Erkeklerin "cinsel performansım yeterli mi" meselesini kafalarından bir türlü atamadıkları doğru. Ancak bu durum son zamanlarda bir nebze değişti. Şimdi sertleşme ilaçlarından ziyade genç kalmak, dinç görünmek daha moda!
Geçen hafta önemli bir yemekte erkeklerin “sürekli” düşündüğü, ama sesli söylemeye cesaret edemediği “cinsellik” konusundan bahsedildi. Bir cinsel sağlık kliniği yöneticisi olarak yıllardır yüzlerce erkek danışanla çalıştım ve evet, erkeklerin en büyük ve gizli sorunu genellikle cinsel performanslarıyla ilgili. Ancak son zamanlarda bu sorun bir nebze değişti. Artık sertleşme ilaçlarından ziyade genç kalmak, dinç görünmek daha moda!
Bir zamanlar, cinsel sağlığıyla ilgili doktorunun ofisine giden erkeğin aklında tek bir soru vardı: “Bu sertleşme ilaçlarından biri işime yarar mı?” Viagra’nın mucizevi mavi hapı adeta sihirli bir değnek gibi pek çok erkeğin hayatını değiştirdi. Fakat zamanla bu sihirli hapın da modası geçmeye başladı. Her şeyde olduğu gibi teknoloji ve trendler bu alanda da gelişim gösterdi. Erkekler artık eşlerine sadece “İyi çalışıyor mu” diye sormuyor. Hayır, hayır bu çok sıradan kaldı! Artık yeni sorular var: “Alt tarafta daha genç görünüyor muyum? Cildim ne durumda? Performansım kaç yaşında gösteriyor?”
Evet, doğru duydunuz. Sertleşme ilaçları artık yerini gençleştirme tedavilerine bırakıyor. Erkekler zaten spor salonlarında daha fazla zaman geçiriyor daha sağlıklı besleniyor ve estetik operasyonlarla daha genç görünmenin yollarını arıyor. Saç ektirme, botox, cilt bakım rutinleri… Liste uzayıp gidiyor! Bu durumun “alt taraf” trendlerini etkilemesi de gayet normal. Artık “Aman canım, yaşlanıyorum” demek yerine, erkekler “Bu yaşta en genç ve performanslı nasıl görünebilirim” diye sormaya başladı. Ereksiyon süresi 1 saat mi, 2 saate mi çıksın, bir gecede bir kere mi beş kere mi olsun. Günümüzde cinsel performans, hem yatakta nasıl olduğunuzla hem de nasıl göründüğünüzle de ölçülüyor.
Tabii bu durum biraz komik de gelebilir. Eskiden sadece kadınların endişelendiği yaşlanma korkusu, artık erkeklerin de kabusu haline gelmiş durumda. Evlilik yıldönümünde eşine “Sana ne alayım” diye soran kadın bir süre sonra “Biraz şok dalga, biraz penis mutluluk aşısı azıcık da kök hücre hayatım” cevabını alabilir. Çünkü genç görünmek, sağlıklı olmak ve dolayısıyla daha aktif bir cinsel hayat, artık herkesin peşinden koştuğu bir hedef haline geldi. Üstelik bütün bu yeni gençleştirme tedavilerinde uzun uzadıya acı çekmek gerekmiyor. Tam erkeklere göre! 15 dakikada şip şak işlemler bitiveriyor.
Eskiden bir “şok dalga tedavisi” vardı. Uzaktan şut şeklinde atışlarla penis damar ve sinir sistemi iyileşiveriyordu. Şimdi mutluluk aşıları (veya P-Shot) için kişinin kendi kanını santrifüj edip müthiş konsantre bir sıvı elde ediyorlar. Bu sıvı kanda bulunan trombosit miktarının yaklaşık 2-4 katını içeriyor. Bu yoğun miktardaki trombositler hem tamir özellikleriyle hem de içerdikleri büyüme faktörleriyle dokuda ciddi bir yenilenme sağlıyor. Yani penisin tüm hasarlı dokusunda yeniden oluşma, hücre büyümesi, damar oluşumu, kollajen üretimi gibi etkiler görülüyor. Sigara mı içiyorsun, yok penisi mi büyütücen haydi bir mutluluk aşısı durumu, hoop iş tamam.
Bir de şimdi bunun üst modeli eksozom çıktı. Özel bir laboratuvarda kök hücrelerden eksozom denilen hücresel iletişimi modüle edebilen ve doku yenilenmesini teşvik edebilen çeşitli büyüme faktörleri, proteinler ve genetik materyal içeren eksozom elde ediliyor. Bu küçük kesecikler peniste doku onarımını, anjiyogenezi (yeni kan damarlarının oluşumunu) ve mikroçevredeki genel iyileşmeyi sağlıyor. Sadece penise de değil, damardan da gençlik serumu şeklinde verilebiliyor.
Sonuç olarak, gençleştirme trendi, sadece zihinsel değil, fiziksel bir değişimin de göstergesi. Erkekler artık sadece sertleşme sorunlarını çözmekle kalmıyor, aynı zamanda genel olarak genç ve enerjik kalmanın yollarını arıyor.
Bu değişim eğlenceli olduğu kadar ciddiye alınması gereken bir konu elbette. Erkeklerin genç kalmak için bu kadar çaba sarf etmesi, cinsellikleri ve genel sağlıkları açısından büyük bir adım. O halde hanımlar eğer etrafınızda 50’sini geçmiş ama 20’sinde gibi görünmeye çalışan birini görürseniz, ona destek olun! Çünkü o, sadece dışarıda değil, içeride de ve “alt taraf”ta da genç kalmak istiyor. Unutmayın, bunun için ne paralar harcıyor, ne zamanlar veriyor, ne iğneler yiyor, ne şok dalgalar alıyor. E bu durumda biraz moral verilmeyi de hak ediyor.
Eşiniz böyle şeyler yaptırıyor diye kınamayın endişelenmeyin yani. Çok yakında bu tedaviler bozuk gözü çizdirmek gibi bir şey olacak. Siz ver morali ver morali… E kazanan da siz olacaksınız, niye vermeyeceksiniz di mi? İyi düşünün:)