Tek tanrılı üç dinin bayramı aynı döneme denk gelirse. Hepsinde açlığın ve dünyevi zevklerden yoksunluğun farkına varıp arınmak üzere oruç tutulursa. Sonunda bayram varsa. Bir de mevsim baharsa...
Ramazan, Pesah ve Paskalya…
Bu yıl tek tanrılı dinlerin üç bayramı da aynı döneme denk geliyor. Tam bir pişti.
33 yılda bir gerçekleşen bu olasılığın iki ortak noktası var: Biri her üç bayramın öncesinde de oruç tutulması; diğeri sofralara artık bahar gelmesi.
Tüm tatları ve tazelikleriyle…
Orucun üç adı var. Kutladığımız bayramın adı Ramazan mı olsun Şeker mi tartışmasına son noktayı koymak çok kolay aslında: Bu bayramın orijinal adı ‘İftar Bayramı’. Diğer bir deyişle oruç bozma bayramı. Ramazan ayında 30 gün boyunca gün doğumundan gün batımına kadar tutulan bu oruç bayram sabahı son kez bozuluyor ve oruç bitiyor.
Yahudilerde oruç sekiz gün sürüyor ve Pesah (Hamursuz) bayramıyla sona eriyor. Orucun türü de farklı: Adından da anlaşılacağı gibi sekiz gün boyunca buğday, arpa, yulaf ve çavdar gibi tahılların mayalı halleri yasak. Yasağa bira da dahil doğal olarak. ‘Hamursuz’ terimi burada ‘mayasız’ anlamına geliyor ve oruç boyunca ekmek yerine peksimete benzeyen ‘matzah’ yeniyor.
Hıristiyanların orucu ise her yıl şubatta başlayıp Paskalya bayramıyla sona eriyor. 40 gün boyunca tutulan bu oruçta yasak, “zengin proteinler” ve içki.
Yasakların başında et ve yumurta, süt, peynir, tereyağı gibi hayvansal gıdalar geliyor. Oruç başlamadan bir gün önce kutlanan karnaval eğlencelerini çoğumuz duymuşuzdur. En azından Rio’dakini. Karnaval, ‘et öncesi’ veya ‘etsiz’ demek:
Oruç dönemi başlamadan, bir gün bir gece, her şey serbest şeklinde… “Her şey” neyse artık! Biz sambadan ötesini bilmiyoruz.
Oruç aslında özel bir fırsata gerek olmadan günlük yaşantımızın döngüsünde de var. Her sabah kalktığımızda bir tür oruç bozuyoruz… Gecenin orucunu. Kahvaltının İngilizcesi “breakfast” veya Fransızcası “petit déjeuner,” kelimenin tam anlamıyla oruç bozmak değil mi?
Süresi ve türü ne olursa olsun, orucun felsefesi ve amacı aynı: Açlığın ve dünyevi zevklerden yoksunluğun farkına varmak, arınmak ve irademizi kontrol edebilmek.
Müslüman ve Yahudi bayramlarının tarihleri kullanılan takvime göre değişse de her yıl Nisan ayının başına denk gelen bir bayram var: Paskalya.
Tarihi sabit olduğu için müjdelediği şeyler de sabit: Bahar.
Paskalyanın Ortodoks Hıristiyanlar için Noel’den de önemli olmasının sebebi bu. Bahar, temsil ettiği yeniden doğuş, uyanış, yeniden başlayışlarıyla… Erguvanların bu mevsimde çiçek açması Yunanlıların gözünden kaçmamış olsa gerek ki erguvan ağacının Yunanca adı da Paskalya… Aynı mevsimde, benzer ritüellerle kutlanan ve doğanın tekrar uyanışını müjdeleyen Nevruz ve Hıdrellez bayramlarıyla Paskalya arasında kesin bir paralellik var.
Tek tanrılı dinlerin ortak coğrafyası olan Doğu Akdeniz baharda başka bir taze, başka bir yeşil oluyor. Doğu Akdeniz’in bahar sofralarını süsleyen ürünler de öyle. Badem çağlası, yeşil erik, taze soğan, rezene, dereotu, enginar, bakla ve yabani kuşkonmaz, diğer Ege adlarıyla tilkişen veya tatlı filiz akla ilk gelenlerden. Veganlar duymasın ama oğlak ve kuzu da Doğu Akdeniz’in iki bahar gerçeği. Acı ama gerçek.
Tabu konulara hiç girmeden bu yazıyı üç bayrama özel üç güzel bahar lezzeti önererek bitirmek en iyisi olacak. Herkesin bayramı kutlu olsun.
Detaylı reçete istemez herhalde ama dereotu ve taze soğan unutulmaması gerekenlerden. Zeytinyağına sızma demeye gerek var mı?
Not. Ayvalık’ta bu üçlü, taze iç bakla, enginar ve zeytinyağı, aynı tabakta tamamen çiğ de yeniyor. Biraz limonla. Denememiş olanlara duyurulur.
Hamursuz hamuruyla yapılan bu köftenin harcında et yok. Az yumurta, maydanoz, dereotu, taze soğan ve rezene var. Çorbaya ise sebze, taze kuru türlü baharatlar ve yenilebilen çiçekler koymak mümkün. İmza, zeytinyağı ve limon kabuğu rendesiyle atılıyor.
Yumuşacık ve bağımlılık yapan bir çörek olarak özetleniyor. Tuzsuz bir keçi peyniri olan myzithra ile yapılıyor. Üzerine biraz tarçın ve sıcak bal gezdirilmesi olmazsa olmazlardan. Dikkat: Çöreğin hamuru olması gerektiği gibi arpa unundan değilse, peynir myzithra değilse ve kızartmanın yağı sızma zeytinyağı değilse Girit adını kullanmak cezaya tabi.
2 Kasım 2024 - Kaz Dağları’nın ‘cool’ şefi: Şekergillerden Erhan
26 Ekim 2024 - Meyveyle eti bir arada yer misiniz? Bir arada pişirir misiniz?
19 Ekim 2024 - Alasonya’dan Adana’ya bir kadın öyküsü
12 Ekim 2024 - Ayvalık’ta “üç kızlı” bir meyhane: Kuzey Ege ile Bosna nasıl buluşur
5 Ekim 2024 - Yemek yemek politik bir eylemdir ama kimin politikası, benim mi Ağabey’in mi?