Doğası gereği aldatır!

29 Aralık 2024

Yeni yıla girerken son pazar yazımda aşk için umut mesajları vermeye, sevgi dolu kelebekleri uçurmaya hazırdım. Lakin interneti açtığım gibi karşılaştığım bir haberle tüm bu iyi niyetlerim uçtu gitti çünkü sabah sabah bayağı sinirlendim.

Yahu İnsanlık olarak teknoloji geliştirdik, uzaya gittik, yapay zeka yarattık ama bir konuda hâlâ mağara devrinde gibiyiz: Aldatma bahaneleri! Şimdi sahneye Tuna Tuner ve Oytun Erbaş çıkıyor ve bize “erkekler doğası gereği aldatır” diyorlar. Beyler, bu doğa dediğiniz şey, maalesef artık taş devrinde geçerliydi. Şimdi doğa bir yana, insanlık başka bir yana!

Öncelikle, Tuna Bey’e bir alkış: “20 yıl aldatmayan adama teşekkür edin!” diyor. Evet, doğru duydunuz, sadakati ödüllendirip üzerine bir de madalya vermemiz gerekiyormuş. Aman Tuna Bey, haklısınız, kadınlar eşlerine yemek masasında her akşam “20 yıl dayanabildin, teşekkür ederim canım” desin. İster istemez insan şu soruyu soruyor: Sadakat, karşılıklı bir sorumluluk mu, yoksa bir lütuf mu?

Tuna Bey’in mantığına göre, aldatmak iş kazası gibi bir şey. 20 yıl bir çatı altında yaşamışsın, kazasız belasız. E ama bir gün ayağın kaymış, boşanma olur mu hiç?

Beyefendiye hatırlatalım: İradenin olmadığı yerde, ilişki olmaz. Kimse zorla imza attırmıyor.

Gelelim Oytun Bey’in Nobel’lik açıklamalarına. Covid Türkleri ödürmez, bu yeni asgari ücretle Türkler geçinsin Çinliler geçinmiyor mu gibi inci tanelerinden sonra aldatma olayına da girmiş. “Aldatmayan erkek yoktur, aldatamayan erkek vardır” diyerek resmen “Biraz para kazanın, sonra rahatça aldatabilirsiniz” temalı bir mesaj vermiş. Aman ne büyük biyolojik gerçeklik(!).

E Oytun Bey, kadınlar neden biyolojiyi öne sürüp aldatmıyor? Kadınların doğası, buzdolabı mı, sabır küpü mü? Erkekler için “biyoloji” diyorsunuz da, kadınları neden “ahlak” terazisine koyuyorsunuz? Madem bu kadar doğamızdan bahsediyoruz, o zaman kadınların da doğasında sadakatten sıkıldıkları an aldatma var, değil mi? Ama kadın aldattığında kıyamet kopuyor. Erkek biyoloji, kadın ise hain ilan ediliyor. Bir garip “doğal seçilim” bu!

Oytun Bey, “Erkek çok eşlidir, kadınlar sahip çıkmalıdır” diyerek bombayı patlatıyor. Yani diyor ki, beyler aldatır, hanımlar siz de bu adamlara sahip çıkın. Kusura bakmayın da bu kadar onuru kırılmış bir kadın nasıl eşine dikkat edilmesi gereken narin bir bonsai muamelesi yapabilir?

Peki, bu biyolojik bahanelerin çözümü ne? Açıklayalım: İrade. İnsan dediğin varlık, içgüdülerin ötesine geçebilen tek türdür. Bir hamburger gördüğümüzde saldırmıyoruz, çünkü nefsimize hâkim olmayı öğrendik. O zaman aldatma isteği geldiğinde de “Dur bakalım, bu ilişkiyi zedeleyecek miyim?” diye bir düşünmek gerekmez mi? Yoksa erkeğin beyninde “sadakat” düğmesi sadece kadın bulamadığında mı çalışıyor?

Kadınlar da doğaldır. Kadınlar da çekici insanlar görebilir, bir anlık heyecan duyabilir. Ama bu, onları aldatmaya itmez, çünkü kadınlar da irade sahibidir. Ve unutmayalım ki, sadakat sadece kadınlardan beklenmesi gereken bir erdem değildir. Kadınlar da “doğallık” adı altında bu kadar serbest olsaydı, dünya çok daha karışık bir yer olurdu.

Son olarak, beyler: Cinsellik ve sadakat, biyolojik birer “istek” değil, iki insanın birbirine olan saygısının temelidir. Bahaneleri bir kenara bırakıp, irade ve iletişimle bir ilişkiyi yürütmek zor değil. Yoksa yarın bir gün kadınlar da “Ne yapalım, doğamız bu,” derse, işler hiç de istediğiniz gibi gitmez!Kısaca, “doğal olalım” deyip kendi isteklerinizi bahane etmeyin. İnsanız biz, biyolojiden öteye geçebilmek için buradayız!

Ben yine de 2024’ü kapatırken ilk planladığım gibi aşk ve ilişkiler üzerine birkaç tatlı dilekte bulunmak istiyorum.Yeni yılda herkese, içini ısıtan, kalbini titreten, ruhunu kanatlandıran bir aşk diliyorum. Öyle bir aşk ki, ne dramla yorulsun ne de monotonlukla solsun. Kahkahalarınız bol, sarılmalarınız sıkı, tartışmalarınız kısa, barışmalarınız uzun olsun.

Yeni yılda hepimize daha sağlıklı, daha anlamlı ilişkiler diliyorum. Sevgiyi göstermekten çekinmediğimiz, hataları büyütmediğimiz, “haklı olmak” yerine “mutlu olmayı” seçtiğimiz ilişkiler… Partnerinizle bolca konuştuğunuz, göz göze geldiğiniz, her küçük anın kıymetini bildiğiniz bir yıl olsun. Onunla arzularımızı, korkularımızı, isteklerimizi özgürce paylaşabildiğimiz, kendi bedenimize sevgiyle baktığımız bir yıl olsun. Unutmayın, cinsellik bir hedef değil; bir yolculuktur. Bu yolculukta kendinizi keşfetmekten ve keyif almaktan asla çekinmeyin.

Ve son olarak, hayatın her anında sevgiyle dolup taşmanızı dilerim. Sevgi sadece romantik ilişkilerde değil; dostluklarda, ailede, hatta kendinize olan yaklaşımınızda olsun. Yeni yılda kendinize daha çok sarılın, kendinize daha çok inanın ve kendinize daha çok değer verin. Unutmayın, siz sevilmeye layıksınız – hem de her halinizle.

2025 yılı hepimize sevgi dolu aşklar, güçlü ilişkilerle gelsin. Yeni yılınız aşk dolsun, mutlulukla taşsın!

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.