Dünya pazarlarında ihracatçının işi zorlaşıyor
Dış ticaret endekslerine göre ihracatı artırma yönünde çaba görülmekle birlikte sattığımız malların birim değerlerinde artış yerine düşüş olması bunu baltalıyor. Bu durum tabii ki sattığımız ürünlerin teknoloji niteliği taşımamasından kaynaklanıyor.
Geçen hafta TÜİK tarafından dış ticaret endekslerine ilişkin ekim ayı çalışmaları sonuçları açıklandı. Dış ticarete ilişkin endeksler, dış ticaretle ilgili miktar ve değerlerin, zaman veya mekan itibariyle gösterdiği oransal değişimin ölçüsü. Bu endeksler TÜİK tarafından ihracat ve ithalat için ayrı ayrı hesaplanıyor ve aylık dış ticaret istatistik kayıtları kullanılarak bulunuyor.
TÜİK dış ticaret endeksleri kapsamında aşağıdaki endeksleri hesaplıyor:
-Değer endeksi toplam ihracat ve ithalat değerlerinde meydana gelen değişimi ölçüyor. Değer endeksi sadece miktar endeksini elde edebilmek amacıyla hesaplanıyor ve yayımlanmıyor.
-İhracat birim değer endeksi, ihracat ya da ithalat birim değerlerinde meydana gelen değişimin ölçüsü.
-Dış ticaret miktar endeksleri fiyat sabit olmak koşuluyla dış ticaret miktarlarında meydana gelen değişimi ölçüyor.
-Dış ticaret hadleri ise ihracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine oranlanmasıyla elde ediliyor. Dış ticaret haddinin 100’ün üzerinde bulunması durumunda, dış ticarete konu malların baz yılına göre pahalıya satılıp, ucuza satın alındığı için ihraç eden ülke lehine bir durum söz konusu. Tersi durumda ise ülke aleyhinde bir durum var.
TÜİK’in açıkladığı verilere baktığımızda;
-İhracat Birim Değer Endeksi, ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %0,1 artmış ve 109,5 olarak gerçekleşmiş. Ancak 2023 Nisan ayında 116,8 ile zirve yapan endeks daha sonra düşüş göstermiş.
-İhracat Miktar Endeksi, ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %7,2 artarak 166,0 olmuş. Bu rakam 2022- 2023 yıllarının en yüksek endeks değeri.
İhracat Birim Değer Endeksi ile İhracat Miktar Endeksi verilerini birlikte değerlendirirsek, ülkemiz ihracatı miktar olarak artıyor ancak satılan malların birim değeri olarak geriliyor. Bu da ülkemiz açısından olumsuz bir durum. Ayrıca mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre bakarsak, İhracat Miktar Endeksi 2023 Eylül ayında 159,2 iken 2023 Ekim ayında %4,1 oranında azalmış 152,6 olmuş.
Konuya ithalat açısından bakarsak;
-İthalat Birim Değer Endeksi, ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %12,7 düşmüş. 2022 yılında zirve yapan endeks 2023 yılında genelde hep düşüş eğiliminde olmuş ancak ekim ayında bir önceki aya göre 126,1’den 127,0’a yükselmiş.
-İthalat Miktar Endeksi, ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %15,3 artmış. Genel eğilime baktığımızda, 2023 Mayıs ayında 146,2 ile zirve yapan endeks değeri 130’a gerilemiş.
Görüldüğü üzere 2023 yılında genelde İthalat Birim Değer Endeksi düşerken mayıs ayından sonra buna İthalat Miktar Endeksi de katılmış. Bu ülkemiz açısından cari açığı azaltmada olumlu bir durum. Ancak enflasyon açısından bakarsak ithalat birim değeri düşerken ülkede malların hiçbirinde fiyat düşüşü olmadığı gibi yüksek fiyat artışlarının devam ettiği görülüyor.
Örneğin, en çok ithalat yaptığımız alanlardan biri olan yakıtlarda 2023 Ekim ayında 2022 Ekim ayına göre İthalat Birim Endeks değerindeki düşüş yüzde 35,5. Oysa yakıtlardaki bu dönemde görülen fiyat artışı çok yüksek. Dolayısıyla bugün enflasyonun asıl nedenini maliyetlerin dışında başka kaynaklarda aramak gerekiyor.
İhracat Birim Değer Endeksi’nin İthalat Birim Değer Endeksi’ne bölünmesiyle hesaplanan ve 2022 yılı Ekim ayında 75,2 olan dış ticaret haddi 11 puan artarak, 2023 Ekim ayında 86,2’ye yükselmiş. Geçen yılla karşılaştırıldığında olumlu görünen bu durum geride bıraktığımız son aylara baktığımızda tersine bir gidiş gösteriyor. 2023 Temmuz ayında 89,6 olan endeks değeri daha sonraki üç ayda düşmüş. Bu da gelecek açısından endişe verici.
Sonuç olarak, dış ticaret endekslerine göre ihracatı artırma yönünde bir çaba görülmekle birlikte sattığımız malların birim değerlerinde artış olmaması tersine düşüş olması bu çabaları baltalıyor. Bu durum tabii ki sattığımız ürünlerin çeşidinin fiyat artışına uygun olmayan yüksek teknoloji niteliği taşımayan yapıya sahip olmasından kaynaklanıyor.
Başta enerji olmak üzere ithal ettiğimiz ürünlerin de fiyatlarında gerileme görülüyor. Ancak yurt içinde enflasyonu önlemek üzere bu durum fırsata çevrilememiş. Bu ise ekonomi yönetimlerinin yanlış politikalar izlemelerinden ve güven sağlayamamalarından kaynaklanıyor.
Her ne kadar sürekli dış ticarette bir iyileşmeden söz edilse de dış ticaret hadlerinde belirgin bir iyileşme olmadığı gibi son aylarda düşüş eğiliminde olması olumsuz gidişata işaret ediyor.
Dolayısıyla son bir yılda dış ticarete ilişkin özellikle ithal ürünlerin fiyatlarındaki düşüş lehimize durum yaratmakla birlikte bu avantaj ekonomideki dengeleri tekrar sağlamada yeterince kullanılamamış. Bugün ise ekonomi yönetimince sürekli olumlu mesajlar verilmekle birlikte ince bir ip üzerinde gittiğimiz unutulmamalı.