Kadınları ve Kürtleri kaybeden seçimi de kaybeder
Türkiye’de siyaset, daha çok erkekler arasında oynanan bir oyun ama bir gerçek var ki, siyasetçiyi iktidara taşıyan esas güç erkekler değil kadınlar.
Tayyip Erdoğan 20 yılda bunca genel seçimi ve iki kez de Cumhurbaşkanı seçimini kazandı. Her seferinde ona ve partisine oy verenlerin çoğunluğunu kadınlar oluşturdu.
Erdoğan’ın aldığı her 100 oyun 58’ini kadınların verdiği, Türk siyasetinin az bilinen ve üzerinde neredeyse hiç konuşulmayan büyük ‘sır’larından biri.
Ama o Erdoğan bugün kadınlar arasındaki bu üstünlüğünü kaybetmiş gözüküyor. Bu kaybın nedeni, Tayyip Erdoğan’ın son üç yılda üst üste yaptığı hatalar. Belli ki, o da kendisini iktidarda tutan esas gücün kadınlar olduğunu unuttu veya unutmak zorunda kaldı.
İslami kesimin iki etkili yayın organı, YeniŞafak ve Akit ama en çok Akit çok uzun süre İstanbul Sözleşmesi ve özellikle 6284 sayılı kanun aleyhine yayın yaptı. Aslında hedef, İstanbul Sözleşmesi’nden çok 6284 sayılı kanun ve buna bağlı olarak Medeni Kanun’du.
6284 sayılı kanun, aile içi şiddete maruz kalan kadınları koruyor; gerekirse kendi kocaları aleyhine evden uzaklaştırma kararı alınabilmesine olanak tanıyor. Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde çıkarılan Medeni Kanun ise boşanma halinde kadına nafaka verilmesi ile yaşı küçük kız çocuklarıyla evlenen erkeklerin hapse atılmasını kolaylaştırıyor.
Bu iki kanun, şehirli ve Batılı bir yaşam tarzındaki kadınlardan çok aslında muhafazakar çevrenin kadınlarına hitab ediyor. Kocasından şiddet gören, boşanması halinde hiçbir güvenceye sahip olamamaktan korkan esas kesim onlar çünkü.
Tayyip Erdoğan aslında İslami kesim içinde bile marjinal olan bazı ultra-muhafazakar kesimlerin talebine uydu, sadece İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmekle kalmadı, Yeniden Refah Partisi’nden gelecek bir iki puanlık oy için 6284 sayılı yasayı da tartışmaya açtı.
Üstüne kadınlara yönelik sarf edilen ‘sürtük’ sözü, Meral Akşener için Ak Parti mitinglerinde açılan çirkin pankartlar da gelince Erdoğan’ın kadın oylarındaki erime hızlandı. Bugün elimizdeki anketler Erdoğan’ın oyları içinde kadınların oylarının yüzde 50’nin bir hayli altına indiğini gösteriyor.
Erdoğan sadece kadınları kaybetmedi. Aynen 2015 Haziran seçiminde olduğu gibi Kürt oylarını da kaybetti.
Bir zamanlar kendi partisi için ‘Kürt seçmenin en büyük partisi’ diyen, sahiden Kürt seçmenden yüzde 60 düzeyinde oy alan Ak Parti çoktandır bu konumunu kaybetmiş durumdaydı ama yine de Kürt seçmenin HDP’den sonraki ikinci partisiydi. Bugün HüdaPar ile yapılan işbirliği yüzünden Güneydoğu’daki seçmenlerinin önemli bölümünü CHP’ye ve Deva ile Gelecek’e kaptırmış durumda.
Bölgede CHP, HDP’den sonra ikinci parti olarak çıkar ve Ak Parti’yi üçüncülüğe iterse kimse şaşırmayacak.
Erdoğan hata üzerine hata yapar, kadın seçmenleri ve Kürt seçmenleri küstürürken CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu bu iki grup üzerinde özel olarak çalışıyor ve oy kazanmak istiyor. Anketlerde görüldüğü kadarıyla bunu başarıyor da.
Seçimin sonucunda kadın seçmen ve Kürt seçmen önemli rol oynayacak.