Erken Uyarı Sinyalleri Ama Çift Kişilik Yatakta

29 Ocak 2025

İlişkilerde hepimiz bir noktada o “sinyalleri” görmüşüzdür. Erken uyarı mı? Kesinlikle. Dikkat çekiyor mu? Evet. Ama yine de, o sinyalin üzerine ilişki kampı kurmaktan çekinmeyiz. Çünkü aşk bir meydan okumadır, değil mi?

Geçenlerde uçakta It Ends With Us (Bizimle Başladı Bizimle Bitti) filmine denk geldim. Bu filmler tam bu dinamiği o kadar güzel anlatıyor ki, izlerken “Ah, bu insanlar ne yapıyor?” diye düşünürken, birden kendimizi o duyguların tam ortasında buluyoruz.

Filmde Lily Bloom, hayatını yeniden kurmak üzere Boston’a taşınır ve burada çekici ve karizmatik bir beyin cerrahı olan Ryle Kincaid ile tanışır. İlişkileri tutkulu bir şekilde ilerlerken, Ryle’ın karanlık ve kontrolcü yanları ortaya çıkar. Üstelik annesi de yıllarca babası ile bu toksik ilişki kısır döngüsünde kalmıştır. Lily, geçmişinden gelen eski aşkı Atlas Corrigan ile karşılaştığında, eski yaralar ve yeni kararlar arasında sıkışıp kalır. Hem geçmişin hem de şimdinin etkisiyle, Lily kendisi ve sevdikleri için en doğru olanı yapmak zorunda kalır.

Bu hikâye, aşk, fedakârlık ve travmaların nesiller boyunca süren etkilerini güçlü bir şekilde ele alır. Bende ise şu soruyu sordurdu: Neden o “Erken Uyarı Sinyallerine” doğru koşarız ki, kaçmak varken?

İnsan psikolojisi, kırmızı bayrakları tehlike yerine “ilgi çekici dekor” olarak görmeye yatkın. Birçok kişi için tutku ve dram el ele gidiyor. Filmde de gördüğümüz gibi, geçmişte yaşanan travmalar, bizi benzer döngülere çekiyor. Kişi, bilinçsizce kendini “tamir edebileceği” bir senaryoya sürüklüyor. Bu, aşktan çok bir tür “psikolojik yeniden sahneleme”. Bir de “Ben Onu Değiştirebilirim” Sendromu. Partnerin hataları bir tehdit değil, bir “proje” olarak görülüyor.

Filmler ve popüler kültür, toksik ilişkileri “büyük aşk” olarak romantize ediyor. Drama olmadan aşk olmaz algısı yaratılıyor. Hele hele, It Ends With Us gibi hikayelerde, güçlü bir erkek figürle çatışma yaşayan kadın karakter, toplumun “drama bağımlılığı” temasını pekiştiriyor. Maalesef kadınlar kötü çocuk sendromundan bıkmadı gitti.

Güçlü, ama problemli erkek figürleri, toplumsal olarak “aşılması gereken bir engel” gibi sunuluyor. Sanki birini kurtarırsak, aşkımız daha anlamlı olacakmış gibi. “Aşk acısı çekmek aşktandır” klişesi de üstüne ilişkilerdeki kırmızı bayrakları normalleştiriyor. Halbuki, sağlıklı bir ilişkinin “sakin ama güvenli” olması gerektiği nedense romantik bulunmuyor.

İlişkilerde iletişim sorunlarının kırmızı bayrakları daha da görünmez hale getiriyor. Sorunları konuşmak yerine bastırmak, toksik döngüleri büyütüyor. Toksik ilişkiler, “hissettim ama söyleyemedim” cümlesinin hüküm sürdüğü topraklar. Partnerler, birbirlerini anlamak yerine suçlama veya geri çekilme stratejisi izliyor. İlişkiyi bir “sen vs. ben” yarışına çevirmek, kırmızı bayrakları alevlendiriyor.

It Ends With Us gibi hikayeler bizi şu soruyla baş başa bırakıyor: “Aşk için neleri göz ardı ediyoruz?”

Erken uyarı sinyallerini yok saymak, aşkı büyütmez, sadece problemi erteler. İlişkilerde tutku güzeldir, ama sessizlik, dram ve travma pahasına değil. Eğer kırmızı bayraklara bayılıyorsanız, o bayrağın bir “tehlike işareti” olduğunu kabul etmekte fayda var. Yoksa kendinizi bir gün “çift kişilik yatakta” ama yalnız hissedebilirsiniz. Çünkü unutmayın: İlişkiler kurtarma projeleri değildir. Her iki tarafın da bayraksız bir alanda buluşabildiği bir yolda yürümelidir.

İşin ilginç tarafı sanki başroller gerçek hayattakine benzer enerjilerle oynayınca film daha tutkulu oluyor gibi.

It Ends With Us filminin başrol oyuncuları Blake Lively ve Justin Baldoni arasında da toksik bir ilişkiyi çağrıştıran ciddi anlaşmazlıklar yaşandı.

Blake Lively, Justin Baldoni’yi film setinde kendisine yönelik cinsel taciz ve uygunsuz davranışlarda bulunmakla suçladı. Bu iddialar arasında, Baldoni’nin senaryoda olmayan öpüşme sahneleri eklemesi ve sınırları aşan yorumlar yapması gibi durumlar yer alıyor. Ayrıca, Lively, Baldoni’nin kendisine karşı bir karalama kampanyası başlattığını da öne sürdü. Bu suçlamaların ardından, Justin Baldoni iddiaları reddederek Blake Lively’ye karşı iftira ve şantaj suçlamalarıyla 400 milyon dolarlık bir dava açtı.

Her iki taraf da birbirine karşı çeşitli davalar açmış durumda ve yasal süreçler devam ediyor.

Belki de filmin devamı çekilirse adı şöyle olmalı: It Ends With Lawyers.

Çünkü anlaşılan, aşk biter ama dava dosyaları kolay kolay kapanmaz.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.