarımın çoğu merakını itiraf etmedi ama ben Suphiye Orancı’yı gerçekten çok merak ediyorum. Mümkün olabilseydi onunla tanışıp kadını çözümlemeye çalışmak da isterdim.

Takip edemeyenler için hatırlatayım Suphiye Orancı, Metin Akpınar’dan çocuğu olduğu ortaya çıkan ve diğer kızlarının da bugün ismi hayli bilinen meşhur adamlardan olduğu söylenen kadın.

Bu söylentiler ilk ortaya çıkınca aklıma iki kadının birbirine benzeyen fazla yanı  olmasa da Tomris Uyar gelmişti. 

İlk evliliğini şair Ülkü Tamer ile 1963’te yapan Tomris Uyar’ın bu evliliği 1964’te son bulmuş.

Tomris Uyar daha sonra 1968’de şair Turgut Uyar ile evlendi. 

Evli olduğu sırada Cemal Süreya ile aşk yaşayan Tomris Uyar’a aynı zamanda Edip Cansever de aşıkmış. Hatta Tomris ile baş başa oturdukları bir rakı masasında Cansever onun için peçeteye “Tomris rakıyı çok severdi, bense onu…” bile yazmış.

Dediğim gibi Tomris Uyar’ın ne kalite ne de hayat tarzı açısından Suphiye Orancı ile eşdeğer olduğunu düşünüyorum ama iki kadının da birçok erkeğin kendilerine ilgi duymasına yol açan ortak özellikleri olduğu kesin. 

Tomris hanımın şairlerle ilişkilerini okuduğumda onu bir kadın olarak nasıl merak  ettiysem bugün de Suphiye Orancı’yı kadın olarak merak ediyorum. Şimdi yaşı kaç bilmiyorum, ama kadın kadına bir sohbet edebilsem onu biraz çözümleyebileceğimi sanıyorum.

Kadının yıllar önce yine ilişkisi olduğu söylenen İbrahim Tatlıses’in başrol oynadığı bir filmde minicik bir rolü olduğu sahne ortaya çıkınca o görüntülerden biraz anlamaya çalıştım ama yetmedi, çünkü o görüntünün kadını gerçekten tanımladığını sanmıyorum. 

Suphiye Orancı’nın İbrahim Tatlıses’in başrolde olduğu Yalan (1982), Yorgun (1983), Sarhoş (1986) ve Aşıksın (1988) filmlerinde figüran olarak rol aldığı ortaya çıkmıştı. Aşıksın filminde spor salonuna giden ve Tatlıses’e aşık olan kadını, Sarhoş da ise hemşire bir kadını oynamış.

Aslında bu konu gündemimize şöyle girdi: Yıllar önce dört çocuğunu Türkiye’de bırakarak Almanya’ya taşınarak orada iki evladı ve eşiyle yeni bir hayat kuran annesine ulaşmak isteyen Metin Akpınar’dan olan kızı Duygu Nebioğlu, Müge Anlı ile Tatlı Sert programına başvurarak yardım istedi. Bunun üzerine bir izleyici Orancı’nın kapısına giderek kızlarının onu aradığını söyleyerek programa bağlanmasını istedi ancak anne teklifi geri çevirerek evine polis çağırdı. 

Ünlü oyuncu Metin Akpınar’ın biyolojik babası olduğunu mahkeme kararıyla ispatlayan Duygu Nebioğlu Müge Anlı ile Tatlı Sert programına katılarak annesini aramaya başlamıştı.

Dört çocuğunu bıraktıktan sonra kayıplara karışan Orancı’nın Almanya’ya gittiği ve adını Sophia olarak değiştirdiği söylenirken iki çocuğu daha olduğu iddia edilmişti.

