Otomobil almak için iyi, satmak için kötü bir zaman!
Bankacılık sektörünün 2024 Eylül rakamlarını 2023 Eylül ayı rakamlarıyla karşılaştırdığımızda temel bilanço büyüklüklerindeki gelişimin enflasyon oranının gerisinde kalması ve özellikle de kâr rakamının hemen hemen hiç artmaması dikkat çekiyor.
Bankacılık sektörüne ait eylül verileri geçtiğimiz günlerde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından açıklandı. Sektörün 2024 Eylül rakamlarını 2023 Eylül ayı rakamlarıyla karşılaştırdığımızda temel bilanço büyüklüklerindeki gelişimin genel olarak enflasyon oranının gerisinde kalması ve özellikle de kâr rakamının hemen hemen hiç artmaması dikkat çekiyor.
Eylül ayı temel büyüklük rakamlarının bir yıllık dönemdeki gelişim sonuçları özet olarak şöyle:
-Sektörün aktif toplamına baktığımızda, 2023 Eylül ayında 21.100 milyar TL olan aktif toplamı Eylül 2024’te yüzde 44,6 oranında artarak 30.519 milyar TL’ye yükseldi. Aktifin en önemli kalemi olan krediler geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 40,2 oranında artarak 10.709 milyar TL’den 15,014 milyar TL’ye yükseldi. Kredilerle bağlantılı olarak takipteki alacaklar rakamı ise aynı dönemde 168 milyar TL’den 264 milyar TL’ye ulaşarak yüzde 56,8 oranında arttı.
-Pasifteki kalemlere baktığımızda, en önemli kaynak olan mevduat 2024 Eylül ayında 2023 Eylül ayına göre sadece yüzde 34 oranında artarak 13.306 milyar TL’den 17.835 milyar TL’ye çıktı. TL mevduattaki artış oranı ise yüzde 41,7. Bankaların repo işlemlerinden sağladığı fonlar yüzde 134 oranında artarak 1.849 milyar TL oldu. Mevduat dışı kaynaklara ağırlık verdiği görülen sektörün menkul kıymet ihracı ile sağladığı kaynak ise yüzde 87,1 oranında artarak 913 milyar TL. Sektörün kâr rakamı geçen yılın aynı dönemine göre sadece yüzde 4,9 oranında artarak 460 milyar TL olarak gerçekleşti. Görüldüğü üzere sektörün kârı yüksek enflasyon ortamında geçen yılın aynı ayına göre hemen hemen sabit kaldı.
-Bankacılık sektörünün gelir gider durumuna baktığımızda, kredilerden alınan faizin yüzde 176,5, mevduata ödenen faizin ise yüzde 206,2 oranında arttığı dikkat çekiyor. Dolayısıyla en önemli gider kaynağı olan mevduata ödenen faizdeki artış oranı, en önemli gelir kaynağı olan kredilerden elde edilen faizdeki artış oranının oldukça üzerinde. Yine bankaların ellerinde bulunan menkul kıymetlerden elde ettikleri faiz gelirindeki artış da mevduata ödenen faizdeki artışın gerisinde. Bunun sonucunda bankaların net faiz gelirlerindeki artış ise sadece yüzde 39,2 oranında kaldı.
-Bankaların faiz dışı gelirlerine baktığımızda, bankacılık hizmet gelirlerindeki artış oranı yüzde 164,4. Dolayısıyla bankalar bu yıl bankacılık hizmet gelirlerine ağırlık vermiş görünüyor. Bunun dışında bankalar sermaye piyasası işlemlerinden 2023 Eylül ayında 97 milyar TL kâr elde ederken bu yıl Eylül ayında 144 milyar TL zarar etti. Yine geçen yıl eylül ayında 126 milyar TL olan kambiyo kârı 2024 Eylül ayında 54 milyar TL’ye geriledi.
Bütün bu gelişmeleri değerlendirdiğimizde en önemli konu Eylül 2024 itibariyle yıllık yüzde 50 civarında enflasyona karşın bankaların aynı dönemde hemen hemen hiç kâr artışı sağlayamamaları. Dolayısıyla bu durum bankaların bugünü için herhangi bir tehdit oluşturmamakla birlikte gelecek açısından üzerinde düşünülmesi ve takip edilmesi gereken bir konu. Kârda artış sağlayamamanın nedenleri arasında:
* İlk olarak geçen yıllarda kullandırılan düşük faizli ve uzun vadeli konut kredileri vb. ürünlerden bugün yükselen faiz ortamında zarar edilmesi. Faiz oranları yüksek kaldığı sürece de bu kredilerden zarar edilmeye devam edilecek.
* İkincisi 2024’ün ilk aylarında faizler yükselmeye devam ettiğinden, bankalar daha önce almış oldukları düşük faizli DİBS’lerden zarar etti.
* Üçüncüsü yüksek faiz ortamında bankalar kâr marjlarını tam olarak koruyamıyor.
* Dördüncü olarak yukarıda verilen rakamlardan görüldüğü üzere bankaların 2024 Eylül ayı sonu itibariyle ciddi miktarda sermaye piyasası işlemlerinden zararı var. Aynı şekilde kambiyo kârları da bu dönemde önemli miktarda düşmüş.
* Son olarak bankalar geçen yıl kur korumalı mevduat (KKM) uygulamasından maliyet avantajı sağlıyordu. Giderek azalan KKM bakiyesi bu avantajın da azalmasına neden oldu.
Kârdaki bu olumsuz gelişme sonucunda sektörün kâr/özkaynak oranı yüzde 30,34’ten yüzde 21,36’ya düştü. 2024 yılının hemen hemen bu eğilimde tamamlanacağını varsayarsak, enflasyon oranları dikkate alındığında hem geçen yıl hem de bu yıl bankacılık sektörünün kârlılıkta ciddi kan kaybettiği görülüyor.
Önümüzdeki dönemde büyüme oranlarında düşüş beklendiği ve ücretli kesim ile emeklilerin gelirlerinin reel olarak düştüğü dikkate alındığında kredi geri dönüşlerinde sıkıntılar artacak.
Mevduatta yeterince artış sağlanamıyor. Faiz oranlarının görece yüksekliğine rağmen bir yılda TL mevduatta sağlanan artış bile enflasyon oranının oldukça gerisinde. Bu durumda bankalar başka kaynak arayışlarını devam ettirecek gibi görünüyor.
Bütçe açıklarının artmaya devam ettiği dikkate alındığında devletin borçlanma ihtiyacı yüksek kalmaya devam edecek ve bu durum banka kaynaklarının önemli bir bölümünün yine devletin finansmanına aktarılacağı anlamına geliyor.
Ekonomi yönetimince kredilerde seçici büyüme yaklaşımının sürdürülmesi, büyümede yavaşlama, hane halklarının alım gücünün düşmesi vb. nedenlerle kredilerde önemli artış beklenmiyor.
Sonuç olarak, bankacılık sektörü geçmişten gelen yapısının sağlam olması nedeniyle yukarıda belirttiğimiz bazı olumsuz sonuçların etkilerini şimdilik hissetmiyor. Ancak ekonomide geçiş adı verilen sürecin çok uzaması halinde olumsuz etkilerin daha hissedilir hale gelebileceği dikkate alınmalı.