Sevgili İrem, 30’larının başında bir adam eşimle hiç yaşamadığım tatmini bana yaşatıyor!

Sevgili İrem, 44 yaşında bir kadınım ve 11 yıldır evliyim. Evliliğim genel olarak iyi gidiyor diyebilirim, ama heyecan konusunda pek de zirvelerde değiliz. Son birkaç aydır işler karıştı. İş yerinde 30’larının başında, enerjisiyle devridaim makinesi gibi olan bir adamla tanıştım. Kendisi o kadar çekici ki, yanında klimanın turbo modunda çalıştığımı hissediyorum. Üstelik, cinsel anlamda eşimle hiç yaşamadığım bir tatmini bana yaşatıyor. Aklım sürekli bu adamda, ama bir yandan da ‘Acaba bu heyecan geçici mi? Evliliğimi bitirip bu yeni yola çıkmalı mıyım, yoksa geçici bir fırtına mı bu?’ diye düşünüyorum. Sizce ne yapmalıyım? Bu cinsellik hep böyle sürer mi, yoksa bir süre sonra enerji tasarruf moduna mı geçeriz?

Değerli Okurum,

Öncelikle şunu netleştirelim: 30’larının başındaki bu “ateşli” beyefendi, muhtemelen şu an cinsel hayatının Red Bull’u gibi görünüyor. Sana “kanat” veriyor, ama Red Bull’un da bir noktada etkisi geçiyor, değil mi? Başlarda “Her gün festival!” gibi hissedilen ilişkiler bir süre sonra Netflix maratonuna dönüşebilir.

Eşinle yaşamadığın tatmin duygusuna gelirsek, bu yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda duygusal bir boşluğun da göstergesi olabilir. Yeni bir ilişki, sadece cinsel heyecan değil, aynı zamanda ilgi, enerji ve yenilik getirdiği için cazip geliyor. Ama dürüst olmak gerekirse, o 30’larının başındaki adam da bir süre sonra çoraplarını ortada bırakmaya başlayacak. O yüzden, cinsellik hep böyle devam eder mi? Cevap: Pek mümkün değil. Ama “tatmin edici bir ilişki hep devam eder mi?” sorusunun cevabı biraz çaba ile evet olabilir.

Evliliğini bir düşün: İlişkinin ilk zamanlarında da eşinizle böyle mi hissetmiştin? O zamanları geri getirmek mümkün mü? Belki de evliliğinde eksik olan şey, biraz yenilik ve heyecan. Evli çiftler, bazen birbirlerini tekrar “tanımak” için çaba gösterdiğinde, büyük değişimler yaşayabilir. Eşinle neden bu konuyu konuşmuyorsun? Belki o da aynı turbo klimalı hisleri yaratmayı başarır!

Sonuç olarak, önce bir nefes al ve büyük kararlar almadan önce kendine şunu sor: Sorun evliliğinde mi yoksa heyecana duyduğun özlemde mi? Hayat, sürekli Red Bull içerek geçmez; bazen sade kahveyle de mutlu olunabilir. Ama kahve de doğru kişiden gelmeli!

Seninle olmak, bir kış gecesinde sobaya odun atmak gibi: anında alev alıyor ve saatlerce yanıyor! Yalanı!

İrem Hanım merhaba. Ben 42 yaşında boşanmış bir erkeğim. Geçmişte evlilik de yaptım, sevgililerim de oldu, ama kendimi hep yatakta şahane bir performans sanatçısı olarak bildim. Hatta “Seninle olmak, bir kış gecesinde sobaya odun atmak gibi: anında alev alıyor ve saatlerce yanıyor!” diyenler bile oldu. (Tamam, belki biraz abartıyorum ama yine de kötü şeyler duyduğum olmadı!) Yakın zamanda çok çekici, tabiri caizse adeta ateşle oynatan bir hanımla görüşmeye başladım. İlk gecemiz… hani film sahnesi gibi başladı, fakat sonra o anlar… nasıl desem… ters köşe oldu! Hanımefendi bana tüm samimiyetiyle ‘Bunu biraz daha uzatabilir misin? Ben de biraz zevk almak istiyorum,’ dedi. Evet, doğrudan! Şimdi iki arada bir derede kaldım: Bir yandan çok bozuldum çünkü böyle bir yorum hayatımda ilk kez alıyorum. Diğer yandan, acaba haklı mı? Ve eğer haklıysa, nasıl ilişkiyi uzatabilirim? Bana yol gösterin, hocam, yoksa basit bir amatör müyüm? Şimdiye kadarki “övgüler” yanlış mıydı?

Değerli Okurum,

Öncelikle sakin ol çünkü en iyi performanslarda bile bazen revizyon gerekebilir. O yüzden bu yorumu kişisel bir eleştiri değil, gelişim fırsatı olarak gör.Bu hanımefendinin direktliği aslında bir şans. Çünkü birçok kişi böyle şeyleri içine atar. Doğrusu ben “ Seninle olmak, bir kış gecesinde sobaya odun atmak gibi: anında alev alıyor ve saatlerce yanıyor!” diyenlerin abartısının altında böyle gizli kalmış tatminsizlikler olduğunu düşünürüm. Nedense kadınlar hiç tatmin olmadıkları erkeği bile poh pohlayarak kendine bağlayacağını düşünür.