Burada anneleri için mücadele etmekte olan kızları her şeyin doğru olduğunu söylese de şimdilik söylenti düzeyinde kalan, ilişkisi olduğu söylenen isimler arasındaki Uğur Dündar haklı olarak çok sert çıktı ve hayli kızgın bir açıklama yaparak iftiranın peşini bırakmayacağını belli etti:

‘Hayatınızda hiç tanımadığınız, elini dahi tutmadığınız bir kadın bir yalan uyduruyor ve sizden çocuğu olduğu iftirasını atıyor.

Ve kendinizi mahkemede buluyorsunuz.

Mahkeme sizi ve kızınız olduğunu iddia edilen kişiyi Adli Tıp Kurumu’na sevk ediyor.

Tam teşekküllü bir devlet hastanesinde kan örneğiniz mahkemenin istediği şekilde alınıyor.

Aylarca bekliyorsunuz.

Sonuçta Adli Tıp Raporu sizi doğruluyor.

Karşı tarafın biyolojik babalık iddiası reddediliyor.

Olayın kapanması gerekirken hiçbir günahınız olmadığı halde “din iman” sözcüklerini dilinden düşürmeyen, gerçekte vicdanları kurumuş, müfteri iktidar medyası tarafından -sırf muhalif duruşunuz nedeniyle- günlerce linç ediliyorsunuz.

Allah sizlere daha beter acılar yaşatsın.

İftiralarınızda boğulun günahkâr alçaklar…’

Ve konunun nelere gidebileceği yolunda da Uğur bey şunları söyledi ayrıca:

“Dün sizlere ‘Bana atılan iftira ve yalanlar bunları yayanların elinde patlar’ diye yazdım ya… Bugün soruşturmacı gazetecilik yaptım ve beni tanıdığı (hatta çocuk sahibi olduğu) iddia edilen Suphiye Orancı’nın dudak uçuklatan gayri ahlaki geçmişini yakından bildiğini öne süren kişilerle konuştum. Onların iddialarını dinledikçe kızları için daha da üzüldüm. Ne talihsiz çocuklarmış… Mahkemece çıkarılan yayın yasağı kararı nedeniyle şimdilik bunları ve elimdeki belgeleri açıklamıyorum. Resmi makamlar talep ettiği takdirde onlarla paylaşmaya hazırım. Hakikat hedefine vardı bile… Az sonra…”

Eğer Uğur Dündar gibi bir isim bir konuda ‘az sonra’ diyorsa bunun muhatabı olan insan korkmalı ve kendine gelmelidir.

Ama Duygu Nebioğlu bunu yapacak gibi görünmüyor.

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Duygu Nebioğlu kendisine gelen birçok ihbar olduğunu belirterek “Anneme yaptıkları o kötülükler, kendi pislikleri örtülsün diye anneme attıkları iftiralar var ya… O kadın hepsinin hesabını sizden soracak… Kadın karalamak kolaydır. Ama yaşayıp göreceğiz. Fragmanı geçtik, birinci bölümü de geçtik. İkinci bölüm geliyor. Bu kadına o koca koca adamlar ne yaptıysa ortaya çıkacak. Sadece ilişki değil. Siz bu kadına bir sürü işler yaptırmışsınız” dedi.

Adam ‘az sonra’ diyor, kız ise ikinci perde geliyor demekte. Yani bu iş kolay bitecek gibi gözükmüyor ama ben ve arkadaşlarımın samimi duygusu bu işte sadece bugün meşhur olduğu için suçlananlar varsa, ki hepimiz bunun olduğunu düşünüyoruz, suçlanan herkesin Uğur Dündar’ın yaptığı gibi mahkeme belgelerini  öne sürmesi gerekiyor. 

Bu karşılıklı yıkıcı tatışmaya bir an önce tatmin edici bir nokta konması hem kadının hem de bugün hepimizin tanıyıp sevdiği adı geçirilen adamların yaşamlarını huzur içinde sürdürmesi için sağlanmalı.

Ha, bu iş sonuçta nasıl bağlanırsa bağlansın Suphiye Orancı zamanında hakkında romanı yazılıp filmi çekilecek kadar ilginç bir kadınmış bence.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.