06-05-2023
İsmet Berkan

Türkiye’nin geri kalanından ne kadar daha fazla para kazanıyorsunuz?

Türkiye’nin geri kalanından ne kadar daha fazla para kazanıyorsunuz?

Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK’e göre Türkiye’de toplam 26 milyon 477 bin ‘hane’ var.

Bu hanelerin, yani evlerin 5 milyon 124 bini tek kişilik. Bu önemli ve ilginç bir gelişme. Örneğin 2006 yılından 2010 yılına kadar kabaca her 17 haneden 1’i tek kişilikken bu trent yavaş yavaş kırılmaya başlamış ve 2022’de 26’da 5’e kadar gelmiş. Kabaca şunu söyleyebiliriz: Artık her 5 evden 1’inde tek kişi yaşıyor.

Bu tek kişilik ailelerin 2022’de elde ettikleri ortalama yıllık gelir 62 bin 554 lira. Yani ayda 5 bin liradan biraz fazla. Baktığınızda bu gruptaki en yoksul yüzde 10’luk dilimde bulunanların yıllık ortalama geliri 20 bin 288 lira. Grubun en zengin yüzde 10’luk kesimi ise yılda ortalama 100 bin 627 lira kazanıyor.

Toplam 26 milyon 477 bin haneden 18 milyon 580 bini, çekirdek ailelerden oluşuyor. Bütün detaylara girip kafanızı karıştırmak istemiyorum ama bu 18,5 milyon ailenin 4,4 milyonu sadece karı-kocadan; 1,8 milyonu tek ebeveyn ve çocuklardan; 12,3 milyonu ise eşler ve çocuklardan meydana geliyor. Ayrıca 2,3 milyon çekirdek aile ve en az bir diğer kişiden oluşan haneler var; bir de 407 bin kadar çekirdek aile olmayan ama birden fazla kişiden oluşan haneler var.

Şimdi gelelim nüfusun yüzde 5’lik dilimlere göre gelirlerine…

Türkiye’nin en fakirleri, en alttaki yüzde 5’lik dilimde yer alanların yıllık ortalama geliri 17 bin 331 lira. Bu dehşet verici düşüklükteki rakamı anlayabilmeniz için söylüyorum: Bu grupta yer alan bireyler ayda sadece 1,444 lira gelir elde edebiliyor. Günde 48 lira eder. Günde 3 dolar değil yani.

Bu grupta yer alanlar dünyanın her standardında ‘mutlak yoksul’ kabul edilen insanlar.

Bir üstteki yüzde 5’lik grup da aslında çok farklı değil. Onların yıllık ortalama geliri 28 bin 858 lira. Ayda 2 bin 405 lira gelir elde ediyorlar. Günde 80 lira. 4 dolar yani.

Üçüncü yüzde 5’lik grup yılda ortalama 34 bin 850 lira gelir elde ediyor. Ayda 2 bin 904; günde 97 lira. Kabaca 5 dolara geldik.

Dördüncü yüzde 5’lik grubun yıllık ortalama geliri 39 bin 534 lira; ayda 3 bin 295 lira; günde 110 lira eder.

Buraya kadar anlattığım grup Türkiye’nin en az gelir elde eden yüzde 20’si; yani sokakta gördüğünüz 5 insandan biriydi. Dehşet verici düşüklükte gelirlerle yaşamaya çalışan 17 milyondan fazla insandan söz ediyoruz.

Beşinci yüzde 5’lik dilimdekilerin yıllık ortalama geliri 43 bin 989 lira. Ayda 3 bin 665 lira eder; günde 122 lira.

Altıncı yüzde 5’lik dilimin yıllık ortalama geliri 48 bin 388 lira; ayda 4 bin 42 lira; günde 134 lira.

Yedinci yüzde 5’lik dilimin yıllık ortalama geliri 53 bin 179 lira; ayda 4 bin 432 lira; günde 148 lira eder.

Sekizinci yüzde 5’lik grubun yıllık ortalama geliri 58 bin 575 lira; ayda 4 bin 881 lira; günde 163 lira.

Beşinciden sekizinciye kadar olan yüzde 5’lik gruplar, toplamda yine 17 milyondan fazla insandan oluşuyor ve görüyorsunuz, günde 150 lirayı bulmayan bir ortalama gelirden söz ediyoruz.

Gelelim dokuzuncu yüzde 5’lik gruba. Yıllık ortalama geliri 63 bin 968 lira bu grubun. Ayda 5 bin 330 lira eder; günde 178 lira.