Neyse şimdi gelelim esas soruya: Bu işi nasıl uzatırız? Bir kere zihinsel fren önemli. Finişe koşan bir maratoncu gibi değil, sahilde yürüyen bir turist gibi düşün. Kendini rahatlat, o anın tadını çıkar. Yani hızını azalt. “Acelem ne?” diye düşün. Bu yaşına gelmişsin Durakla ve Devam Et tekniğini duymadın mı. İlişki sırasında bir süre durup, daha sakin bir tempo ile devam etmeyi dene. Bu sadece senin için değil, partnerin için de ortamı daha keyifli hale getirebilir.

Ön Sevişmeyi Uzat: Yatak odasında performans sadece final sahnesinden ibaret değil, tüm film boyunca verilen emeğin toplamı. Ön sevişmeyi uzat, hem sana hem partnerine daha çok keyif verir.

Son olarak teknik destek önemli! Nefes egzersizleri yap. Çok basit bir yöntem: Derin nefes al, ver, olayı ağırdan al! Ayrıca gerekirse bir uzmandan cinsel sağlık veya performans teknikleri hakkında bilgi alabilirsin.

Son olarak, hanımefendinin bu yorumunu bir hakaret değil, samimi bir rehberlik olarak gör. Belki de zaten iyi olanı daha da mükemmel hale getirmek istiyor olabilir. Eğer bu yorumu ciddiye alır, samimi bir şekilde çaba gösterirsen, efsane bir birlikteliğiniz olabilir. Unutma, büyük sanatçılar eleştirilerden beslenir. Şimdi git ve eserini yeniden yarat!

48 yaşındayım, 28 yaşındaki kız arkadaşım için şarjı bitmeyen telefon gibi olmak istiyorum!

Merhabalar İrem Hanım, 48 yaşında, boşanmış ve yeniden hayatın tadını çıkarmaya başlamış bir erkeğim. Yakın zamanda 28 yaşında harika bir kadınla ilişkim başladı. O kadar güzel, enerjik ve eğlenceli ki kendimi resmen 20’lerime dönmüş gibi hissediyorum. Ama bir sıkıntım var: Partnerim, yatakta ‘tam gaz ve kesintisiz’ bir performans bekliyor. Geçen gün, ‘Sen ara sıra şarjı biten telefon gibi oluyorsun,’ dedi. Açıkçası bu yorum moralimi bozdu ve kendimi baskı altında hissettim. Birkaç arkadaşım, ‘Performans artırıcı ilaç kullan, hayatın değişir,’ diyor. Ama bu ilaçların gerçekten gerekli olup olmadığını ya da bana uygun olup olmadığını bilmiyorum. İlaçları kullanmalı mıyım? Yoksa bu enerji farkını başka yollarla mı dengelerim? Yardımcı olur musunuz?

Değerli Okurum,
Kendimi Yatak Odası Teknoloji ve Enerji Uzmanı gibi hissettim. Öncelikle şunu söylemek Lazım: Performans baskısı cinsel hayatta her şeyden önce gelir. Yani bu mesele, sevgilinin ‘powerbank’ enerjisiyle senin ‘şarjlı telefon’ metaforundan çok, zihinsel ve duygusal bir denge meselesi. Şimdi “ilaç meselesine” gelirsek, bu iş öyle arkadaş tavsiyesiyle olacak şey değil. Şaka değil, sen motor yağı değiştirir gibi vücuda ‘performans artırıcı’ ilaç atamazsın!

Bu tür ilaçlar, yalnızca bir sağlık uzmanı tarafından önerildiğinde kullanılmalı. Çünkü bu haplar herkes için uygun olmayabilir ve tansiyon, kalp gibi başka sağlık sorunlarını tetikleyebilir. Aman dikkat! İlaç, seni bir anda Ferrari’ye çevirmez; kontrolsüz kullanırsan patlak lastik gibi ortada kalabilirsin.

Belki de bu baskı, tamamen kendi kafanda kurduğun bir şeydir. 28 yaşındaki sevgilinin enerjisine yetişmeye çalışırken farkında olmadan kendini gereğinden fazla zorluyor olabilirsin. Kendi doğal ritminizi bulmaya çalış.

Unutma: Performans dediğin şey sadece süreyle ölçülmez. Kalite, her zaman nicelikten önemlidir. Şarjını uzatmak için daha sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyebilirsin. Daha iyi uyku, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve stresten uzak bir zihin, yatak odasında ilaçtan çok daha etkili olabilir.

Bence sevgiline bu konuyu esprili bir şekilde açabilirsin. O hızlı bir Tesla gibi görünse de, sen hala klasik bir Mustang’sin. Bu, hem samimiyetini hem de bu durumu çözme kararlılığını gösterir.

Sonuç olarak: İlaçların sihirli bir çözüm olmadığını unutma. Onlar sadece belirli durumlarda ve doktor kontrolünde yardımcı olabilir. Eğer performansını artırmak istiyorsan, hem fiziksel hem de duygusal olarak bu işi ele al.Sonuçta hayat, enerji yönetiminden ibaret!