Siyasetçiyseniz kadınsanız ve çocuğunuz yoksa "Çocukluların halinden anlamaz" diyebilirler. Şayet varsa bu kez de "Çocuğunu ihmal ediyor" derler. Hiçbiri olmazsa onun eylemlerinden sizi sorumlu tutarlar. Peki nasıl olacak?
Geçtiğimiz Pazar günü, ABD seçimlerinde Demokratların başkan yardımcısı Kamala Harris’i başkan adaylığı için desteklemesinin hemen ardından, Cumhuriyetçilerden saldırılar gelmeye başladı. Üstelik Kamala’nın en beklemediği yerden. Muhafazakar avukat Will Chamberlain, X’te Harris’in biyolojik çocuğu olmadığı için “Başkan olmaması gerektiğini” söyledi. Eşinin iki çocuğunun üvey annesi olsa da “ebeveynlerin sorunlarını” Kamala’nın asla anlayamayacağı çünkü “çocuk yetiştirme deneyimini yaşamadığı” şeklinde bir düşünce hakim.
Yahu söylenecek çok söz var da her şeyden önce Kamala seçildiği takdirde biyolojik çocuğu olmayan ilk Amerikan başkanı olmayacak ki. George Washington, James Madison, Andrew Jackson, James Polk ve James Buchanan da biyolojik çocuğu olmayan başkanlardı. Peki ya diğer ülkelerdeki çocuksuz kadın liderler? Bunlar arasında ilk aklıma gelenler İngiltere Başbakanı Theresa May, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avustralya Başbakanı Julia Gillard ve Tasmanya’nın ilk kadın başbakanı Lara Giddings yer alıyor.
İnsanlar, bu çocuksuz “kariyer kadınlarının” ailelerin ihtiyaçlarını nasıl anlayabileceğini her zaman tartıştı. Bu kadınların başardığı tüm harika şeyleri görmezden gelip çocuk sahibi olmamalarına odaklanan seçmenler hep oldu. Galiba bir kadın lider fotoğraf çekiminde sahneye güzel bir aile çıkaramazsa, zekası, becerisi hiç önemli değil. Çok severek izlediğim “The Good Wife” adlı TV dizisinde de kahramanımız Alicia ve politikacı kocası Peter, aslında birlikte bile olmadıkları halde kameralara sanki mutlu bir aileymiş gibi çocuklarıyla poz veriyorlar. Herkes, insanların Peter’ın evliliğinin bir aldatmaca olduğunu bilmeleri durumunda seçimi kaybedeceğine inanıyor. Gerçek hayatta olduğu gibi kurguda da ima edilen şey, geleneksel bir aileniz yoksa kazanamayacağınız.
Gelelim çocuk sahibi olmayan birinin ebeveynlerin kaygılarını hissetmeyeceği şeklindeki önyargıya. O kadar dar bir çerçeve ki bu argüman, kan bağı olup olmadığına bakmaksızın hayatlarındaki çocukların üzerine titreyen ve onların büyümelerine yardımcı olmak için zaman, para ve özen gösteren pek çok yetişkini de küçümsediğinin kimse farkında değil. Gerçekten çocuk sahibi olmak isteyen ancak olamayan insanlar için durum daha da incitici. Bu önyargıya bakılırsa hiç bir devlet başkanı kendi tüp bebek yapmadıysa tüp bebek sahibi olanları anlayamaz, kendi Afro- Amerikan veya Meksikalı değilse onları hiç anlayamaz, obez değilse tüp mide ameliyatı adaylarına empati yapamaz. Oysa bırakın Amerikan Başkan adayını, temel empatiye sahip bir insan kendisi gibi olmayan vatandaşların da ihtiyaçlarını, isteklerini ve endişelerini anlayabilir ve onların refahı için çaba sarf edebilir diye düşünüyorum.
Bence asıl sorulması gereken soru çocuk sahibi olmak sizi mutlaka daha iyi bir insan, daha iyi bir başkan ya da daha iyi bir eş yapar mı. Hani bizde “bekara ev verilmez” var ya, hangi bekar eski eşini doğrayıp sonra parçalayıp buzdolabında saklamış acaba?
İlginç şekilde yine ABD’de Cumhuriyetçi başkan yardımcısı adayı J.D. Vance 2021’de Senato için yarışırken Fox News’ta şöyle demişti: “Bu ülkede, Demokratlar aracılığıyla, kendi hayatlarından ve yaptıkları seçimlerden mutsuz olan ve bu yüzden ülkenin geri kalanını da mutsuz etmek isteyen bir grup “çocuksuz kedi kadın” tarafından etkin bir şekilde yönetiliyoruz. Kamala Harris’e, bakarsanız, Demokratların tüm geleceğinin çocuksuz insanlar tarafından kontrol edildiğini görürsünüz. Ülkemizi gelecek için doğrudan bir çıkarı olmayan insanlara teslim etmemiz ne kadar mantıklı?”
Yani bir kadın başkan kendi çocuğu yoksa toplumun çocuklarının toplumun çocukları olduğunu anlayacak şekilde yaklaşım gösteremez. Kendini onların hayrına adayamaz. En demokratik, insan haklarına saygılı olacağını düşündüğümüz ülke bugün Taylor Swift’i bile henüz evlenmediği ve çocuk yapmadığı için kınıyor. Evli bir anne olmak bir kadının hayatındaki “doğal” ve “gerçek” anlamı, Japonlar’ın deyimiyle İkigai’si olduğuna dair köklü kültürel inanç olduğu ortada.
Amerika Birleşik Devletleri’nin hiçbir zaman bir kadın başkanı olmadı. Kamala, kadın ve beyaz olmayan biri olduğu için çok fazla ayrımcılıkla mücadele etmek zorunda kalacak. Çocuksuzluk durumu başka bir katman daha ekliyor. Dürüst olmak gerekirse çocukları olsaydı, muhtemelen işinden dolayı onları ihmal etmekle suçlanırdı. Bu, erkek adaylar için bir sorun değil çünkü eşlerinin çocuklara baktığı varsayılıyor. Galiba ABD olmadığımız için şükredeceğimiz anlardan biri yaşanıyor. Henüz bizim de bir kadın cumhurbaşkanımız hatta adayımız bile olmadı. Pardon oldu. Meral Akşener, ama seçilemedi. Neyse ki onun bir yetişkin çocuğu vardı ama onun da adını yolsuzluk skandallarına karıştırdılar… Galiba siyasette bir yere aday olacaksan çocuğun olsa dert olmasa dert! Siyasete girecek olacak doğru silahı da kuşansın demek daha doğrusu. Haksız mıyım ama!