Onuncu yüzde 5’in yıllık ortalama geliri 69 bin 563 lira. Ayda 5 bin 797 lira; günde 193 lira.

Şu ana kadar nüfusumuzun yarısına bakmış olduk. Nüfusun ilk yüzde 5’i günde 48 lira gelir elde edebilirken yüzde 45-50 arasında yer alan nüfus grubu günde 193 lira kazanabiliyor. Fark çok yüksek olsa da yanıltmasın, en fazla gelir elde edenlerde bile ciddi bir sefaletten söz ediyoruz.

Gelelim nüfusun diğer yarısına, en üstteki yarısına…

Onbirinci yüzde 5’lik dilimin ortalama yıllık geliri 75 bin 394 lira. Ayda 6 bin 283 lira; günde 209 lira.

Onikinci yüzde 5’lik grubun yıllık ortalama geliri 81 bin 913 lira. Ayda 6 bin 826 lira; günde 227 lira.

Onüçüncü yüzde 5’lik grupta yıllık ortalama gelir 89 bin 342 lira. Ayda 7 bin 445 lira; günde 248 lira.

Ondördüncü yüzde 5’lik grubun yıllık ortalama geliri 97 bin 841 lira. Ayda 8 bin 153 lira; günde 272 lira ediyor.

Onbeşinci yüzde 5’lik grubun yıllık ortalama geliri 107 bin 731 lira. Ayda 8 bin 978 lira ediyor; günde 299 lira.

Gördünüz, ülke nüfusunun yüzde 75’ine ulaştık; en yüksek günlük gelir ancak 300 lirayı buldu. Artık ‘orta üst sınıf’ sınırlarındayız; Türkiye’nin okumuş yazmışlarından söz ediyoruz ve gelir düzeyi ancak bu.

Devam edelim.

Onaltıncı yüzde 5’lik dilimin yıllık ortalama geliri 120 bin 390 lira. Ayda 10 bin 33 lira ediyor; günde 334 lira.

Onyedinci yüzde 5’lik dilimin yıllık ortalama geliri 135 bin 993 lira. Ayda 11 bin 333 lira; günde 378 lira ediyor.

Onsekizinci yüzde 5’lik grubun yıllık ortalama geliri 157 bin 686 lira. Ayda 13 bin 140 lira; günde 438 lira.

Evet, buraya kadar nüfusumuzun yüzde 90’lık bölümüne ulaştık. Görüyorsunuz, en çok gelir elde edeni bile ayda 13 bin lira kazanabiliyor. Üniversite profesörleri, yargıçlar, yöneticiler hep bu grupta.

Ondokuzuncu yüzde 5, yani nüfusun en çok gelir elde eden yüzde 5’lik grubunun bir altında, nüfusumuzun yüzde 90 ile 95’i arasına denk gelen yerde bulunanların yıllık ortalama geliri de öyle astronomik değil: 193 bin 766 lira. Ayda 16 bin 147 lira ediyor; günde 538 lira.

Ve en zengin yüzde 5. Onların yıllık ortalama geliri ansızın ülkenin geri kalanından keskin biçimde kopuyor: 450 bin 53 lira. Ayda 37 bin 504; günde 1250 lira.

En yoksul yüzde 5 ayda 48 liraya talim ederken en zengin yüzde 5’in ortalama geliri 1250 lira. Tam 25 kat gelir farkı var.

Kendi 2022 gelirinize bakın, hangi yüzde 5’lik dilimde olduğunuzu bulun.

Erdoğan’ın muhalefete söylemediği bir şey kaldı mı?

Erdoğan’ın muhalefete söylemediği bir şey kaldı mı?

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan her zaman sert üslubuyla bilinen bir siyasetçiydi ama sanırım bu seçim kampanyası döneminde Erdoğan’ın kendi sertliğini bile aşmasına tanıklık ediyoruz.

Erdoğan’ın her gün yaptığı mitinglerde muhalefete düzenli olarak benzer sıfatları taktığını görüyoruz.

Bunlardan biri, muhalefete ‘kıblesiz’ demesi.

Bu kelimenin ne anlama geldiğini herkes biliyor. ‘Siz dinsizsiniz’ demek istiyor. Bu ‘kıblesizlik’ konusunu sık sık Kemal Kılıçdaroğlu’nun seccadeye ayakkabıyla basmasıyla bir arada kullanıyor, zaman zaman ‘Alnı secde görmemek’ten de söz ediyor.

