Şu işleri kuldan saklamasak!

TikTok'ta bir genç kadın 6 yaşındaki kuzeniyle dudak dudağa öpüştüğü anları paylaştı. Bu kadın ne yaptığını bilmiyor olabilir ya da gerçekten sapkın eğilimleri vardır. Ama üçüncü bir seçenek daha var.

26 Haziran 2024
Fotoğraf: Shutterstock

Sosyal medya hayatımıza girdiğinden beri “yurdum insanında artık her şeyi gördüm, şaşırmam” diyemiyorum. En son TikTok’ta bir genç kadın 6 yaşındaki kuzeniyle dudak dudağa öpüştüğü anları paylaştı. TikTok’ta ‘Ben dudak seviyorum’ deyip çocuğu dudağından öptüren kadın tutuklandı.

Buradaki çelişki sadece benim mi dikkatimi çekiyor bilmiyorum. Cinselliğin tabu olduğu bir toplumuz. Hatta boşanırken bile esas sebebin cinsel uyumsuzluk olduğunu itiraf edemiyoruz, basit bir “anlaşamadık”la kısa yoldan ayrılıveriyoruz. Öte yandan önce televizyonlarda Esra Erol vari programlarla başlayan cinsel özgürlük furyası sosyal medya ile iyice aldı başını gitti. Özellikle de rahmetli Duygu Asena’yı gururlandıracak ölçüde Türk kadınlarının özgürlüklerini ilan ettiğini görür olduk.

Sosyetede aynı evli erkek için küsen 20 yıllık arkadaşlar mı istersiniz, Esra Erol’da kocasını çocuklarını TikTok’ta tanıştığı erkek için terk eden kadınlar mı, yataktan TikTok yayını yapan çiftler mi, sosyal medyada cinselliğin kullanılması altın devrini yaşıyor.

En son örnek de TikTok üzerinden canlı yayın yapan kadın 6 yaşındaki kendisini yanağından öpen kuzenine “Ben dudak seviyorum, beni dudağımdan öp” diyerek bu sapıkça davranışı yaptırıyor. Söyleneni yapan çocuğa “öpmedin yaladın beni” diyerek tekrar kendini öptüren kadın o anları bir de takipçileriyle paylaşıyor. Burada 3 alternatif söz konusu olabilir 1) Ya bu kadın çok bilinçsiz eğitimsiz ne yaptığını bilmiyor 2) Ya bunun iyi takipçi getireceğini bilerek başını sonunu düşünmeden özgürüm diye yapıyor 3) Ya da gerçekten sapkın eğilimlere sahip. Adalet sistemi gereğini yapacaktır. Ben birinci ve ikinci alternatifle ilgileniyorum. Tamam insanlar daha özgür olsun da, bu kadar yozlaşmak, saçmalamak, eğitimsizlik ve bilinçsizlik de neyin nesi…

Diğer yandan hani ülkemizde cinsellik tabu, bu konunun açıkça konuşulması veya sergilenmesi toplumsal normların ihlali idi. Sosyal medya, normların ve değerlerin yeniden tanımlanmasında bu çağda önemli bir rol oynuyor. Ancak Türk insanın adaptasyon kabiliyeti her şeyde olduğu gibi burada da kendini gösteriyor. Tabu olan bir konuyu alıp yozlaşmaya vardırabilmek için çok da uzun bir sürece ihtiyacımız olmuyor. Kuantum hızında bu değişimi gerçekleştirebiliyoruz. İlgi çekmek ve bundan biraz da para kazanmak isteyen özellikle de kadınlarda sosyal medya, toplumdaki cinsel gerilimi açığa çıkarmak için ideal bir platform.

Aklıma Erving Goffman’ın dramaturji teorisi geliyor. Bireylerin sosyal etkileşimlerde kendilerini sunarken ve kimliklerini inşa ederken cinselliği kullanmaları, onlara “ön sahne”de izleyicilerin dikkatini çekme imkanı tanıyor. İnsanlar, cinsellikle ilgili içeriklere tepki gösterirken veya desteklerken, bu gerilim ortaya çıkıyor ve ilgi çekiliyor. Gelsin ün, şöhret, para. Bazen bu “ İlgi Çekme Stratejisi” abartılınca şok etkisi yaratıyor. Eh o kadar kusur kadı kızında da olur, diyemiyoruz ama. Bu kadar da utanma duygusu kaybetmemeliyiz diye düşünüyorum.

Peki toplum olarak bu ilgi çekme stratejileri ile nasıl başa çıkacağız, utanma duygusu nasıl geri getireceğiz? Kabul edelim, cinsellik konusunda hiç eğitimimiz olmadığı için birçok konuyu kuldan sakladığımız için bu içeriklerle çok daha ilgili bir toplumuz. Tüm dünyada cinsel eğitimin yerini internet pornosu aldı. Buradaki sorun şu ki porno filme alınmış bir performans. Her şey seyredenlere en çekici gelecek şekilde konumlandırılıyor, bu nedenle de cinsel eylemler genellikle gerçek hayatta olduğundan farklı görünüyor. Porno çoğu zaman gerçek seksin samimiyetini (bazen de tuhaflığını ve sorunlarını) göstermiyor. Orada gördüklerimizi gerçek olarak değerlendirip cinselliği de rahatça konuşmadığınızdan, bizimle aynı sorunlara ve/veya sorulara sahip birçok kişi olduğunun farkına varamıyoruz. Özellikle kadınlar olarak. Kaç kadın eşine orgazm taklidi yaptığını itiraf edebiliyor? Ya da kaçı ön sevişme arzu ettiğini? Bunları birbirimize söylemiyor, yalnız olduğumuzu düşünüyoruz.

Bakın, Indiana Üniversitesi ve Kinsey Enstitüsü ile ortaklaşa, yaşları 18 ila 95 arasında değişen 20 bin kadından oluşan katılımcılarla şaşırtıcı bir çalışma yürüttü. Bilim insanlarından oluşan bir ekip binlerce kadına seks konusunda neyi bilmek istediklerini, seks sırasında aldıkları zevki neyin artırdığını sordular. Öyle basit bir anket de değil. Katılımcıların neyin tartışıldığını bilmelerini sağlamak için, hazırladıkları videoları gösterdiler. Kalıpları buldular ve bunu bir web sitesine dönüştürdüler. Adı omgyes (Oh My God Yes).  Ne dersiniz Türkiye için de böyle bir kaynağın zamanı geldi mi?

Cinselliğin tabu olduğu bir toplumda sosyal medyada cinsel çekicilikleri kullanmak biraz tahmin edilebilir bir strateji ancak sonuç getiriyor mu, getiriyor. Tabii ki bazen bu strateji abartıldığında linç de birlikte geliyor. Ki konu çocuk olunca bir lince de gerek yok bir linç baskısı olmadan bir kanıt yetiyor! Sonra hukuki yaptırımlar, dışlanmalar birbirini izliyor. Bakın Kardashian ailesine, hiç sapıklar mı diye düşündük mü. O kadar sosyal medyada cinselliği pazarlayan bir aile, söz konusu “çocuklar, evlilik, aile” olunca akan sular duruyor. Türkiye’den bir Kardashian ailesi çıkmaz ama bu çocuğa kendini dudağından öptürme meselesinin de böyle bilinçsizce sergilenmesini ister Batı ister Doğuda başka bir toplumda bulacağınızı sanmıyorum. Bizim daha küçükten kuldan saklama meselesini çözüme kavuşturmamız şart! Yoksa daha çok sayıda TikTok rezaleti bizi bekliyor, hastalıklı bir toplum olma yolunda hızla ilerliyoruz.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.