İthalat yavaşlıyor, dış ticaret açığı biraz daha azaldı
Dış ticaret açığının ilk dokuz ayda düştüğü doğru. Ancak ithalattaki düşüşün tüketim malları değil yatırım malları ile hammadde ve ara malı ithalatından kaynaklanması gelecek açısından sorun oluşturabilecek sağlıksız bir ekonomik yapıyı gösteriyor.
Ticaret Bakanlığı’nın eylül ayına ilişkin dış ticaret verilerini içeren “Dış Ticaret Bülteni” geçen günlerde yayımlandı. Eylül ayı verilerinin yanında yılın ilk dokuz aylık dış ticaret verilerinin de yer aldığı bültende özellikle ithalatın ekonomik gruplara göre sınıflamasına ait veriler dikkat çekici.
Öncelikle genel olarak rakamlara bakacak olursak; eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 1,8 oranında azalışla 22 milyar USD, ithalat da yine yüzde 1,4 oranında azalışla 27,1 milyar USD olarak gerçekleşti. 2024 Ocak-Eylül döneminde ise ihracat yüzde 3,2 oranında artışla 192,8 milyar USD, ithalat ise yüzde 7,9 oranında azalışla 252,8 milyar USD oldu.
Eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre ihracatın ithalatı karşılama oranı 0,4 puan azalarak yüzde 81,1 olarak gerçekleşti. Enerji verileri hariç tutulduğunda, ihracatın ithalatı karşılama oranı ise 1,0 puan azalarak yüzde 93,7’ye düşmüş.
Eylül ayında en fazla ihracat yaptığımız ülkeler sırasıyla Almanya, İngiltere ve ABD. Eylül ayında ihracatta en çok paya sahip ilk 10 ülkenin toplam ihracat içerisindeki payı yüzde 46,4.
Eylül ayında en fazla ithalat yaptığımız ülkeler ise sırasıyla Çin, Rusya ve Almanya. Eylül ayında ithalatta en çok paya sahip ilk 10 ülkenin toplam ithalat içerisindeki payı yüzde 58,9.
Eylül ayında geniş ekonomik grupların (BEC) sınıflamasına göre, en çok ihracat 10,7 milyar USD ile (yüzde 6,8 azalış) “hammadde (ara malları)” grubunda yapılırken, bu grubu sırasıyla 7,8 milyar USD ile (yüzde 1,6 artış) “tüketim malları” ve 3,1 milyar USD ile (yüzde 5,2 artış) “yatırım (sermaye) malları” grupları takip etmiş. 2024 dokuz aylık dönemde de hammadde ihracatı 97,8 milyar USD, tüketim malları ihracatı 68,1 milyar USD ve yatırım malları ihracatı 24,7 milyar USD olarak gerçekleşmiş.
Eylül ayında geniş ekonomik grupların (BEC) sınıflamasına göre, en çok ithalat 18,3 milyar USD ile (yüzde 6,2 azalış) “hammadde (ara malları)” grubunda yapılırken, bu grubu sırasıyla 4,3 milyar USD ile (yüzde 5,9 artış) “yatırım (sermaye) malları” ve 4,2 milyar USD ile (yüzde 12,1 artış) “tüketim malları” grupları takip etmiş. 2024 dokuz aylık dönemde ise hammadde ve ara malı ithalatı yüzde 12,9 düşerek 175,8 miyar USD olurken, yatırım malları ithalatı da yüzde 1,2 düşmüş ve 37,8 milyar USD olarak gerçekleşmiş. En çarpıcı rakam ise tüketim malları ithalatında görülüyor. Diğer kalemlerin ithalatında düşüş yaşanırken tüketim malları ithalatı dokuz aylık dönemde yüzde 13,5 artarak 38,8 milyar USD’ye yükseldi.
Teknoloji yoğunluğuna göre imalat sanayi ürünleri ihracatı içinde 2024 ilk dokuz aylık dönem itibariyle yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı önceki yıla göre yüzde 18,1 artarak 6,1 milyar USD olarak gerçekleşmiş olmakla birlikte, toplam ihracat içindeki payı sadece yüzde 3,4. İthalata baktığımızda ise yüksek teknolojili ürünlerin ithalatı 23,1 milyar USD olup toplam ithalat içindeki payı yüzde 11,2.
Bu verilerden çıkaracağımız çarpıcı sonuçlar:
-Ülke içinde ne kadar talebi kısmak üzere önlem alınırsa alınsın tüketim malı ithalatı artmaya devam ediyor. Ülkede yoksulluğun büyük ölçüde arttığı düşünüldüğünde aklımıza bunu kimlerin aldığı sorusu gelebilir. İçinde bulunduğumuz dönemde çarpık ekonomik sistem ve kamu kaynaklarından beslenerek gelir düzeyini artıran bir kesim de var. Bunlar kolay kazandıkları paraları kolay da harcıyor. Çünkü bir türlü israftan vazgeçmeyen devlet kaynakları sürekli bu kesimlere akıyor.
-Aynı konunun devamı olarak ocak-eylül dönemine baktığımızda tüketim malları ithalatı yatırım malları ithalatının üstüne çıktı. Bu ise tüketimin fazla yavaşlamadan devam ederken, ülkede yatırımların artmamasının bir sonucu. Dolayısıyla üretimdeki yavaşlama burada da görülüyor.
-İthalattaki düşüşün tüketim malları değil yatırım malları ile hammadde ve ara malı ithalatından kaynaklanması gelecek açısından sorun oluşturabilecek sağlıksız bir ekonomik yapıyı gösteriyor.
-İthalattaki düşüşte altın ithalatına getirilen kısıtlamaların en önemli etken olduğu görülüyor. Ancak son dönemde ülkeye kaçak olarak sokulan altınlarla ilgili haberler resmi kayıtlara geçmeyen kaçak altın ithalatının hızlandığını gösteriyor.
-İhracatta ne kadar kendimizi zorlarsak zorlayalım kayda değer artış görülmüyor. 2024 ilk dokuz aylık dönemde gerçekleşen sadece yüzde 3,2’lik artış, ihracatın hemen hemen yerinde saydığını gösteriyor. Bunun nedenleri ihracat pazarlarımızın durumuna bağlı olduğu kadar, içte üretim maliyetlerinde devam eden yüksek oranlı artışlar ve kur gelişmelerinden de kaynaklanıyor.
-İhracatta yaşanılan bir dezavantaj da yüksek teknoloji ürünleri ihracatımızın yok denecek kadar az olması. Bu tür ürünlerde yıllardır kayda değer bir artış yapamadığımız için yurtdışı pazarları da daha kolay kaybetme riski ile karşı karşıyayız. Bu aynı zamanda ülke üretim yapısının da yeterince gelişmediğinin bir göstergesi.
Sonuçta dış ticaret açığının 2024 ilk dokuz aylık dönemde düştüğü doğru. Ancak verilere biraz detaylı bakıldığında bu düşüşün sağlıksız olduğunu, ekonomik politikaların tutarsızlığının dış ticaret verilerine de yansıdığını söylemek mümkün.