Aslında tek başına bu ‘dinsiz’ suçlaması bile büyük bir skandal ama Erdoğan orada da durmuyor.

Muhalefeti ‘Diyanet’i kaldırmaya çalışmak’la suçluyor. Oysa Millet İttifakı’nın ne ortak politikalar metninde ne de bu ittifaktaki partilerin kendi programlarında hiçbir yerde Diyanet İşleri’ni kapatmak diye bir vaat yok. Olsun, Tayyip Erdoğan bunu söylemeye de devam ediyor, karşısında kendisini dinleyenlere muhalefeti bu sebeple yuhlatıyor.

Orada da durmuyor Erdoğan. Muhalefetin İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmasından ve bu sözleşmeyi iktidara gelirlerse hemen yeniden yürürlüğe sokacak olmasından hareketle, sözleşmenin kadınları koruyan ve cinsiyet eşitliği sağlayan hükümleri yerine bu sözleşmenin LBGTi+ grupları da koruma altına almasını öne çıkarıyor, ‘Muhalefet LBGT’ci’ diyor. Yani bütün muhalefete homoseksüel demiş oluyor.

Bu sözü de bir sefer kullanmadı Erdoğan, hemen hemen her mitinginde muhalefet için, ‘Biliyorsunuz, bunlar LBGT’ci’ diyor.

Bu seçim, tarihimize bu çeşit artık açıkça belden aşağı saldırılarla geçecek anlaşılan.

Kendi ülkemizi The New York Times’dan okumak zorunda kalmak

Kendi ülkemizi The New York Times’dan okumak zorunda kalmak

Ünlü Amerikan gazetesi The New York Times, Kahramanmaraş merkezli depremlerle ilgili dün öyle bir araştırmacı gazetecilik örneği yayınladı ki, Türkiyeli bir gazeteci olarak kıskanmadım desem yalan olur.

Gazete, Antakya’da yıkılan ve 65 kişiye mezar olduğu tahmin edilen Güçlü Konak adlı sitenin hikayesini yazmış. Halen yargılaması devam eden bu sitenin hikayesi, Türkiye ile ilgili hepimizin bildiği ve artık tartışmaya zahmet bile etmediği büyük ahlaki çöküntünün hemen hemen her unsurunu içinde barındırıyor.

Arsasını kat karşılığı müteahhite verip kısa yoldan zenginleşmek isteyen bir aile; kat karşılığı inşaat yapacak diye arsayı alıp imar izinlerini belediye başkanına rüşvet vererek çıkartan müteahhit; o müteahhitin daha inşaat devam ederken proje dışına çıkması, malzemeden çalması, yapı denetim şirketinin vurdumduymazlığı ve daha neler neler…

Hikayenin sonu çok acıklı: Binalar çöktü, en az 65 kişi hayatını kaybetti. Ölenler arasında arsa sahibi aileden çok sayıda isim de var.

Müthiş bir haberdi doğrusu ve biz Türkiye’de böyle şeyleri göre göre körleştiğimiz için olsa gerek, o haberi bir Amerikan gazetesinden okuduk. Haberin tamamını buradan okumanızı tavsiye ederim.

Kralın taç giyme günü

Kralın taç giyme günü

Bizim doğal olarak pek umurumuzda değil ama bugün Büyük Britanya Kralı 3. Charles’ın taç giyme töreni var.

‘Bu devirde kral mı olurmuş’ diye düşünüyor olabilir, İngiliz Kraliyet ailesinin önemsenmesini de, tuhaf seremonilerini de yadırgıyor olabilirsiniz ama dünyanın öteki tarafı bugün bu konuyla yatıp kalkacak.

Kralın taç giyme töreni basitçe kralın başına tac konması ve herkesin de ona bağlılık yemini etmesinden ibaret değil; kendi başına büyük bir ekonomi, büyük bir televizyon şovu.

Kraliyet ailesi de büyük ölçüde varlıklarını dünya çapında popüler olmalarına, kendi içlerinde yaşadıkları mini skandallar sayesinde çok konuşulmalarına ve ülkeye turist getirmelerine borçlu.

Baksanıza, kraliyet karşıtlarına bile bu büyük şovun içinde bir yer ayrıldı, onlar da İngiliz meşruti demokrasisinin varlığını kanıtlamak için Trafalgar Meydanı’nda olacaklar.

En komiği, ülkenin Hindu dinine mensup Başbakanının İncil’den bir pasajı okuması olacak herhalde.