
11. Yargı Paketi bu hafta Meclis’e gelebilir…
Siz görmüyorsunuz ama Türkiye’nin internet haber siteleri son üç haftadır bu başlıkla her gün en az bir, bazen birden fazla haber yayınlıyor.
Neden böyle bir şey yapıyorlar?
Çünkü bu başlık bir “tık tuzağı” da ondan.
Arama motorunda 11. yargı paketini merak eden yüz binlerce insan var, onlara her gün ümit satıyor Türk interneti.
Şimdi ben de yazıma bu başlığı attım diye yazı ummadığım bir trafik çekecek ama bu başlığa kanıp tıklayanlar yazıda ya bir saniye duracak ya iki saniye.
Diğer internet sitelerinin böyle yapay trafiğe ihtiyacı var ki bu SEO mühendisliği dolandırıcılıklarını yapıyorlar ama 10Haber’in bunlara ihtiyacı yok; hatta tam tersine bu trafiğin gelmesi bizim sitemizin kalitesini düşürüyor.
Ama yine de, siteye hiçbir faydası olmayan trafiği çekme pahasına bu başlığı attım, çünkü en güncel siyasi tartışmamız olan ‘İmralı’ tartışmasının göbeğinde aslında bu konu yer alıyor.
Anlatmaya çalışayım: 11. Yargı Paketinden beklenti, bu yargı paketinin cezaevlerindekiler için yeni bir infaz affı düzenlemesini içermesi.
Bir hesaba göre en az 50 bin kişi, yapılacak infaz affından yararlanıp özgürlüğüne kavuşacak. Okuyucu trafiğini yaratan da bu: Af beklentisi içindeki aileler.
Bu infaz affı aslında ilkbaharda gündeme geldi ama son dakikada Tayyip Erdoğan iktidarı infaz affını sınırlı tutmaya, esas büyük parçayı Ekim ayında Meclis’in yeni yasama yılında gündeme almaya karar verdi.
Kasım ayının sonuna geldik, henüz 11. Yargı Paketi ile ilgili sadece söylentiler var. İlginçtir, ilk baharda infaz affı sınırlandığında ciddi hayal kırıklığı yaşayan DEM Parti de bu konuyu gündeme getirmiyor, unutmuş gibi gözüküyor.
Ama elbette unutmadılar. Çünkü bu infaz affı, çözüm sürecinde gündeme gelecek bir dizi affın ilk adımı olacak. Hapisten çıkacak 50 bin kişinin bir bölümünü de PKK’lı hükümlüler oluşturacak.
Biliyorum böyle kıyaslamalar yapmak doğru değil ama bugün ben dahil CHP’yi İmralı’ya gitme kararına katılmamakla eleştirenlerin, tabii en başta DEM Partililerin gözden kaçırdığı bir nokta var:
Eğer İmralı’da Abdullah Öcalan’la görüşmeye evet veya hayır demek devam eden çözüm süreci açısından bir samimiyet testiydiyse, 11. Yargı Paketi ve infaz affı büyük dönem sınavı sayılmalı. Çünkü burada konu İmralı’ya gitmek, Öcalan’ın meşruiyetini kabul etmiş olmak gibi sembolik falan değil, bir hayli somut: Cezaevindeki PKK’lıların bir bölümünün serbest bırakılmasından söz ediyoruz.
Peki bu dönem sınavında kimin notu kaç olacak?
Şunu biliyoruz: Konuyu ilk gündeme getiren parti olarak MHP ve daha gündeme gelir gelmez detaylı destek açıklayan DEM Parti bu dönem sınavından tam not almaya hazırlanıyor.
Ak Parti, çeşitli mazeretlerle sınavı erteledi, ertelemeye de devam ediyor. Ama bu kazandığı zamanı dersini çalışmak için kullanıp kullanmadığından kuşkularımız var. Genel izlenim, Tayyip Erdoğan’ın zamana oynadığı ama en sonunda bu infaz düzenlemesine evet diyeceği. Aynen İmralı’ya gidişte olduğu gibi…
Peki bu sınav günü gelip çattığında CHP ne yapacak? Açıkçası hiçbir fikrimiz yok. CHP bu konuda bugüne kadar evet veya hayır demiş değil, ne diyeceğini de bilmiyoruz.
CHP’liler de başka herkes de kendisini şuna hazırlamalı: Eğer bu süreç rayından çıkmadan ilerleyecekse, bu infaz affı sadece bir başlangıç olacak.
Elbette Meclis’teki Çözüm Komisyonu bu konudaki yol haritasında belirleyici olacak ama bir ucu Anayasa değişikliğine kadar gidebilecek, temelde hem PKK’lıları “topluma kazandırmayı” hem de Kürt siyasi hareketine siyasette alan açmayı hedefleyen demokratikleşmeci, özgürlükleri arttırıcı, siyasetin alanını genişletici, ifade özgürlüğünü genişletici adımlar gelecek.
Her bir adım, aynen 2003-2007 arasında hızla devam eden Avrupa Birliği’ne yakınlaşma, Kopenhag Kriterlerini yerine getirme adımları gibi toplumda keskin tartışmalara neden olacak, parti yönetimleriyle parti tabanları arasına mesafe girebilecek.
İlginçtir, kendi tabanıyla merkezde alacağı kararlar arasında çıkabilecek çatışmaya en fazla ön hazırlık yapan iki parti de MHP ile DEM.
Bu partiler aylardır ilçe ilçe partililerle toplantılar yapıyor ve kendi tabanlarını gelecekte alacakları kararlara hazırlamaya çalışıyor. Çünkü aslında DEM Parti de biliyor, mevcut fikirlerinden bazılarından vazgeçmek zorunda kalacağını, MHP de biliyor. Bu gelişmelere belki 180 derece ters açılardan kendi tabanlarını hazırlamaya çalışıyorlar.
Çözüm sürecinin nihayete nasıl ve ne noktada ereceğini tahmin etmek için çok büyük bir ‘Kürt sorunu’ uzmanı olmaya gerek yok; kaldı ki ülkemizde bu konuda uzmanlık geliştirmiş sahiden çok isim var zaten, yazılmış kitaplar halen vitrinlerde satılıyor.
Yani, aslında bu sürecin iki önemli aktörü Ak Parti ve CHP gelecekte nelerin gündeme geleceği hakkında ciddi bilgi ve fikir sahibi.
Gelecekte yapılması gerekenler düşünüldüğünde İmralı’ya gidip gitmeme kararı tarihte bir virgül kıymetinde olacak, bunun da farkında konuyu bilenler.
Ama önemli bir virgül, çünkü süreci devam ettirme kararlılığı konusunda bir niyet beyanı.
Yine de söylüyorum, ilk büyük sınav 11. Yargı Paketi konusunda olacak.

