HÜDA PAR’dan seçim sonuçları açıklaması: Erdoğan’ı yeniden başkan yaptıracağız
Erdoğan ve Bahçeli arasında ilk kez bu kadar ağır bir sorun yaşanıyor. Adını net koyalım: Bu bir kriz.... Peki neden? Sorunu çözebilirler mi? Hakan Çelenk asıl bu son soruyu masaya yatırıyor
MHP lideri Devlet Bahçeli 2017’de Cumhur İttifakı teklifini adını da koyarak ilan etti. Ardından şaşkınlık içindeki MHP milletvekillerini “Bir sırrı var, sabredin. Zamanı gelince açıklarız” diye yatıştırdı. Sırrı açıklamanın zamanı 6 yıldır gelmedi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 50+1’den geri dönmek istemesi ise sır meselesi değil, açıkça çatışıyorlar. Bugün için mesele Bahçeli’nin sırrını açıklamadan Cumhurların çatlayıp çatlamayacağı.
Şunu baştan söylemek gerekiyor: Bugüne kadar aralarında halledilmeyecek soruna tanık olmadık. Ancak son yaşadıkları ciddi bir sorunun uç vermesi. Krizin iki açık delili var. Birincisi Bahçeli konuşmasında zaten “Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin tartışılması, öngörülemez sorun ve sıkıntıya yol açma riski taşımaktadır” diye uyardı. İkincisi AK Parti medyası Bahçeli’nin konuşma haberini “Erdoğan’ın 50+1 sözleri anlamlıdır” sözünden görmeyi tercih etti. Tipiktir; kriz açık edilmesin diye kulaklarının üzerine yattılar.
Yaşadıkları küçümsenecek kriz değil. Altı yıldır büyük uyumla neredeyse pürüzsüz yürüdüler. Dahiyane bir siyasi mühendislik gördük. Bahçeli sadece Sinan Oğan’ı değil, Hüda-Par’ı, hatta HDP ile Meclis’te görüşülmesini bile sindirdi. Desteğiyle Erdoğan’ın iki seçimdir koltukta kalmasını sağladı. Karşılığında devlette kadrolaşma aldı. Devletin görünen ideolojik propaganda pusulası Ortadoğu’dan neredeyse Turan’a yöneldi. Milliyetçilik temalı dizi ve film patlaması tesadüf mü?
İmralı’da Çözüm Süreci yürütmekten MHP Genel Merkezi’ne dümen kırmayı Erdoğan’ın gönlü kaydı diye geçiştiremezsiniz. Sürecin sonu 14 Mayıs’ta 25 puanlık milliyetçilik markasıyla tescilli oya döndü. Bahçeli’nin 6 yıldır bekleyin dediği sırrı artık merak eden pek kalmadı. Her şey açık.
Cumhur İttifakı karşılıklı çıkar üzerine kurulu ve 50+1 ihtiyacından doğdu. Bunu Erdoğan’dan daha iyi bilen yoktur. Bahçeli’yle ittifakı kara kaşı kara gözü için yapmıyordu. Böylesine bir mücbir sebep, 50+1 bugüne sihirli değnek gibi aralarındaki sorunları çözdürdü.
Ancak bu kez kriz dünden bugüne gelmedi: Kendisini Cumhur İttifakı’nın kaynak noktasına konumlandıran Süleyman Soylu’nun bakanlıktan alınması, Soylu sonrası Yerlikaya’nın içişleri teşkilatlarında yaptığı kadro operasyonları, bazı adli operasyonların Soylu çevresini hedef alması, İstanbul’da Dilan Polatlar üzerinden okuduğumuz yargı içi tartışmalar, Anayasa Mahkemesi’ne Yargıtay 3. Dairesi’nin yetkisini aşarak meydan okuması sonrası Bahçeli’nin sert tavrı, buna karşılık Erdoğan’ın bocalaması… Fazlasıyla ipucu vardı. 50+1 sürecin taşma noktası olabilir.
Çözülemez denemez ama yaşanan şey Cumhurlar için varoluşsal bir krizdir.
Ak Parti’nin 264, MHP’nin 50 sandalyesi var. Yasa çıkarmak için 300 barajını bile zor geçiyorlar. 50+1’den geri dönüş için Anayasa değişmeli ki en az 360 gerekiyor. Varsayalım Erdoğan MHP’den koptu ve arayışa girdi. İYİ Parti ve 6’lı Masa’nın CHP dışı diğer partileri ile anlaşsa 344 oy ediyor. Üzerine diğer küçük ortaklarını eklese bile sayı 360 etmiyor. O zaman bu koca tartışmayı neden çıkardı? Biz mi abartıyoruz? Hayır.
Erdoğan uçakta ortağına dolaylı ama herkesin anlayabileceği bir mesaj verip rest çekmiş, bilmediğimiz bazı konularda ciddiyetini anlatmış görünüyor. Bahçeli de nazik ama sert bir karşılık verdi. O kadar sertti ki ‘muhtar seçmiyoruz’ örneği Erdoğan’ın siyasi hafızasında şimşek çaktırmıştır.
Sonuç olarak kriz var ama aritmetiksel çıkışları olmadığına göre Bahçeli’nin dediği gibi uzlaşmaları en azından görüntüde daha muhtemel. Bir varoluşsal kriz çözülmez. Çözülmese bile çözülmüş gibi yapılır.
Bu arada söyleyelim, Bahçeli ile ayrılırsa Erdoğan’ın ilk hedefi şu sıralar iç kriz yaşayan Akşener’le uzlaşma aramak olur. Belki başlamıştır bile.